Sanata, tiyatroya, hem saygısızlık hem de ayıp…
“Kıbrıs Tiyatro Festivali‘ni düzenleyen kurum (Lefkoşa Belediye Tiyatrosu), kendi binasında faaliyet göstermektedir. Bu bina festivalin düzenlenmesine yetersiz kaldığı için Yakın Doğu Üniversitesi‘nin tesisleri kullanılmaktadır. 3.500 kişilik kapasitesi olan yeni bir tiyatro binasını inşa etme çalışmaları 1996’dan beri devam etse de, belediyenin mali sıkıntıları nedeniyle yarım kalmıştır. Belediye başkanlarının bitirme sözü vermesine karşın 2017 itibarıyla inşaat terk edilmiş hâlde durmaktadır.”
Google’a “ Lefkoşa, yarım kalan tiyatro binası” yazdım, tırnak içinde yazılanlar Vikipedi Özgür Ansiklopediden ekrana geldi.
Önceki gün 27 Mart Dünya Tiyatro günüydü.
Makam koltuğuna oturanlar, birer açıklama yapıp, görevini yerine getirme huzuruna eriştiler.
Lefkoşa Belediye tiyatro binası, çeyrek asırdan üç sene fazla, tam 28 sene önce inşa edilmeye başlandı.
Karkas ortaya çıktı. İnşaat durdu.
Orada, sanata, tiyatroya saygısızlık abidesi olarak duruyor.
Sanata, tiyatroya, hem saygısızlık hem de ayıp, aslında…
Lefkoşa, koskoca KKTC’nin başkentidir.
Ve 28 senedir, bir tiyatro binası bitirilemedi.
Bu ayıbı sadece Lefkoşa Türk Belediyesi’ne, Lefkoşa Belediye Başkanı’nın hanesine yazmam elbette.
Hiç kuşkusuz birinci derecede sorumluluk Lefkoşa Türk Belediyesi’nindir.
Ancak, hükümet edenlerin, kültür, sanattan, tiyatrodan sorumlu bakanlığın da okkalı sorumluluğu vardır.
Şubat ayı içinde, yazdığım bir yazımda var olan bir bölümü, bu vesileyle bir kez daha anımsatmak isterim:
“ Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nu var edip, bugünlere taşıyan herkes, imkansızlıklar içinde, tiyatro için imkanın ta kendisi oldu.
Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’na sunulan olanakla, Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun her kademe görev yapan kadrolarının ortaya koyduğu sanat ürünün kalitesi doğru orantılı değildir.
Adı büyük Lefkoşa Türk Belediyesi, on küsur senedir yarım kalan tiyatro binasını tamamlayamadı.
Dünya çapında başarılı oyunlar sahneleyen Lefkoşa Belediye Tiyatrosu, 1974’te Rum’dan ganimet kalan, bir sinema salonunda oyunlarını izleyenlerle buluşturuyor.
Dünden bugüne, bu konuda bir şey yapması gerekirken, yapmayanların mahcubiyet duyması gerekir.”
Evet… Yarım kalan Lefkoşa tiyatro binasının, tamamlanmasıyla ilgili, birileri çıkıp, “Belediyenin ve de KKTC devletinin bütününün boyunu aşıyor.” derse hem söz, hem de vücut dilimle tepkimi koyarım.
Geçen hafta eski Mısırlızade Sinemasında, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı ile “CUT” isimli tiyatro oyununu izledik.
Fırsat bulup, konuştuk.
Yarım kalan tiyatro binasının tamamlanması için yaklaşık 3 milyon sterline gereksinim olduğunu söyledi. Bugünkü kurla, yine yaklaşık olarak 120 milyon TL.
Anladım ki belediyenin bütçe kapasitesine göre fazla.
Lefkoşa’da kaç su sayacı olduğunu da sordum.
40 bin dolayında olduğunu öğrendim.
Yoksul kategorisine girmeyenlerin aylık su faturalarına bu amaçla 100 TL eklense ciddi bir kaynak olabileceğini, ifade ettiğimde, yüzlerle ifade edilecek kadar az insanın “Evet” diyebileceği öngörüsüyle yüzleştim.
Sözü fazla uzatmayım, Lefkoşalıya bunun anlatılması görevini üstlenmeye hazır olanların varlığının altını çizdim.
Benim yaklaşımım olabilirdir, ancak uzun bir yol sayılır.
120 milyon TL, Lefkoşa’nın toplam potansiyelinde bulunabilecek bir paradır.
Başkentin çağdaş bir tiyatro binasına kavuşması, hükümetin, hükümetten öte devletin de görev ve sorumluluk alanındadır.
“Bu konuda yarın ne olacak?” sorusunu sorup, acil yanıt beklemem. Bir sene sabırla beklerim, hiçbir hareket olmazsa, hak edilen üslupla, sözümü bir kez daha söylerim.