Milletvekili Nesil Çalışkan’dan, Partisinden İngiliz Bakana, ders gibi mektup…
Sayılara çok fazla olmasa da dünyanın değişik köşelerinde, aktif politikanın ön sıralarında, orijinal Kıbrıslı Türkler vardır.
Örneğin Nazlı Süleyman, Avustralya İşçi Partisi ve Victoria Yasama Meclisi’nin seçilmiş üyesidir. Victoria Hükümeti’nde de Gaziler, Gençlik ve Küçük İşletmeler Bakanı olarak görev yapıyor.
Niyazi Kızılyürek, bir dönem Avrupa Parlamentosu üyeliği yaptı. Kıbrıs’tan seçilip Brüksel’e gitmişti. Tüm Kıbrıs’ı temsil eder olmasına rağmen, pratikte Niyazi Kızılyürek, gerektiği yerde bir Kıbrıslı Türk olarak sesini yükseltip tavrını koyuyordu. Şimdi Avrupa Parlamentosunda Niyazi Kızılyürek yok. Gelişmeler takip edildiği zaman ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacak.
***
Nesil Çalışkan da İşçi Partisi mensubu bir parlamento üyesi. 16 yaşından başlayarak İşçi Partisi’ne katkı yaptı. Son genel seçimlerde ise Parlamentoya seçildi. İngiltere Parlamentosunda Kıbrıslı Türkleri temsil etmiyor ama Kıbrıslı Türk olduğunu da unutmadan hareket ediyor.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, 10 Aralık 2024 Salı günü Güney Kıbrıs’a günü birlik bir ziyaret gerçekleştirdi.
1971’de, dönemin İngiltere Başbakanı Edward Heath’in adaya yaptığı ziyaret sonrası, Starmer’ın ziyareti 53 yıl sonra bir ilk oldu.
Bu ziyarette Kıbrıs Türk tarafı en yalın tanımlamayla yok sayıldı.
Nesil Çalışkan, 18 Aralık’ta ziyaretten bir hafta sonra, hükümetin Avrupa, Kuzey Amerika ve Denizaşırı Bölgelerden Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty’e çok diplomatik ve barışçıl bir üslupla bir mektup yazıp, “Hükümetin Kıbrıs sorunuyla bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar ve Birleşik Krallık Hükümeti ile Kıbrıslı Türk temsilciler arasındaki temaslar hakkında ayrıntılı bilgi verebilirseniz memnun olurum” dedi.
Nesil Çalışkan’ın mektubunu sizlerle paylaşıyorum:
“Sayın Stephen,
Size bu mektubu, İşçi Partisi hükümeti Birleşik Krallık’ı yeniden dünya sahnesine çıkarmak için önemli adımlar atarak, 50 yılı aşkın bir süreden sonra, bir Birleşik Krallık Başbakanı’nın Kıbrıs’a gerçekleştirdiği tarihi ziyaretin ardından yazıyorum. Ziyaretin odak noktasının yeni bir stratejik ortaklık yoluyla fırsatları güvence altına almak ve bölgedeki Rus saldırganlığına karşı Birleşik Krallık ve Kıbrıs arasındaki ortak çabaları görüşmek olduğunun farkındayım.
Bildiğiniz gibi adada onlarca yıldır barış olmasına rağmen, Kıbrıs bölünmüş bir adadır. Lefkoşa “Avrupa’daki son bölünmüş başkent” olarak tanımlanmaktadır.
Çoğunluğu Rum ve Türk olan toplumları birleştirme çabaları 50 yıldır başarısız olmuştur. Son önemli girişim, 2004 yılında Kıbrıslı Türklerin evet, Rumların ise hayır oyu kullandığı Annan Planı’ydı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve diğer ülkeler tarafından tanınmamaktadır. Bu durum, adanın ekonomik potansiyelini etkilemekte, ticareti engellemekte ve Kıbrıslı Türklerin geçim kaynaklarını etkilemenin yanı sıra, Kıbrıs’ın AB üyesi olmasına rağmen Kıbrıslı Türkleri Avrupa da dahil olmak üzere uluslararası toplumda siyasi bir sese sahip olmasını engellemektedir.
Birleşik Krallık, Kıbrıs’ın güvenliği ve refahında, tarihi bir role sahiptir. Ülkenin 1961’e kadar uzanan bağımsızlığının garantörü olmaya devam ediyoruz. Birleşik Krallık Hükümeti’nin adada, bölgede önemli bir stratejik askeri rol oynayan ve ulusal güvenliğimizi arttıran iki egemen üssü bulunmaktadır. Dolayısıyla Birleşik Krallık Hükümeti Kıbrıs sorununa siyasi bir çözüm bulunmasını teşvik etme ve destekleme konusunda özel bir role sahiptir.
Kıbrıs meselesi sadece adada yaşayan Kıbrıslılar için değil, aynı zamanda Birleşik Krallık’taki hem Rum hem de Türk Kıbrıs diaspora toplumu için de önemlidir. Her iki toplumun da Kıbrıs ile hala yakın aile ve iş bağları bulunmaktadır. Ada, İngilizler için de popüler bir tatil beldesi olmasına rağmen, adada var olan çözümsüz siyasi durum; Kuzey dahil olmak üzere Kıbrıs’ta mülk sahibi olan İngilizleri de tehlikeye sokmaktadır.
Bu durum, aynı zamanda Türkiye dışında Kuzey Kıbrıs’a doğrudan uçuşların yapılmamasına yol açarak, İngiliz turistler için daha fazla maliyet ve sıkıntı yaratmaktadır.
Artık iktidarda olan yeni İşçi Partisi hükümetiyle, her iki toplumun liderleriyle samimi ve tutarlı bir ilişki kurarak, hem Kıbrıslı Rum hem de Kıbrıslı Türklerin menfaatine olacak bir siyasi çözümün geliştirilmesine yardımcı olma fırsatına sahibiz.
Bu amaçla, Hükümetin Kıbrıs sorunuyla bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar ve Birleşik Krallık Hükümeti ile Kıbrıslı Türk temsilciler arasındaki temaslar hakkında ayrıntılı bilgi verebilirseniz memnun olurum.
Birleşik Krallık Hükümeti’nin Kıbrıs sorununa her iki toplum için de siyasi ve ekonomik güvenlik sağlayacak siyasi bir çözümü desteklemeye kararlı olduğuna dair güvence vermenizi memnuniyetle karşılarım.
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar eşittir.
Saygılarımla
Nesil Çalışkan.”