Hasan Hastürer

Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin başkentindeki yüzlerini, Tatar’ı dinlerken izledim…

BRÜKSEL… Perşembe günü akşamüzeri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Brüksel’deki binasının geniş katılıma olanak veren salonunda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuşması vardı. İzlemek istedim ve izledim.

Tatar, kimlere konuştu?

Türkiye’nin önemli ekonomik örgütlerinin Brüksel’deki temsilcilik merkezlerinin sorumlularına ve Brüksel’de itibar sahibi iş insanı Türklere.

Organizasyonu ve ev sahipliğini Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği yaptı. Toplantıya, Türkiye Dışişlerinin en deneyimli büyükelçilerinden, Brüksel Büyükelçisi Bekir Uysal başkanlık etti.

Toplantıya Avrupa Birliği Nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakçı da katıldı. Büyükelçi hem dışişleri hem de AB konularında birikimli.

***

Biraz geç kaldığımı sanmıştım.

Meğer tam zamanında gitmişim.

Büyükelçi Uysal, katılımcıların kendilerini tanıtmalarını istedi. Dikdörtgen şeklindeki masada oturan otuz kadar katılımcı kendilerini ve temsil ettikleri kurumsal yapıyı yakın bir şekilde aktardı.

Toplantı sonrası Büyükelçi Bekir Uysal’a da söyledim.

Böyle nitelikli bir katılımla, benzeri bir toplantının bir kez daha veya bir başka yerde düzenlenebileceğinden emin değilim.

Hem Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuşmacı olması hem de Büyükelçi Bekir Uysal’a duyulan saygının, katılımı olumlu yönde etkilediğini sanıyorum.

***

Ersin Tatar, kendine özgü ve karşıdaki insanlarda samimi yaklaşım olarak algılanan tarzıyla, Kıbrıs sorununun 1950’lerden, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan başlayarak geçirdiği evreleri anlattı.

Dikkatle dinlenildi mi?

Evet, katılımcılar dikkatle dinledi.

Böylesi bir platformda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ilk kez dinledim. Dinlemeden öte sıcak iletişimini de izledim.

Tatar, çok diplomatik konuşmuyor.

Yeni siyaset diye tanımladığı EGEMEN EŞİTLİK VE EŞİT ULUSLARARASI İLİŞKİYİ, diplomatik bir üsluptan öte çok yalın olarak anlatıyor.

Karşısındaki insanların tümü, Belçika’nın ve de Avrupa Birliği’nin 1 milyon 200 bin nüfuslu başkenti Brüksel’de, sürekli mücadele halinde insanlar. Dikkatimi çekti, neredeyse tümü de genç.

Kendi işlerinin sahibi olanlar da orta yaşın ilk basamaklarında.

Kıbrıs Türkü’nün siyasal mağduriyetinden, Rum tarafının da AB üyeliğiyle, Kıbrıslı Türklerin haklarını da gasp ederek, Avrupa’da haksız avantaj sağladığından haberleri var.

Bu mağduriyete karşı verilecek mücadeleye, katkı koyma konusunda, kimsenin ikilemi yok.

Unutmadan belirteyim, masanın etrafında bulunan isimlerden biri de Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın Brüksel’deki Temsilcisi Lale Şener’di. Tatar’a, ‘buralarda sizleri daha çok görmek istiyoruz’, derken, KKTC’den daha çok yetkiliyi Brüksel’de etkin çaba içinde görmek istediğini söylüyordu.

***

Brüksel’de beklediğimiz ilgiyi görüyor muyuz?

Görmüyoruz.

Görmek için çaba harcıyor muyuz?

Bence, yeterli ve organize çaba harcamıyoruz.

Tatar, ekonomi ağırlıklı bir temas yapacaksa, yanında ekonomik örgütlerimizden temsilciler de olmalıydı. Sorulacak sorulara yanıt verebilecek, ilgili bakanlıklardan da isimler olabilirdi.

***

Soru ve görüş seslendirme bölümünün başında Karadenizli bir iş adamı şöyle bir soru sordu: “Bizim orda bir söz var… Sen beni tanımıyorsan, ben seni hiç tanımıyorum.”

Türkiye’ye yakın olan ülkeler KKTC’yi neden tanımıyor?’

İş insanı netice insanıdır. Lafta kalan ticaret, iş insanları için ticaret sayılmaz. Biz KKTC’nin tanınması ya da KKTC ile verimli ilişkiyle ilgili güzel sözleri, büyük bir coşku heyecanla karşılıyoruz ama söylenenler eylemle desteklenmediği zaman, ‘Rum Yunan ikilisi engel koyuyor’ diyerek, mazerete destek veriyoruz.

***

Tatar, sorulan sorulara yanıt verdi.

Ancak böylesi nitelikli bir kitleyi bir araya getirdikten sonra, geleceğe yönelik daha somut adımlar netleşebilirdi.

KKTC’ye yatırım için gelenlerin, ortak bulma zorunluluğu noktasında, para koymadan ortak olmak isteyenlerle yüzleşmesi de, Brüksel’de iş yapan insanlar tarafından kolay kabullenilemiyor.

***

Tatar, Brüksel’den huzurlu mu ayrıldı?

Kendi koyduğu ilkelere göre EVET.

Çünkü karşısında etkin insanlar buldu. Onlara konuştu. Karşısındakiler de dinleyip, göreve hazır olduklarını söyledi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu