Huzursuzluk ve kapışmadan sanki de birileri “ekmek yiyor”…
Hoşgörü sınırlarının dışına çıkarak kavgayı çağrıştıran karalamalarla bir başkasına hitap etmek hiçbir sorunu halletmez. Halletmeme bir yana köprülerden arta kalan birkaç taşı da söküp fırlatır.
Aynı geminin yolcularıyız.
Bu gemi kayalara çarpar, parçalanır, dibi boylarsa hangi kamarada olunduğunun hiç önemi olmadan herkes “tahtalı köyü”, öteki dünyayı bulacak.
Eyleme dönüşmeden seslendirilen her türlü düşünce hakkı olduğu kadar değer bulmalıdır.
İki yanlış, bir doğru etmez.
Bilmem hangi politikacı, gazeteci ya da bir sivil toplum yöneticisi ne demiş? Ne demişse demiş, ne yazmışsa yazmış. Eğer yanıt hakkı ya da açıklama gerektiren bir konu varsa, açıklama akıllı kelimelerle yapılır.
Dünyada soğuk savaş biteli yıllar geçti, içimizde hala o anlayışta olanlar var.
Hiç unutmamak gerekir ki hakaret muhatabını değil, kullananı küçültür.
Kişilerle uğraşarak dünyanın hiçbir yerinde kalıcı bir başarı elde edilememiştir.
Bir ülkenin, bir toplumun gelişmişlik düzey göstergelerinden biri hoşgörü ve tartışma kültür düzeyidir.
Bir türlü aklım almıyor. Birileri, sihirli bir el illa da bu toplumda kavgayı, kapışmayı körüklüyor.
Casusluk, hainlik, satılmışlık suçlaması hiç bitmedi. Kardeşim, birileri casussa, hainse dosyasını sağlam kanıtlarla hazırlayıp yargı önüne çıkarır cezalandırılmasını sağlarsın. Dünyanın her yerinde ülke ve toplum aleyhine, bilerek ve isteyerek, çıkar karşılığı, düşman olarak nitelenen tarafa bilgi taşımak suçtur. Bu suçu işleyen varsa yargılanır, suçluysa kuşkuya fırsat vermeyecek bir açık yargılamayla mahkum edilir.
Muhalefetin yaklaşımlarında rahatsız edici yan varsa, onlarla hesaplaşma yeri de seçim sandıklarıdır.
Siyasi partiler yelpazesinin farklı yerlerinde olanların farklı düşünce içinde olmalarından daha doğal ne olabilir. Bu kadar basit. Ancak beğenmemek adeta belden aşağı vururcasına kapışma üslubuyla yanıt vermeyi gerektirmez.
Her yerde doğal bir tartı ve yargı sistemi vardır.
Yazdıklarınızı vatandaş benimsemezse okumaz, hatta gazetenizi almaz.
Yanlışı yapan politikacıysa vatandaşın güvenini yitirir. Siyasi yapıdaki yanlış yapılanma nedeniyle seçilip bir takım makamlara gelseniz de, gönüllerde o makamda oturmadığınızı çok kolay anlarsınız.
Yıllar evvel, eski TC Lefkoşa Büyükelçisi Ertuğrul Apakan, sohbet ederken hemen hemen herkesin katılacağı bir görüş ortaya koymuştu.
“Bir toplumda farklı görüş ve yaklaşımlar olabilir. Bu rahatsız edici değildir. Hatta bir zenginliktir. Ancak her toplumun bir de ortak değer kesiti vardır. Orası herkesin buluşma noktasıdır. O ortak değer alanının ısrarla dışında olanların toplumsal desteği alarak başarılı olması adeta mümkün değildir.”
Sayın Apakan’nın söyledikleri, kelimesi kelimesine bu olmasa da özü buydu. Ve de çok doğruydu.