Müzakerelere başlarsa, Tatar, masayı deviren olmayacak.
KIBRIS Gazetesi ekibi olarak dün öğleyin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuğuyduk.
Hem yemek yedik hem de konuştuk.
Yemek, Cumhurbaşkanlığında yenildi diye, SARAY SOFRASININ KUŞ SÜTÜ EKSİK MENÜSÜYLE, LEZZET DÜNYASINDA TURLAR ATTIK, sanılmasın.
Herkese küçük meze tabaklarında, haşlanmış pancar- patates salatası, yoğurt, salata verildi. Ardında çorba, pirinç pilavı ve tavuk sote… Yanında alkolsüz içecek ve hafif bir Kıbrıs tatlısı…
***
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi başkanı Nikos Hristodulidis’le Pazartesi gerçekleşecek görüşmeye hazırlanıyor.
Kıbrıs’ta bir biçimde ilerleme olmasını isteyen taraflar, yeni kapı açılmasını istiyor ve destekliyor.
Tatar, iki tarafın da yararına olacağı ve Metehan’ın araç trafik yükünü azaltacağı için Haspolat kapısını akılcı, gerçekçi ve çok yönlü yararına inanarak masaya öncelikle götüreceğini dün de gizlemeden, açık açık söyledi.
Kıbrıslı Türkleri düşünmeden Hristodulidis’in masaya getirmeyi hazırlandığı Kiracıköy’deki geçiş projesini, Tatar, “Yeni kapı açılması” olarak görmüyor.
Dünkü sohbet sırasında, Akıncılar – Limya kapısının açılmasının, çok daha işlevsel olacağı, uzun uzun olmasa da anlatıldı.
Kıbrıs Türk tarafı açısında bazı sıkıntıları ya da zorlukları olsa da, Rum tarafı, Haspolat’la birlikte eş zamanlı olarak, Akıncılar – Limya kapısının açılmasını masaya getirirse, Tatar, çok büyük olasılıkla kabul edecek.
***
Resmi statüsü Müşavir olmakla birlikte Kıbrıs Türk müzakere heyetinin başındaki kişi olan Güneş Onar, dün masada oturan herkese, Kıbrıs sorunuyla ilgili kapsamlı bir brifing verdi.
Teknik yanı ağır bastığı için, hem anlatılması hem de anlaşılması kolay olmayan, “Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüyü “, bir öğretmen gibi anlattı.
Güneş Onar, çok çalışan, ancak az konuşan biri.
Cevap yetiştirmeyi sevmediği gibi, yapacağı açıklamaya karşıdan gelecek, açıklamalarla polemik tarafı olmayı da tercih etmiyor.
Politikacı olmadığı için, kamu oyu önünde boy göstermekte istemiyor.
***
Onar, yaptığım bir değerlendirmeden, Kıbrıs sorunuyla ilgili, Kuzey Lefkoşa’daki mutfağın yeterince aktif ve üretken olmadığı anlamını çıkardığını açık olarak söyleyip, reddetti.
Güneş Onar’ın söylediklerinden anladık ki Kıbrıs sorunuyla ilgili, Ankara ve Kuzey Lefkoşa, Kıbrıs sorununda sürekli temas halinde politika üretiyor. “Ankara söyler, bizimkiler de yapar” bir durum yok.
***
Sorularımızla bilgi ya da görüş akışı devam ederken, konu çapraz oya da geldi. Çapraz oyla, Kıbrıs Türk tarafından en az oy alanın, Rum kesiminden gelecek oylarla seçileceği söylendi. Hatta Ersin Tatar, gülerek, “Öyle bir durum olsa, Rumlar bana oy vermeyeceğini göre, ben seçilemem’ dedi.
Bu konuda söylenilenler, benim bildiklerimle örtüşmüyordu. Bu nedenle, konuyu sürdürmedim.
Bu yazımı da çapraz oya odaklamak istemediğim için, konuyu bir başka yazıma bırakmaya karar verdim.
***
Ersin Tatar, dün birkaç kez, “halkımız diyalogdan yanadır, ben de diyalogdan kaçan biri değilim” dedi. Anladım ki müzakerelere başlarsa, Tatar, masayı deviren olmayacak.