Kıbrıslı Türkler, ne iş yapıyor?
Brüksel’e geçtiğimiz hafta, salı öğleden sonra varıp, cuma öğleden sonra ayrıldım. Saat olarak yaklaşık 72 saat.
5 kez taksiye bindim arkadaşlarla. Dördünde taksici Faslı, birinde ise Suriyeliydi. Daha önce de Brüksel’e pek çok kez gittim. Yıllardır durum üç aşağı beş yukarı böyle. Suriyeli taksiciye ilk kez rastladım.
Restoran ve benzeri iş yerlerinde durum farklı. Oralarda Faslı, ya da ilk bakıştan yabancı olduğunu, tahmin edeceğiniz çalışanlar pek görmedim.
Bir gazeteci, köşe yazarı olarak yere düşsem, bir bilgiyle kalkmak isterim. Kimseyle konuşmasam da gözlemlerimi, kıyaslı yaparak, kendime göre bir kanaat, kanaatin derinliğine göre bilgi sahibi olurum.
Brüksel’de çalışanlarla ilgili gözlem yaparken, aklımda hep aktif duran bir soru, öne geçti.
Neydi o soru.
“KIBRISLI TÜRKLER, NE İŞ YAPAR?”
Dizilerin, hatta bazı sinema filmlerinin girişinde, şu içerikte ifadeler yer alır:
“ … Bu film ve kahramanları, tamamıyla hayal ürünüdür.”
“ … Bu dizinin konusu gerçek hayattan alınmıştır.”
Konu gerçek hayattan alınsa da, içeriği ne olursa olsun, bilimsel ya da istatistik veri koşulu yoktur.
Yazımın bundan sonrası da benim, yakın çevremin ve iletişim içinde olduklarımdan elde ettiklerimdir. Benim de, konuştuklarımın aktardıkları da gözlemler.
Aslında “Kıbrıslı Türkler, ne iş yapıyor?” sorusunun yanıtına,” Kıbrıslı Türkler, hangi işleri yapmaz?” sorusunun yanıtından çok daha kolay gidebiliriz.
Çok büyük olasılıkla Çalışma Bakanlığında, daha detaylı bilgi vardır. “Büyük olasılıkla” diyorum, çünkü kurumsal tabelalar ne yazarsa yazsın, sağlıklı, güncel, sürekli yenilenen ayrıntılı bilgiler bakımından ÖZÜRLÜYÜZ.
Neyse, günlük hayat akışımdaki, gözlem verilerimden devam edeyim.
Akaryakıt istasyonlarındaki pompa ve araba yıkama işlerinde ağırlıkla Pakistanlı ve o coğrafi bölgeden insanlar çalışıyor.
İnşaat işlerinde, boya işlerinde de çalışanlar artık ağırlıkla, o bölgelerden, çok uzaklardan geliyor.
Marketlerin kasalarında, Türkmenistanlı kadınlar dikkat çekecek kadar fazladır. Türkiyeli genç birini görüyorsanız, çok büyük olasılıkla üniversite öğrencisidir.
Hastanelerde, hasta refakatçiliği, ayrı bir iş kolu halini aldı neredeyse. Bu konuda da Türkmenistanlı kadınlar ilk sıralarda.
Temizlik şirketi değil, tek başına ev temizliğine gelince… Ev temizlik işlerinde uzun zamandır, yıllardır Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan, vatandaş olan, Türkiye’den gelmiş kadınlar açık ara farkla ilk sıradadır. Bu grupta olanların, iş sorunu yoktur genelde. Haftada altı hatta yedi gün çalışıyorlar. Evler yanında iş yeri temizliği de yapıyorlar. İşe başlama saatine göre, en az iki öğün yemek ve ara öğün de var. Son zamlarla günlük 3 bin TL.
Narenciye bahçelerinde, kesim ekiplerinde de yabancı iş gücü.
Restoran ve otellerin çalışanları da ağırlıkla Türkiye ve üçüncü ülkelerden. Kıbrıslı Türk çalışanların çoğunlukta olduğu tek turistik yer, otel herhalde DOME oteldir.
Sanayi bölgelerinde çalışanların da Türkiye ve üçüncü ülkeden gelenler olduğu kesin.
Dıştan gelen biri, günlük hayatta on çalışana “Nerelisin?” diye sorsa,- zor ama-, belki onda biri Kıbrıslı Türk cevabını verebilir.
Tablo ortada.
Kıbrıslı Türkler, “temiz” masa başı iş yapmak istiyor. Devlet memurluğu, birinci tercihtir. Özel sektör olacaksa, çalışma saati, belli olacak. Çok ilginçtir, pek çok Kıbrıslı Türk için özel sektördeki işi, “İŞ DEĞİLDİR.” Bu nedenle bir anket uygulamasında, “Ne iş yapıyorsun?” sorusuna çok rahat “İŞSİZ” yanıtı verir.
Kısmet oldu dünyanın hemen hemen her köşesini gördüm. Her gittiğim yerde, Kıbrıs’ta iş yapar gibi için kullandığımız “GURDALANMAK”ın karşılığını aradım. Hiçbir ülkede ve dilde, tek kelimelik karşılığını bulamadım.
… Adam çocuğu için iş istemeye gider. İş isterken ne der? “ALIN BİZİM ÇOCUĞU, O DA GURDALANSIN!!!”
Bunun neden böyle olduğu ayrı bir, hatta birden fazla yazı konusudur.