Seçenek çokluğu, çok partili yaşamın zenginliğidir…

Bir toplumda güzel değerlerin çokluğu, toplumun toplam güzellik çıtasını yukarılara çeker.
Tam tersi olursa da aşağı aşağı gidilir, gün gelir toplam kalite yerlerde sürünür.
Demokrasi, tüm güzellikleri içinde barındıran bir değerler bütünüdür. Demokrasisi sorunlu, gelişememiş, ülkelerde, toplumlarda GÜZELLİKLER KAF DAĞININ ARDI KADAR UZAK OLUR.
Siyasal partiler nitelikli çokluğu ya da çok partili yaşamda seçenek çokluğu, demokrasiyle bağlantılı ciddi bir zenginliktir.
***
Kıbrıs Türk Halkının çok partili demokratik yaşamla buluşma geçmişi 50 yıl.
CTP, siyasi partiler yasası olmadığı için 1970, yılında dernekler kanununa göre kurulmuş, ancak o günün sivil karakteri zayıf yönetimi tarafından, uzun süreli “ambargolu” muamelesi görmüştür.
1974 sonrası Kıbrıs Türk Federe Devleti için oluşturulan Kurucu Meclis, siyasi parti sayısının artması için bir anlamda zemin oluşturdu. CTP’nin yanına Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) uzun ömürlü olacak iki parti olarak eklendi.
Süreç içinde çok farklı isimlerde siyasi partiler kuruldu. Ancak ilk iki parti konumunda UBP ve CTP oldu.
***
Bu satırların yazarı olarak kişisel dünya görüşüm saklı kalmak koşuluyla, çok partili siyasal yaşamımızda seçeneğin, nitelikli zenginliğini her zaman destekledim.
Halkın Partisi’ne tam da bu anlayışla var olduğu günden beri, korunması gereken bir siyasi değer olarak baktım.
Siyasi düşüncemin uzağındaki oluşumlara da, faşizme yönelmeme koşuluyla saygımı gösterdim, yazılarımda ve programlarımda yer verdim.
***
Rahmetli Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk Siyasi tarihinde en çok konuşulan isimdir, liderdir. Rauf Denktaş, duruş, yaklaşım ve görüşleriyle, bizlerin düşüncelerini de her zaman dürtmüştür.
Rauf Denktaş’la ilgili yazılarımı bir araya getirsem birden fazla kitap olur. Çok büyük çoğunluğunda da Rauf Denktaş’ı eleştirdim. Tüm yazılarımın altındaki imzamı, aradan yıllar geçse de ıslak imzamla yenileyebilirim.
Oğlu rahmetli Raif Rauf Denktaş, sadece siyasi anlamda değil, geniş, yaratıcı, cesaretli görüşleriyle düşünce dünyamız içinde çok ciddi bir zenginlikti.
Rauf Denktaş öldüğü zaman geride maddi değeri olan servet bırakmadı. Tam tersine borç bıraktığını da biliyorum.
Para bırakmadı ama siyasi miras bıraktı. Hatta erken yaşama veda eden Raif Denktaş da, siyasi ve düşünce mirası bıraktı.
Serdar Denktaş yıllar evvel, “Raif öldükten sonra siyaset yapmak borcumun borcu olmuştur” demişti.
***
Serdar Denktaş çok uzun süre aktif siyasetin merkezinde yer aldı. Çok genç yaştan başlayarak bakanlık görevlerinde bulundu.,
Gün geldi, “Benden bu kadar” der gibi oldu. Der gibi oldu ama, şartlar ona izine çıkmış bir siyasetçi işlemi yaptı.
Serdar Denktaş, aktif siyaset yapsın veya yapmasın, konuştuğu zaman, katılınsın veya katılınmasın dikkate alınan bir siyasi değerdir.
***
Son zamanlarda önce ismi cumhurbaşkanlığı adaylığı için konuşuldu. Sonrasında yeni bir siyasi parti oluşumunu, açık bir dille seslendirdi.
Geçtiğimiz Cuma akşamı Kuzey Kıbrıs Genç İş İnsanları Derneği’nin (GİAD), konuğu oldu. Arabahmet Mahallesindeki GİAD binasının toplantı için düzenlenmiş salonunu kapasitesi kırk kişi kadarken, katılım daha fazla olunca bir kısım katılımcı, Serdar Denktaş’ı ayakta dinleyip, çok özgür sorular sordu.
Serdar Denktaş, güncel mülkiyet sorununda Kıbrıs Sorununa kadar geleceğe yönelik görüşler ortaya koydu.
Uzun yıllardır izlediğim en nitelikli siyasi toplantılardan biriydi.
Serdar Denktaş, rahmetli babasının isminden yararlanarak siyaset yapma peşinde değil. Hatta bazı görüşleri, babasına göre farklı kulvarda bile nitelenebilir.
Kuracağı siyasi partiye, var olan partilerin üyelerinden parça koparma niyeti yok görünüyor. Serdar Denktaş, aktif siyasete yeni isimler katarak yola devam etmek istiyor mesajını verdi.
Cumhurbaşkanlığı konusunda, “Anketlerde üçüncü sırada olmama rağmen, şu an için aday olmayı düşünmüyorum. Ancak son kararı kısa sürede kurulmasını hedeflediğim partimiz verecek” deyince, olası ikinci turda tercihi soruldu. Yanıtı yine ilkesel oldu: “Benim cumhurbaşkanım donanımlı, konuştuğu zaman içte ve dışta ciddiye alınan, hafife alınmayan, beni utandırmayacak biri olmalı.”




