Derviş Doğan

İki yanlış var ortada

Yanlışa yanlış doğruya doğru demediğimiz ve siyasi rakibimin bugün karşısında duran bizdendir anlayışı ile hareket ederseniz elmaları ve armutları birbirine karıştırırsınız.

Hayvancılar Lefkoşa’da eylem gerçekleştiriyorlar yakıyorlar,yıkıyorlar hayatı felç ediyorlar.. Peki bugüne kadar hayvancı arkadaşlarımız devletten destek veya primlerini bir tamam aldılar mı?

Evet aldılar, buna rağmen halk makul fiyatlarda et ürününe ulaşabildi mi? Hayır!   Şimdi şöyle bir  geriye dönelim hafızalarımızı yoklayalım  hayvancıların yılbaşından bu yana aldıkları zamları ve teşviklere gelin hep beraber bakalım. “Devlet önceki gün  %23 hayat pahalılığı zammı açıkladı mı? Evet açıkladı..  Bu  1 Mayıs’tan itibaren geçerli olacak ve Haziran  ayında ki maaşlara da yansıyacak. Ve fakat hayvancılar bu artışı çok önceden  peşin aldılar.Tarih 15 Ocak ve  %14 zam aldılar, 15 Mayıs’ta da %9,11. Yani son 4 ayda toplam %23,11 artış aldılar. Ayrıca, yılbaşından bu yana sattıkları canlı hayvan fiyatları %100’den fazla arttı” Lakin gel gelelim tüketici yani bu ülkenin yurttaşları dünyanın en pahalı etini almaya devam etti, tabi alabilenler için.Halk eti kasap buzluklarında cemakanın içinde görür oldu.. Velhasıl halkın belli bir kesimi ete hiç erişemedi ve fakat bu durumdan hayvancılıkla uğraşan arkadaşlar hiç rahatsızlık duymadılar. Elbette üretim kolay değildir ve elbette hayvan yetiştiriciliği de hiç kolay değildir.

Lakin aklın yolu da bir olmalıdır. Nitekim  gelir gider dengesi de ticaretin en önemli ayağıdır. Lakin işin bir de iştah kabartan fırsatçılık yönü yok değildir. Bütün bunlar aklın yolu vicdanın sesi ve ahlakın kudreti ile çözümlenebilir. Hayvancılar haklı/haksız Lefkoşa’da bir eylem gerçekleştiriyorlar ki bu eylemden ziyade yıkıp dökmek yakıp kül etmek minvalinde gerçekleşiyor.

Bu doğru bir eylem şekli değil. Hükümet ise bu insanlarla iletişim sağlamaktan kaçınıyor. Bu da doğru bir tavır değil. Kısacası  burada  iki yanlış bir doğru etmeyeceğine göre günün sonunda halkın mağduriyetine de çare üretmekten çok uzaktır bütün bu yaşananlar.Hükümetin muhalifleri ise hiçbir şeyi sorgulamadan ve en önemlisi adalet tartısına dahi ihtiyaç duymadan yapılan yanlışlardan birine koşulsuz destek veriyor..

Oysa yapılması gereken belli.

Diyalog.

Herkes eteğindeki taşı dökmeli.

Gerekçeler ortaya konulmalı.

Maliyet hesapları kurulacak uzman bir komite tarafından çıkarılmalı ve gerçekçi bir strateji belirlenmelidir.

Halk et ihtiyacını aklın yolu diyerek  haklı gerekçeyle daha makul fiyattan Güney Kıbrıs’tan almaya devam ediyor.

Bu duruma halkı mecbur edenler kimlerdir? Herkes kırıp dökmekten yakıp yıkmaktan boş boş konuşmaktan  önce bunun öz eleştirisini yapmalıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu