Bonzo, Sahte Cumhurbaşkanı ve Robert de Niro…

Hangi birini sayayım…
Altı tane Oscar sahibi “The Godfather 2”den başlasak, şimdilerdeki “Sıfır Gün”e gelene kadar oynamadığı rol kalmadı…
“Taksi Şöför”ünde kirli dünyaya uyum sağlamayı reddeden, Vietnam’da savaşmış bir Amerikan askerinin vahşileşen karakterini canlandırmıştı.
Arkasından “Stajyer” geldi.
Sonra “The Irish Man”…
Dostluğu da, savaşı da konu alan filmlerde başrol oynadı.
Soyguncu da oldu, ajan da…
Dram, gerilim, macera, komedi; hepsinde de gönülleri fethetti…
2 kez Oscar ödülü aldı…
Büyüleyici, üretken, yüksek performans sahibi, efsane oyuncu Robert de Niro’dan söz ediyorum…
Ancak konumuz; onun aktörlüğü ya da yönetmenliği değil…
Bugünlerde, Trump’a karşı sesini yükselten; cesur, yürekli, korkusuz birkaç Amerikalı’dan biri olduğu için gönüllerde bir başka yer edinmeye başladı.
Aslında Trump’a karşı yürüttüğü dik duruşlu, mert kavga yıllar önce başlamıştı…
Robert de Niro, Haziran 2018’te “Tony Ödülleri” töreninde sahneye çağrıldığında mikrofona şöyle konuşmuştu:
“I’m gonna say one thing: F**k Trump.” “It’s no longer down with Trump. It’s f**k Trump.”
Aman Tanrım… De Niro delirmiş gibiydi… ABD’nin astığı astık, kestiği kestik Başkanı koskoca Trump’ı “si****im” diyordu… Hem de binlerce kişinin yer aldığı ödül töreninde…
Herkes şok olmuştu. Salonu hıncahınç dolduran binlerce sanatçı, şarkıcı, aktör, yönetmen ayağa kalktı ve çılgınca alkışlamaya başladı.
Dakikalarca sürdü bu…
Bir sanatçının, bir aktörün; böylesine patlayan bir volkan gibi taşması, bizim coğrafyada görülmesi “mümkün” olamayan bir durumdu…
Adam tv canlı yayınında “Sahte Cumhurbaşkanı” diye haykırıyor…
“Salak” diyor, “saçma” diyor, “şapşal” diyor, “Kriminal” diyor…
En önemlisi “bozo” diyor… Yani; ahmak…
Robert de Niro; Trump’ı asla benimsemedi. Ama pek çok aktör gibi susup yerine oturmadı. Onu yaralamak için, geriletmek için büyük bir savaş açtı ona…
Hitler’in, Mussolini’nin dünyanın başına nasıl belâ olduklarını halkına anlatmaya çalıştı. Trump’ın “tehlikeli gücü”ne dikkat çekti.
Gerçek bir yurtseverin, sanatla uğraşan bir entelektüelin ülkesine ilişkin sorumluluğunu tüm dünyaya gösterdi, örnek bir figür oldu ve 82 yaşına karşın hâlâ korkusuzca savaş veriyor.
Sanatın toplum için yapıldığını, toplumda “ikon”laşmış figürlerin, öncülük görevi bulunduğunu herkese anımsatarak statükoya karşı korkusuzca savaşıyor.
Bu tür yüksek kamusal ikonların, figürlerin kendi konfor alanlarından sıyrılarak, toplumsal yaşamda bir işe yaramaları gerektiğini bize gösteriyor.
Despotlaşan rejimlerin, otorite heveslisi siyasetçilerin dünyaya büyük kötülükler yapacağını en etkili biçimde dile getiriyor…
Robert De Niro, geçtiğimiz günlerde arkadaşı Rock müziğinin dünyadaki en büyük ikonlarından Bruce Springsteen ile birlikte ABD’den ayrılarak Kanada’ya yerleşeceklerini açıkladı.
ABD’den ayrılmaya karar verenler, yalnızca bu iki sanatçı değil…
Birçok aktör, müzik insanı, gazeteci bir bir ülkeyi terk ediyor…
Örneğin ünlü aktör Richard Gere, İspanya’ya, şarkıcı Beyonce İtalya’ya yerleşmeye karar verdi.
ABD’de 2. Trump dönemiyle başlayan baskı ortamı en çok da medyayı etkiliyor. Trump, dünyanın en zengin adamı Musk üzerinden medyayı tertiplemeye yöneldi.
Geçen hafta iki çok popüler “talk show”un yayından kalkacağı konuşuluyordu. Bunun da ötesinde, Musk’ın 3 milyar dolara CNN’i satın alması gündemde. Ha aldı, ha alacak gibi görünüyor.
Programını sonlandıran ve “Bu ülkede 4 yıl daha yaşayamam” diyerek ülkeyi terk etmeye hazılanan gazeteciler var.
ABC televizyonunda, gece geç vakit “talk Show” yapan, 18 milyon abonesi olan “Jimmy Kimmel”in gece geç saatlerde yayımlanan “talk Show”u bu günlerde Trump’ın baş hedefi oldu.
Robert de Niro’yu programa çıkaran Kimmel, efsane aktörün “Facking Stupid” dediği Trump’a ilişkin sözlerini “bip”lese de Trump’ın hışmından kurtulamadı.
Trump ve arkasından Musk, Kimmel’i anında topa tuttular.
“Kimmel dayanılmaz bir saçma propaganda kuklası” diye tweet atıyor Musk.
Programın her an yayından kalkacağına ilişkin haberler çoğaldı.
Robert De Niro bir yandan Trump’la savaşıyor, öteki yandan ise Musk’ın medyaya ve gazetecilere yönelik hakaretler de içeren saldırılarına karşı koyuyor.
Bir başka “talk Show” da Musk ile Trump’ın hedefinde bu günlerde…
Ünlü komedyen Joe Behar’ın “talk Show”u da Trump ile Musk’ın gazabına uğradı. Geçen hafta bu programın da yayından kalkmasına ilişkin haberler vardı ABD basınında.
Musk; Behar ve “The View” adlı programın yapımcılarına karşı 70 milyon dolarlık bir tazminat davası açtı.
ABD medyası şimdi bu “tehditler” arasında “basın özgürlüğü”nün nasıl buhar olup uçacağını deneyimleyecek.
Onlar için çok yeni, azap verici bir durum bu…
Oysa bizler, bu coğrafyada bunu, çoktan tatmış, içselleştirmiştik.