Hasan Hastürer

Paranın değiştirmediği insanları, seviyorum…

Çok küçük bir toprak parçasında, dünya ölçeklerinde, az bir çekirdek nüfusla yaşıyoruz.

Kimin, neyi var neyi yok bilinir.

Her fırsatta yazar ve söylerim…

Asla servet düşmanı değilim.. Kazanç meşruysa, halk diliyle helalse, kimse bir şey demez. Elbette herkesin, en yalın tanımlamayla çok zengin olması mümkün değil. Bütün mesele işveren olmasa da, çalışanın kazancının da gerçek anlamda insanca yaşamaya yetmesi.

***

Dünyada önce servete, zenginliği göre sıralama benimsenendi. Sonra, servet sahibi olurken, ne kadar vergi verildiğine göre sıralamanın daha doğru olacağı daha doğru bulundu…

… Ve sonunda çok daha doğrusu bulundu… SOSYAL SORUMLULUKLA İLGİLİ DUYARLILIK.

***

Bir iş insanı, parayı yönettiği sürece, riski, oldukça azdır. Ne zamanki para, bazı insanları teslimden öte, esir alır, O İNSANLAR, KONTROLDEN ÇIKMIŞ DEMEKTİR.

***

1974’e gelene kadar hatta 1974’ten sonra da bir süre, inşaat dünyasından, ahşap işlerine kadar, müteahhit ya da fabrikatör yoktu. Konut yapanlara da, demir işleri yapanlardan, ahşap işleri yapanlara kadar herkese USTA denirdi.

Usta diye anılan insanlar zanaatkardı, daha da  önemlisi ahlak sahibiydiler. Yaşı uygun olanlara sorun, anlatsınlar size… USTA İNSANLAR KİMSEYİ DOLANDIRMAZ, İŞ YAPACAK DİYE ALDIĞI PARAYI DA, YEMEZDİ.

***

Kimse alınganlık göstermesin. ATA MESLEĞİNİ GELİŞTİREREK SÜRDÜRENLERE, DAHA FAZLA GÜVENİRİM.

Paranın değiştirmediği  insanları da çok severim

Sonradan görmeler dışında, elbette paranın değiştirmediği insanlarımız var. Bunların bazıları, daha bildiktir. Bazıları ise sanki de bilinmemek için çaba harcar.

***

Aklımda bir turcuk atıp, paranın değiştirmediği, insani değerlerini erozyona uğratmayan, çocukluk dönemi komşularını, kan bağı olan teyze, hala, amca, dayı gibi  gören, arkadaşlarını unutmayan, kısaca paradan çok insan biriktirenleri düşündüm.

Böyle olanları temsilen aklıma gelen bir ismi yazımın bütünlüğüne yerleştirmek istedim.

Amber Ciddi, aklıma geldi.

Kardeşi Hüseyin Ciddi’yi de tanıyorum. Ancak biraz da – aktif olmasa da- siyasete ilgisi nedeniyle Amber Ciddi  ile daha fazla iletişimim var. Yılda bir – iki kez iletişimimiz olur… Çok aralıklı iletişimimiz bile, şahsıyla ilgili kanaatimin oluşmasına yeter.

Babası Mustafa Ciddi, aslen Aynikolalı.

Mobilyacılık mesleğine, çırak olarak başladığı yer, Limasol.

1974 sonra  Kuzey’e geldi. 14 Kasım 1974’te, yarım asır önce Girne merkezde Ordu Pazarı’nın yakınlarında TOPKAPI isimli mobilya iş yerini açtı. Hem üretim kalitesi hem de verdiği güvenle istikrarlı ilerledi. İki evladı da işin parçası oldu. 2003’te inşaat sektöründeki taleple uyumlu, endüstriyel boyutta mutfak üretmeye başladılar.

Topkapı gitti yerine Ciddi Mutfak, Ciddi Home geldi.

Baba, çocuklarına mesleğin inceliklerinden öğretirken çok önemli bir ismi anımsatmak gerekir. Anne, Akay Ciddi.

Anne, Akay Ciddi, Leymosunlu, Lemaşini. Çocuklarının etik değerlerle yaşama tutunmasında çok ciddi payı vardır.

***

Farklı alanda yürüse de Yüksek Lisanslı Matematikçi olan Amber Ciddi’yi tanıyalı 10 yıla yakın bir süre geride kaldı. Çok sık görüşmüyoruz.  Ancak, “ Hasan abi” demesinde, aile bağı sıcaklığı gibi bir sıcaklık hissederim.

Durumları ekonomik olarak iyi mi? Sormadım ama gördüğüm kadarıyla çok iyi. Oğlu İbrahim’in sadece okumasıyla değil, tenisiyle, sosyal gelişimiyle ilgilenmesine takdir etmemek olası değil. İşine elbette değer veriyor. Yeni iş alanlarına adım atıyor. Ancak iş – para ikilisi, çocukları İbrahim ve Akay’dan ve de ailevi, insani değerlerinin önünde değil.

***

2021 Ağustos’unda, Avrupa Birliği desteği ile Lefkoşa Türk Belediyesi, Kadın Sığınma Evi’nin yeni binası için açılan, Mobilya Alım İhalesi’nin kazanmışlardı.

Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ile sözleşmeyi imzalarken Amber Ciddi’nin şu sözlerini unutmam:

“Kadını maruz kaldığı dezavantajlı durumundan alıp hak ettiği yere konumlandıran bu projede paydaş olmaktan şahsım ve şirketim adına inanılmaz mutlu ve heyecanlıyım.”

***

Bunca gündem yoğunluğunda bu konuyu ele alıp, bu satırları neden yazdım?

Güzel örneklerin olduğunu, umutsuzluğa karşı anımsatmak için.

Sayıları ne kadar mı? Ne kadarsa…

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button