Hasan Hastürer

Ya Meclis Başkanı seçilir, ya da erken seçime gidilir…

Sizle, bir tespitimi paylaşayım öncelikle.

Son zamanlarda yaşananları sorguladığım zaman, toplum olarak huzuru sevip sevmediğimiz konusunda ciddi ikilemim var.

Namık Kemal, Kıbrıs’a sürgüne gönderildiği zaman sivrisinekten şikayet ederken, dedikodunun yaygınlığının da altını çizmişti.

İyi niyetli, espri çağrışımlı dedikoduları bir kenara koyalım. Dedikoduların, büyük çoğunluğu, ilişkileri bozar, dar alandan daha geniş alanlara huzuru dinamitleme işlevi görür.

Düşünebilir misiniz, görevi, devletin ve halkın güvenliği amaçlı bilgi toplamak olan istihbarat birimleri bile, dedikodulara, istihbarat değeri olan bilgi “gömleği” giydirebiliyor.

Dedikodulara “kademe arttıran” bu dedikodu bilgilerinin, insanların hayatına mal olmasının örnekleri bile var.

***

Meclis Başkanı seçiminde yaşananların rezalet boyutuna nasıl geldiğini yeniden özetlemeye hiç gerek yok.

Kamu oyu yaşananları lanetlerken, bayıla bayıla da takip etti.

Her türlü davranış gözler önünde yaşandı. Canlı yayınlar ve sosyal medya olanaklarıyla sıcağı sıcağına halkın bilgisine geldi.

***

Kısa ve öz, MECLİS BAŞKANINI SEÇEMEDİ demek yanlıştır.

Doğru olan UBP ve Koalisyon ortakları, 29 milletvekiline rağmen, kendi sorumluluklarını yerine getiremedikleri için, Meclis, Başkanını seçemedi.

Bırakın salt ve basit çoğunluğu, UBP ve ortakları Meclisi bile açamadı.

“Anlaştık. CTP’li Fazilet Özdenefe, oturumu açsın, Başkanı seçeceğiz” dediler. Özdenefe değil Zorlu Töre, başkan seçilme umuduyla Meclisi açtı, Meclis Başkanı gene seçilemedi.

***

Geçtiğimiz haftada yaşananlar, yakın geçmişe rağmen geride kalmıştır.

Eğer ağırlıkla UBP’nin sorumluluğunda olan Meclis Başkanı seçimine, “çomak” sokarak örtülü bir ders vermek isteyenler varsa, o dersi, kendilerine göre verdiler.

Gelinen noktada iki seçenek vardır. Ya Meclis Başkanı seçilir ya da erken seçime gidilir.

Meclis Başkanını seçemeyen hükümet ortaklarının, bütçe görüşme ve oylamasında neler yaşayacağını düşünün.

***

Ünal Üstel, sıkıntılı bir azınlık hükümeti, denemeyi istemez.

Meclis Başkanı seçilmezse erken seçime, soğukkanlı gitmeden başka seçeneklerinin olmadığını da biliyor.

Bunu sadece Ünal Üstel mi, anladı? En azından dün derlediğim bilgilere göre UBP, DP ve YDP milletvekilleri anladı. Bunlardan hiç biri erken seçim istemez. Hatta, bazılarının  ödü patlar.

Zorlu Töre, Ersin Tatar’ın ülkeye dönmesi durumunda Perşembe günü Meclis Oturumunu açacağını, UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’na bildirmiş. Bu noktadan sonra çark etmesi çok zor.

Faiz Sucuoğlu da oylamada genel kurul salonunda olur.

Geçen hafta sağlık sorunları yaşayıp hastaneye yatan Ali Pilli de sorun yaratmaz.

Hasan Taçoy ve onunla birlikte olduğu kabul edilen Yasemin Öztürk, İzlem Gürçağ Altuğra ve Hasan Küçük ne yapar?

“ Biz EVET oyu verdik” diyen bu ekip de sorun yapmazsa UBP’nin aday göstereceği isim ileri turlara kalmadan seçilebilir.

***

Peki bu isim kim olacak? Bu noktada aklın yolu birdir…

Parti Meclisinden yetki alan UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, çok yüksek olasılıkla, Meclis Grubu’nu toplayıp, milletvekillerinde, eğilimleri daha sağlıklı ölçmek için birinci ve ikinci tercihlerini, yani iki isim yazmalarını isteyecek.

Tabii ortaya çıkacak iradeye saygı sözü alarak.

Sonra kullanılan oylar herkesin gözü önünde sayılarak UBP’nin Meclis Başkan adayı belirlenecek.

***

Uzlaşıya sadık kalınırsa, Meclis Başkanı seçilecek.

Uzlaşıya sadık kalınmama olasılığı var mı? Deneyimlerim, geçtiğimiz hafta yaşananlara göre, sorun ve Meclis Başkanının seçilmeme olasılığı daha düşük.

Doğruya doğru… Olayın oyuncuları UBP’li milletvekilleriyse, küçük hesapların, büyük zararları mümkün.

Bunu futboldan bir benzetmeyle üç olasılıklı bir sonuç olarak yazmadım. Son sözüm, meclis başkanı seçiminde yeni bir kriz, sürpriz olur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu