Hasan Hastürer

Ucuz Suriye patatesini yıka, kırmızı toprakla bulaştır… Al sana Kıbrıs patatesi!!!

   Bu kadar yakın yaşamamıza rağmen, Güney Kıbrıs’ta olan bitenden haberimiz yetersizdir.

   Sokaktaki Kıbrıslı Rumların, nelerden memnun, nelerden rahatsız olduğunu bilmiyoruz.

   Bir biçimde samimiyet sınırlarına girebilecek yakınlık olan, Kıbrıslı Rum arkadaşlarla, uzun sayılacak, birkaç saat bir araya gelirsek, oldukça verimli sohbet yapabiliriz.

40 yıla yakın deneyimlerimle buna yürekten inanırım.

***

Geçtiğimiz kasım ayında Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlardan oluşan bir grup olarak Brüksel’e, Avrupa Parlamentosu’nu ziyarete gitmiştik.

   Bazen bu tür seyahatlerin başında, mesafe neyse, sonunda da öyle olur. Kıbrıs’a döndüğümüz zaman da havaalanında vedalaşırız, iletişim kopmaz, biter. Brüksel seyahati nedeniyle tanıştığımız arkadaşlarımızla öyle olmayacağını hissetmiştim.

Zaman hislerimde beni yanıltmadı. İletişimimiz kopmadı.

***

Bir süre önce 23 Mayıs 2025 Cuma akşamı Larnaka’nın bir parçası haline gelen Aradip köyünde To Kazani tavernasında buluşmak için anlaştık.

Geçtiğimiz hafta her zamankinden biraz daha yoğundu programım. Buna rağmen Aradip’teki buluşmayı iptal edilmeyecekler listesinin başına koydum. Yavaş yavaş, adeta dinlenerek Beyarmudu sınır kapısından geçerek Aradip’e gittim.

Allah razı olsun akıllı telefonlardan. To Kazani’yi ulaşım adresi Google Haritasında belirledim. Evden çıktım, Aradip Köyü’nün eski mahallerinden birinde, mahalle arasında olan To Kazani tavernayı buldum.

***

   Rum arkadaşlardan biri Rumca kazaninin, Türkçe kazan olduğunu ve o eski köy evinin bir bölümünde zivaniya çıkarılan kazan ve sistemin bulunması nedeniyle tavernanın adının To Kazani olduğunu anlattı.

   Açık havada, birbirine yakın masalar… Üç kişilik canlı müzik yapan bir grup. Enstrüman olarak gitar ve buzuki… Kulağıma, buzuki çalanın Maronit olduğu seslendirildi. Basit bir ayrıntı görünebilir ama demek ki etnik farklılık Kıbrıslılıktan önde.

   Masada bulunanların tümü, evrensel insan haklarına saygılı, etnik farklılıkları öne çıkarmayan arkadaşlar. Bundan hiç kuşkum yok.

   Ancak Rum toplumu içinde Gazze konusunda duyarlılık gösterenlere, ‘Müslümanları mı düşünüyorsun?’ sorusunu soranların olduğunu da dinledim.

***

   Toplumların yaygın şikayetleri, onlar ayrı biz ayrı, altına isim yazmadan yazsak, hangisinin Kuzey hangisinin Güney’in şikayet listesi olduğunu anlayamazsınız.

   Güney’de Başkanlık sistemi var. Dolayısıyla Hristodulidis Yönetimi yerinde bir tanımlama.

   Hristodulidis Yönetimi’ne, Hristodulidis’in Kıbrıs sorunu dahil izlediği politikaya destek çok düşük.

   Daha önceki sohbetlerde dinlediklerimle cuma akşamı dinlediklerimi birleştirdiğim zaman, önümüzdeki pazar seçim olsa Hristodulidis’in kazanma şansı neredeyse sıfır.

***

Yabancıların, özellikleri Rusların emlak dünyasında sahip oldukları ve onların piyasayı yükseltmesi, Rumların konut sahibi olma şanslarını ellerinden almış gibi.

   Ortalama gelir sahibi bir Rum’un yabancıların ilgi gösterdiği -Limasol başta olmak üzere- bölgelerde konut sahibi olması imkansız gibi.

   Demografik yapının bozulması ve beraberindeki sorunlar duyarlı Kıbrıslı Rumları derinden rahatsız ediyor.

***

Pahalılığın bizde sorun olduğunu sanırız. Kıbrıslı Rum arkadaşları dinlediğim zaman, net olarak anladım ki pahalılık, onlar için de ön sıralardaki bir sorun. Patates Kuzey’de pahalı diye, imkanı olanların, farklı çeşitler yanında patatesi de Güney’den aldığını biliyorum. Güney’de de patatesin pahalı olduğu konuşuluyor.

***

Ve patatesin pahalılığıyla alakalı sosyal medyada, paylaşılan videonun içeriğini de dinledim.

   Patates üretiminin yoğun olduğu Kırmızı köyler diye bilinen Larnaka’nın kuzeydoğusundaki köylerden birinde, kadın kocasının kasa kasa patatesi tek tek yıkadığını görüp, ‘Nedir yaptığın?’ diye sormuş.

   Adam, “Suriye’de patatesin kilosu 9 sent. Oradan getirdim. Şimdi yıkıyorum. Sonra kırmızı toprağa bulaştırıp, al sana Kıbrıs patatesi, diye satacağım. Yakında soğan da getireceğim.”

   Anlatılana birlikte güldük. Kendi kendime, “Bizde de benzeri bir davranış olur mu?” diye sordum.

   Yalan mı söyleyeyim… “Yok, olmaz” diyemedim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu