Niyet varsa, çözüm de vardır
Norveç, nüfusun 5.4 milyon, kişi başına yıllık gelirin ise 2023 sonunda 79,000 Amerikan doları olması beklenen dünyada refahın en yüksek olduğu ülkelerin başında geliyor. Gelirlerinin yüksekliğinin altında ise tesadüfler yok. Doğru planlamanın, uygulamaya dönüşmekte sıkıntı yaşamadığı, savurganlığın yerinde, tasarrufun olduğu bir ülke.
İnternette gezinirken Norveç’te kullanılan plastik şişelerin geri dönüşümü ile ilgili bir haber ilgimi çekti. Şaşırtıcı şekilde, ülkede toplam kullanılan plastik şişelerin yüzde 97’si yeniden kullanılmak üzere geri dönüşüme dahil oluyor ve ekonomiye yeniden kazandırılıyor Bir plastik şişe 12 kez geri dönüşüme tabi olabiliyor. Bu sayede, bir taraftan, plastik ham madde ithalatını azaltırken, dünya geneli için en büyük çevre sorunlarından olan plastik kirliliği sorununa da çözüm üretmiş oluyorlar.
Yüzde 97 gibi bir yüksek geri dönüşüm başarısının arkasında ne var diye insan merak ediyor. Elbette sadece toplumsal duyarlılık bunun için yeterli değil. Kurdukları sistem karışık da değil. Sistem, henüz bizde çok yaygın olmayan ama Güney Kıbrıs’taki marketlerden aşina olduğumuz bir depozito sistemi üzerine kurulu. Nasıl ki bazı marketlerde alış-veriş arabasını alırken, kilitli olan arabayı almak için metal para koyup kilidi çözüyor ve arabayı yerine koyduğunuzda geri paranızı alıyorsanız, kullandığınız pet ürün için de buna benzer bir sistem kurmuşlar. Plastik şişede alacağınız her bir ürün için, fiyatın içinde, ekstra(depozito) bir ücret ödüyorsunuz. Ürünü tüketip, şişenizi geri dönüşüm kutularına attığınızda, depozitonuzu geri alıyorsunuz.
Projenin tasarımını devlet organize etse de, finansmanını ülkede plastik şişede ürün satan şirketlerden karşılandı. Bu şirketlere de yaptıkları finansman karşılığında vergi muafiyeti sağlandı. Sonuca baktığınızda ise büyük bir çevresel kirlilik sorununun çözülmesi, geri dönüşüm sayesinde de ciddi bir plastik üretim tasarruf elde edilmesi ve sistemin bütün tarafları için kazan kazan durumu söz konusu
Bu arada, 2022 yılında Norveç’te satılan yeni araçların yüzde 79.3 oranında tümüyle elektrikli araçlar olduğunu da bir bilgi notu olarak belirtmek isterim..
Beni ülkemizde, geçmişten bugüne, en rahatsız eden konuların başında; Toplum olarak kendi kendimize yetip, yetememe edebiyatıdır.
Bu edebiyat gerek burada gerekse Türkiye’deki siyasi çevrelerce, zaman zaman bilinçli olarak bizi rencide edecek şekilde kullanıldı.
Türkiye’ye avuç açan siyasilerimiz de oldu. Türkiye para göndermezse maaşlar ödenemez diyen de. Ayni bakışı Türkiye’den de zaman zaman gördük. Toplum üzerinde bu konu üzerinden tehdit bile oluşturuldu.
Peki, biz ne yapıyoruz kendimize yetmek için, savurganlık ve boşa harcanan kaynaklarımız dışında?
Mevcut yapının çarpıklığı içinde kendimize yetmemiz konusunda ciddi sorunlar yaşadığımız ortada. Önemli olan, çözüm üretmek konusundaki kararlılık. Yukarıda Norveç ile ilgili örneği verirken devleti yönetenlerin ürettikleri ve işlevselliği yanında kamu- özel işbirliğinin önemi de var. Bizde ise kamu-özel çatışması.
Amacın doğruluğunun anlatıldığı her projenin, toplumda kabul göreceğinden şüphem olmamakla birlikte, mevcut idare anlayışının, dolayısı ile siyasetin, kısır bir döngüde, olması gereken idealin çok uzağında olduğu ise trajik gerçekliğimizdir.
Unutmayın ki çözümün parçası olmayan, sorunun parçasıdır.