Kıbrıs

Kanserle yaşam mümkün olacak

Kanserle mücadelede yeni nesil ilaç geliştiren Prof. Dr. Camgöz, çalışmalarının detaylarını KIBRIS muhabiri ile paylaştı:

 

Dünyanın sayılı kanser araştırma merkezlerinden Londra Imperial College Kanser Araştırma Merkezi ve aynı zamanda Kanser Araştırma Vakfı (KAV) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Camgöz, 25 yıldır sürdürdüğü çalışmaları hakkında KIBRIS TV ekranlarında açıklamalarda bulundu.

Modern yaşamın içerisinde çevre, beslenme ve diğer yaşam koşullarının da etkisiyle kansersiz bir yaşamı düşünmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Camgöz, 25 yıldır yürüttüğü çalışmalarla onkolojide yepyeni bir alan açtıklarını dile getirdi.

Kanserle yaşamayı öğrenmenin temel başlangıç olduğunu dile getiren Mustafa Camgöz, hedefin ise kanserin yayılmasının önlenmesi olduğunu kaydetti. Onkoloji alanının ana stratejisinin kanserle yaşayabilmek, kanseri kronik bir hastalığa döndürmek olduğunu ifade eden Camgöz, bilim dünyasının kanser hastalığının da diyabet, astım gibi bir hastalık haline gelmesi çabasında olunduğunu anlattı. Bunun şartının da kanserin yayılmasını önlemekten geçtiğini kaydetti.

 

“Kemoterapi kanseri hızlandırıyor”

 

Camgöz, “Mevcut kanserli alan erken tanı neticesinde cerrahi müdahaleyle alınabilirse kontrol altına alınabilir. Ama dağıldığı zaman tedavisi çok daha zordur ve sistemik tedavi gerektirir. Yani tüm vücuda hitap etmek lazım. Bu da kemoterapi gibi ilaçların kullanılması demektir.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Mustafa Camgöz, kanser tedavilerinde etkin olarak kullanılan kemoterapinin tedavi edici özelliği kadar kanseri hızlandırıcı etkilerinin de olduğunu belirtti.

Kemoterapinin kanserle mücadelede işe yaradığını, hekimlerin de bilinçli bir tedavi programıyla hastalarına kemoterapi tedavisi uyguladığını ifade eden Camgöz, ancak bu tedavinin sonsuza kadar uygulanmasının söz konusu olmadığını dile getirdi.

“Çünkü kemoterapi bir çeşit zehir. Birçok organı baskılıyor. Kemoterapinin ana prensibi hızlı büyüyen dokuları bastırma özelliği var. Kanser de büyüme özelliği olduğu için orayı bastırıyor. Kemoterapi alırken saçlarımız dökülüyor. Neden? Çünkü saç da devamlı büyüdüğü için..” açıklamasında bulunan Prof. Dr. Camgöz, alınan kemoperati tedavisiyle hastanın yaşam kazandığını ancak sonrasında bir çok vakada kanserin tekrarlandığını gördüklerini kaydetti.

“Opsiyonlar sınırlı”

 

Bilinçli bir onkoloğun farklı model tedavilerle hastasına tedavi uygulayabileceğini ifade eden Camgöz, tüm bunlara rağmen opsiyonların sınırlı olacağını dile getirdi.

Kemoterapinin 40-45 yıldır hastalar üzerinde uygulandığı bilgisini veren Prof Dr. Mustafa Camgöz, 40-45 yıllık deneyimle elde edilen bilgilerde kemoterapiyle tedavi edilen hastanın ilk önce iyileştiği ancak ardından daha agresif şekilde kanser hastalığına yakalandığının gözlemlendiğini belirtti.

Prof. Dr. Camgöz; “Onun için tekrar düşünmeliyiz. Ama bunu söylerken olanaklar da sonsuz değil.  Benim ve onkoloji dünyasının savunduğu biz kanseri mahvetmeyelim; öldürmeye, söndürmeye çalışmayalım çünkü daha kötü yapabiliriz. Kanseri sadece durduralım, donduralım ve kanserle yaşamayı öğrenelim. Bu da dağılmasını önleyelim demektir.” şeklinde konuştu.

 

“Çalışmalarım 25 yılın birikimi”

 

Yürüttüğü çalışmalar hakkında da KIBRIS TV ekranlarından açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Camgöz, her bir çalışmanın hem ciddi maliyetler hem de uzun zamanların neticesinde ortaya çıktığını söyledi. Yazdığı makalelerin 25 yıllık bir çalışmanın neticesinde ortaya çıktığını anlatan Camgöz, “Bizim geliştirdiğimiz, kanserin dağılmasını önleyen ve kanseri kronik şekle döndürebileceğini iddia ettiğimiz ilaç artık bilimsel denemeye hazır. Biz, hayvansal deneylerini yaptık, insanda da çalıştığını biliyoruz. İlacın özelliği kemoterapi gibi bir ilaç değil. Bu tamamıyla değişik bir kimyasal.” dedi.

Kanser hücrelerinin gelişim süreciyle ilgili bilgiler paylaşan Camgöz, geliştirdiği ilacın yayılmaya müsait olan kanserin uzun dönem açık kalmasını bloke ettiğini söyledi. Bunun da mevcut tümörün yayılmadan bulunduğu yerde kalması anlamına geldiğini ifade eden Camgöz, hastanın bu hastalıkla yaşamına devam edebilmesinin mümkün hale geldiği bilgisini aktardı.

 

“Çalışmalar bana ikinci profesörlük alanı açtı”

 

Kanserle mücadelede yürüttüğü çalışmaların Imperial College’de kendisine ikinci bir profesörlük alanı açtığını dile getiren Prof. Dr. Mustafa Camgöz, ilk alanı olan sinir bilimlerindeki çalışmaların kendisine onkoloji alanında da kapı açtığını belirtti.

İngiltere’de çalışmalar yürüten başka bir bilim insanı grubunun 53 bin kanser hastaları üzerinde yürüttüğü araştırmalarda, Prof. Dr. Mustafa Camgöz’ün geliştirdiği ilaç gibi bir ilaç var mı sorusunun cevabının arandığını ve elde edilen bulgularda 165 hastanın benzer ilaç kullandığının tespit edildiğini söyledi. Camgöz, “Hastalar benzeri bir ilacı kalp ritim bozukluğu için alıyor. Bu kişilerin kanserden ölme riski yüzde 60’a düşüyor. Yani yaşamlarını hemen hemen iki kat uzatıyorlar. Bir de bu ilacı kanser teşhisi konulduktan sonra alan hastalar da daha uzun ömürlü oluyor. Bunlar hep istatistiki olarak ortaya konulmuş bilgiler.” dedi.

Ortaya çıkan bu gerçeklerin başka bilim insanları tarafından ortaya konulduğuna vurgu yapan Mustafa Camgöz, “Bu bulguları ben ortaya koymuş olsaydım bilim dünyası Camgöz, kendi hipotezini yürütüyor diyecekti. Bağımsız oluşması bu delillerin çok daha sağlam.” ifadelerini kullandı.

 

“İlacın patenti alındı”

 

İlacın patentini aldıklarını, kliniğe hazır noktaya geldiğini dile getiren Camgöz, elde edilen tüm tecrübelerin ilerisi için bir fayda oluşturduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Mustafa Camgöz, onkologlarla da çalışmalar yürüttüğünü belirterek, kemoterapiyi dışlamadığını ancak her ilaç gibi bilinçli kullanılması gerektiğinin altını çizdi.

 

“Ucuz bir ilaç olacak”

 

Prof. Dr. Mustafa Camgöz, ilacın piyasa değeriyle ilgili de şu bilgileri verdi:

   “Ucuz bir ilaç olacak. Bir ağrı kesici gibi, bir ritim bozukluğu düzenleyen ilaç gibi… Bu duyarlılığı bastıran bir ilaç. Benim yayınım bilim dünyasında fark edildi ve soruldu. Camgöz’ün ilacı ucuz olacak bu ilgi görecek mi diye benden bir yanıt beklendi. Çünkü ilaç firmaları merak etmiyor. İşin ticari boyutu var. Belirli noktada sular bulanıyor. Makalemin ardından hakem heyeti tarafından gelen soruya verdiğim cevap bu nesil ilaçların ucuz olduğunu bildiğimiz ve bu durumun ilacın gelişmesini önlememesini dileriz şeklinde oldu.”

 

“50 yıldır değişiklik olmadı”

 

50 yıldır kanser tedavisinde büyük bir değişiklik yaşanmadığının altını çizen Prof. Dr. Camgöz, süregelen tedavilerin ameliyat, kemoterapi, radyoterapi son zamanlarda immünoterapi, akıllı ilaçlar olduğunu dile getirdi. Tedavilerin çok büyük paralarla gerçekleştirildiğini belirten Camgöz, bunun da ticari ve politik nedenlerden kaynaklandığını ifade etti. Kendi geliştirdiği ilacın ise oldukça ucuz olmasının bir tehdit olabileceğini kaydeden Camgöz, her ne olursa olsun insanlık için yapılan çalışmaların kazanacağına inanç belirtti.

 

Elif Şen ÇATAL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu