Suat Hoca, 22 sene önce…“Hayallerimin onda biri gerçekleşmiştir” demişti
RYakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) için “Kıbrıslı Türklerin neler başarabileceğinin anıtsal simgesidir” demiştim. Bugün de o düşüncem değişmedi.
Tam 22 sene önce YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’le, “Küçük bir dershaneden kocaman üniversiteye” ana başlığıyla uzunca bir sohbet yapmıştım. O zaman YDÜ ailesi 1000 kişilik bir aile olarak nitelenirdi…
Özellikle içinden geçmekte olduğumuz günler, olumsuzlukları herkesin ruhuna işliyor.
Anılarda yolculuk yapmayı severim ya… Suat Hoca’ya Haziran 2002’de yaptığım sohbetin önemli bir bölümünü notlarımdan aynen aktarmak istedim:
***
“Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’le sohbetimiz devam ederken, YDÜ Kampusunun neden Dikmen tepelerine kurulduğunu soruyorum.
Yüzünden eksilmeyen gülümseme daha netlik kazandıktan sonra gözleri bir an kampusu şöyle bir taradıktan sonra anlatmaya başladı:
“Cemaat Meclisi binasının üzeri bize dar gelince, Evkaf’a başvurup uzun vadeli kira yoluyla arazi talep ettik. Bize verilen ilk yer çevre yolu üzerinde EKTAM’ın karşısındaydı. Temel atıp inşaata başlarken aynı yerin Güvenlik Kuvvetleri’ne de verildiği bize iletildi. Alternatif yer istedik şimdiki yeri gösterdiler, altyapı koşullarının olumsuzluğuna rağmen kabul ettik. İşte sonuç ortada.”
Hedeflerine ne kadar ulaştığını soramayacağıma göre hayallerinin kaçta kaçının gerçekleştiğini soruyorum.
Bu soruyu sorarken, “Önemli oranda hayallerim gerçekleşti” yanıtını bekliyordum. Yanıt gelince yanıldığım ortaya çıktı.
“Geride kalan zaman içinde ortaya çıkan eser pek çok insan için önemli olabilir. Ancak benim hayallerimle kıyasladığım zaman hayallerimin en çok onda biri gerçekleşmiştir.”
… Ve devam ediyor:
“Derinlik ve güzellik bakımından eksikliklerimiz vardır. Bunu tarif etmek, açmak zor. Tarif etmek için film çekmek gerekir. Güzelliği ülkenin genel güzellik yapısından soyutlayarak ifade edebilir misiniz? Mümkün değil.”
Sohbet ilerledikçe, Suat Günsel’in yaklaşımlarının altında çok önemli kendine özgü ilke ve yaklaşımların yattığını fark ediyorum.
Bir kere her şeyden önce hiç vitrinde olmayan ailenin birkaç kuşak geriye giden insan ilişkileri Suat Hoca için çok önemli. Aile geçmişini salt bilmekle yetinmiyor. O geçmişin üretim ilişkileri neredeyse yüz yıl sonra bu kez Yakın Doğu Ailesi’nin varlık koşullarını belirledi.
***
– Yakın Doğu Üniversitesi ve öteki kuruluşlar kimindir?
Bu soruya da ilk tepki bıyık altı gülümseme. Ve ardından yanıt..
“YDÜ tüm değerleriyle YDÜ ailesinindir. Bunu salt duygusal bir yanıt olarak söylemiyorum. Kağıt üzerindeki sahiplik ne olursa olsun fiili durum yaklaşık bin kişiden oluşan YDÜ ailesi bu değerlerin sahibidir.”
Ve tekrar seri bir sohbete kayıyoruz.
– Kıbrıs’ta zorluklar sizi hiç pes noktasına getirmedi mi?
– Hayır, hiçbir zaman pes etmedim. Zorlukları hiçbir zaman sevmedim, ancak zorluklara elimiz mahkum. YDÜ ailesinde tam bir takım ruhu vardır. Beraber çalışmak güzeldir, birlikte üretmek ise büyük bir haz nedenidir.
– Kapalı yüzme havuzu yanında on bir sütun var. Neyi ifade ediyor?
– Bu soruya ilk kez muhatap olmuyorum. On bir sütun, arkadaşlarımla belirlediğimiz on bir zorluk ve on bir güzelliği simgeliyor.
– Belirli bir ekonomik güce ulaştıktan sonra yurtdışında başka yerlerde yatırımı hiç düşündünüz mü?
– Hiçbir zaman düşünmedim. Dünyaya yeniden gelsem yine Kıbrıs’ta yine eğitim alanı derdim.
– Niçin eğitim?
– En güzele en ucuz ulaşım yolu eğitim olduğu için.
***
YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’le sohbet etmek keyifli. Ancak azıcık zor. Sohbetin bütününde her soruya yanıt almakla birlikte her yanıt kendi içinde ayrı bir derinlik taşıyor.
Suat Günsel, konuşurken söylediğinin net algılanması için karşısındakinden de çaba bekliyor. Böylece kendi görüşlerinin ifadelendirilmesine karşısındakini de ortak ediyor.
Sohbeti noktaladık… Odasından ayrılırken son soru… “Gelecek için umutlu musun?” Yanıt… “Umudumu asla yitirmem.” ( 30 Haziran 2002)