Kamu Hizmet Komisyonu’na güven, genel ortalamanın üzerinde…
Kamu Hizmeti Komisyonu (KHK) Başkanı Ömer Köseoğlu, işini sorumluluk bilinciyle, siyasi baskı ya da telkinlere, azami kapalı yapan, üst düzey bir yöneticidir.
Göreve geldiği ilk günden, Kamu Hizmeti Komisyonu’na duyulan güveni olabildiğince yukarıya çekmeye çalışıyor.
Komisyon üyeleriyle kapıları kapatıp, arkasında hesap vermekten kaçınan bir tutum içinde olmadı.
Davet etmişti.
Bir grup gazeteci arkadaşla gidip ve sınavların, nasıl güvenli bir sistemle yapıldığın her aşamadaki bilgisini almıştık.
***
Çağdaş, hukuk üstünlüğüne saygılı, hizmet anlayışında, SAYDAMLIK, AÇIKLIK VE DE HESAP VEREBİLİRLİK çok önemlidir.
KHK, her zaman için eleştirilir.
Kabul edelim KHK, Başkanları bağlamında birkaç dönem önce daha fazla eleştirilirdi.
Siyasilerin, müdahale, istediklerinin olması bağlamında KHK’dan ellerini çekmesi arzuladıkları bir durum değildir.
Çünkü, hükümet olanlar, hükümette oldukları sürece, devleti partiyle birleştirip, her türlü olanağı partiden başlayarak iktidar sürdürmek için kullanmak isterler.
Üçlü kararname kapsamındaki atamalarda bunun nasıl pervasızca uygulanmadığını görüyoruz. Liyakatın zerre kadar değeri yoktur. Siyasi sadakat adı verilen “YALAKACILIK” tercih edilme nedenidir.
***
“Kamu Hizmeti Komisyonu Hizmetleri Algı Analizi Raporu” Cuma günü kapsamlı bir şekilde paylaşıldı.
Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı (KHK) tarafından sağlanan hizmetlerin, algı ve memnuniyet düzeylerini ölçmek ve bu veriler ışığında mevcut hizmetlerin etkinliğini değerlendirerek gelecekteki iyileştirme çalışmalarını analiz etmek amacıyla, KMC Danışmanlık tarafından yapılan çalışmada hem KHK sınavlarına katılanlara hem de sınavları geçerek işe alınan personelin yöneticilerine çeşitli sorular yöneltildi.
Rapora göre, katılımcıların yüzde 65’i sınav sürecinin adil olduğunu düşünüyor. Yöneticilerin yüzde 83,75’i, sınavda başarılı olup atananların iyi seçilmiş olduğunu söylüyor.”
Çeşitli başlık altında, bir anlamda memnuniyet, beğeni, güvenle ilgili algı belirlenmeye çalışıldı. Ortalama yüksek çıktı.
Kamu Hizmeti Komisyonu’na güvenin, genel ortalamanın üzerinde olması, benim için sürpriz olmadı.
***
Kamuya girme talebi hâlâ yüksek.
Neden?
Bu soruyu Ömer Köseoğlu’na, adeta yanıtını bilerek sorduk.
Çalışırken ve emekli çıktıktan sonra, güvende hissetmek.
Özel sektör, kamuya ilgiyi eleştirirken, çalışanların özel sektörü neden tercih etmediğini sorgulamaz.
Özel sektörde, çalışanların, sendikal örgütlenme içinde olması bile istenmez. Pek çok iş veren, sendikalı olmak isteyenlere kapıyı gösterir.
***
Kalıcılık bakımından da, yazımın bütünlüğünde yer almasını istediğim için, haberden bir kesit alayım:
“Öğretmen sendikalarının eylemleri sorulan Öztürk, müdür ve müdür muavini sınavlarının yapıldığını, yıl sonu itibarıyla yapılan atamalarda sıkıntı olduğunu belirtti. Bazı velilerin kendilerini arayarak, “Sakın atamaları yapmayın çocuğum öğretmensiz kalacak” dediğini belirten Köseoğlu, şu anda 9 öğretmenle ilgili disiplin davası süreciyle ilgilenmek durumunda olduklarını, tüm zamanlarını bu meseleye harcadıklarını anlattı.
Bir soru üzerine, müdür ve müdür muavini sınavlarına giren 100 kişiden 26’sının diploma soruşturmasının sürdüğü bir üniversiteden diploması olduğunu dile getiren Köseoğlu, bu konudaki araştırmalarının da sürdüğünü ifade etti.
Köseoğlu diplomada bir sorun varsa, diploma nedeniyle verilen puanın devre dışı bırakılacağını ve konunun polise intikal edeceğini söyledi.”
***
Köseoğlu, okullarda müdür ve müdür muavini sınav süreçlerinin, okullar açılmadan ya da en kötü olasılıkla şubat tatilinde tamamlanmasının doğru olacağını söyledi. Gerekçe de net. Öğretim sürecinin kritik kabul edilen bir evresinde öğrencilerin öğretmen değişikliği yaşamaması ya da süresi ne kadar olursa olsun, öğretmensiz kalmaması.
***
Müdür ve müdür muavinliğine başvuran 100 öğretmenden 26’sının, sahte diploma soruşturmasının merkezindeki Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin diplomasını taşıması, bazı kuşkuları doğal olarak dürtüyor.
Bekleyip göreceğiz.