Trump, dünyayı sarsar, ABD’yi yıkar…

Beyaz Saray’da ağırladığı Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy ile ABD Başkanı Trump’ın kameralar önünde yaşadığı şiddetli tartışma, dünyanın, özellikle Avrupa basınının bir numaralı konusu oldu.
Trump’tan bu davranışı bekler miydim?
Piyango, Zelenskiy’ye vurdu. Zelenskiy’ye olmasa bir başka liderle, buna benzer bir durum yaşanacaktı.
Göreve geldiği ilk günden yaptığı açıklamalar aslında Oval Ofis’ten yansıyan görüntü içeriğinden, geri değil.
Trump, ABD başkanlık koltuğunda ikinci dönemini tamamlayabilecek mi?
Bilemem.
***
4 Şubat 2025 Salı günü, Trump’ın göreve 47. ABD Başkanı olarak başlamasından iki hafta sonra, “Trump, ABD’nin Gorbaçov’u olur mu?” başlıklı yazımı okurlarla buluşturmuştum.
“Akdeniz’in doğusunda, küçük bir adanın üçte birlik bölümünden, özgüvenle dünya gerçeklerini değerlendirerek yazıyorum. Hep onlar bizi mi yazacak? Kaderimizde söz sahibi olan bu insanları, iletişimdeki devrimle yakından izleyerek bizler de niye yazmayalım?” diye yazdıktan sonra yazımda şu ifadelere de yer vermiştim:
“Trump’ın yeniden seçilmesi, asla lider özelliklerinin takdiri değildir.
Uzun zamandır Trump dersimi çalışırım.
Seçildikten hemen sonra, yaptıklarını asla sürpriz olarak karşılamadım.
Ancak, ekonomik gömlek giydirerek başlattığı savaşların, ABD açısından risklerini görmemek için sıra dışı, siyasi görmezlik gerekir.
***
Trump, maceracı kimliğiyle, dünyaya hükmeden, uluslararası krizlerde son sözü söyleyen ABD’nin başkanlık koltuğuna yakışan, o koltuğu dolduran bir lider değildir.
…Donald Trump’ın kişisel kapasitesi, dünya meselelerini, karar verecek kadar yakından izlemeye müsait değildir.
… Trump’ın görev süresi boyunca ABD’nin başına her bakımdan dert açacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
…Trump’ın tuttuğu yol, yol değildir. Bu yol dünya ekonomisinde, dolardan dolayı sarsıntı yapabilir. Dünya sarsılırken, kriz ABD’ye yıkıcı zarar verebilir.
… Mihail Sergeyeviç Gorbaçov’la Donald Trump’ı kıyaslamam ama Sovyetler Birliği yıkılırken Sovyetler Birliği lideri Gorbaçov’du. Trump da ABD’nin Gorbaçov’u olur mu? Bekleyip göreceğiz.”
***
Bu satırları yazmak için çalışma masama oturmadan az önce değerli, bölge ve dünyadaki gelişmeleri, nitelikli birikimleriyle, yakından izleyen bir arkadaşımdan şu mesajı aldım:
“Son bir kaç gündür ABD- Ukrayna görüşmelerini takip ediyorum. Ne yaman bir zamanda yaşıyoruz. “Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin” dedirten, çaresizlik manzaraları.. Kafamda ölmemesi için gayret ettiğim, özgürlük savunucusu Amerika resmi, her gün biraz daha silikleşiyor.. “Kapitalizm ne?” sorusuna verilecek en açık ve net cevap, Beyaz Saray’daki görüşme videosu olsa gerek.”
***
Trump – Zelenskiy, buluşmasında gözler önünde yaşananlar özellikle Avrupa’da, ABD’yi “GÜVENİLMEZ” konumuna yerleştirdi.
İspanyol El Pais gazetesinde yer alan konuyla ilgili yorumdan şu kesit, Avrupa’dan Atlantik ötesine bakıldığı zaman neler hissedildiğinin çok güzel bir özetidir:
“Zelenskiy’nin Trump ve J.D. Vance’la Beyaz Saray’ın Oval Ofisi’nde, gazeteciler önünde ve canlı yayında yaptığı tartışma, bir dönemin sonunun etkileyici bir sembolüdür.
Yaşananlar hem içeriğiyle hem de biçimiyle ABD’nin son 80 yıla kıyasla yaptığı ani rota değişikliğinin acımasız bir teyididir. Bunun anlamı açık: Sadece Amerika’nın Avrupa’dan uzaklaşmasına, çıkarlar ve değerler konusunda derin bir uçurum oluşmasına tanık olmuyoruz. Avrupalılar aynı zamanda, ABD’nin diğer emperyalist güçlerle uzlaşarak bize büyük zarar vermeye hazır olduğu gerçeğiyle de karşı karşıya.
(…) Bu, boyun eğmeyi, hürmet göstermeyi ve sömürücü uygulamaları kabullenmeyi talep eden keyfi bir emperyalist güçtür. Rusya, Belarus ve Kuzey Kore ile Birleşmiş Milletlerde aynı çizgide oy kullanan bir güç. İşte Oval Ofis’teki tartışmanın arkasında yatan gerçek budur. (…) Biz Avrupalılar emperyalist güçlerin hedefindeyiz. Eğer bu konuda hala bir şüphe vardıysa da, Oval Ofis’ten gelen mesaj her şeyi netleştirdi. Dünyadaki konumumuzu tamamen yeni bir cesaretle tekrar düşünmek zorundayız.”