Hasan Hastürer

Gönülden, cıvıl cıvıl insanlar görmek istiyorum. YOK!! Göremiyorum…

Hiç düşündünüz mü, en son ne zaman ağladınız?

   İnsanlar genelde sevincini kolay paylaşır da hüznünü hele gözyaşlarını kolay kolay paylaşmaz ya da paylaşmak istemez.

   Sevinç gözyaşları, yaşamımızda çok enderdir. Genelde acılar, gözyaşı pınarlarımızın musluğunu açar.

Bir şarkının sözlerinden bir kesit: “Gözler kalbin aynasıdır/ Yalan nedir bilmez onlar…”

Gözler sadece kalbin değil tüm duygusallığımızın, iç dünyamızın aynasıdır.

***

Yüz ifadesi denildiği zaman, bir an gözlerin simsiyah güneş gözlüklerinin arkasında gizlendiğini düşünün, yüz ifadesinin kaçta kaçı geride kalır. Demek ki yüz ifadesi, aslında gözlerden yansıyan iç dünyamızdır.

***

   İnsan ilişkilerine değer veririm. O sohbetlerin başlangıç ve akışı ne olursa olsun, duygusallık yükselişe geçti mi gözler ıslanır gibi olur.

   Genellemeyi sevmem. Çok doğru da bulmam. Ancak Kıbrıs Türk insanının duygu yüklü bir yanı olduğunu söyleyebilirim.

   Ağlamanın çok ötesinde bir diyalog.

   Çok açık sözlü bir içerik.

   Ama sohbetin akışı bir de bakıyorsunuz gözyaşı musluğunu, pınarını açıyor, akıtıyor. Geçtiğimiz günlerde BRTHD 1’de ekrana gelen Ömür Törpüsü programında Şöhret Uzun ve Kuzey Tarık’la sohbet akışında buna çok yakın oldum.

   Ağlamanın nedeni çok… Sevinç gözyaşına itirazımız olamaz… Ama tetikleyici nedeni güzel olmayan gözyaşları üzer hepimizi.

Nemlenen, ıslanmaya çok yaklaşan, bir çift gözün sonrasında kendi kendime sordum, “En son ne zaman ağladım? Ne zaman duygusallığım gözlerimi ıslatır?” 1.92 boyum, kocaman vücudumda küçük, ama insan sevgisiyle dolu bir yürek taşıdığımın farkındayım. Kolay da ağlarım. Herkesin derdi benim derdim.

“Allah kimseyi ağlatmasın derler.” Aslında bu sözün mesajı gözlerimizden yaşların süzülüp akmaması değil, bizleri ağlatacak nedenleri yaşamama temennisidir.

***

   En son ne zaman ağladığımızı bir anda bilemeyebiliriz. Ama ilk ne zaman ağladığımızı anlatılanlardan dolayı mutlaka biliriz. Bir ağlama var ki o büyük bir heyecanla beklenir, işitildiği zaman ağlayanın dışında herkes sevince boğulur. Evet, doğum sonrası bebeğin ilk ağlama sesi.

   İnsanı öteki canlılardan ayıran ve gözle görülen en önemli özelliklerinden biri, gülmesi ve ağlamasıdır.

   Kimi uzmanlara göre ağlama, gülmeye göre daha önce gelişiyor. Bu nedenle dünyaya gelen bebek gülmeyi bilmediği için ağlayarak dünyaya “merhaba” diyor.

   Önemli olan yaşam süreci boyunca ağlama noktasının ne kadar uzağında durabildiğimizdir. Bu ne kadar elimizdedir? İşte esas sorun burada.

***

Etrafıma bakıyorum. Gönülden, cıvıl cıvıl insanlar görmek istiyorum. YOK!! Göremiyorum…

Sizler de etrafınıza bir bakınız. Kaç kişinin yüzünde, gözlerinde yürekten beslenen bir gülümseme bulacaksınız… Yüzdelik olarak tahminimi yazabilirim. Ancak yazmayacağım.

Ülkelerin kalkınmışlığı, gelişmişliği için altyapı ve ekonomik veriler laboratuvara sokulup sonuçlar üretilmeye çalışılır.

Yollar, limanlar, her türlü altyapı yatırımları ve ekonomik veriler, bir yere kadar değerlidir. Önemli olan insanları mutluluk çıtalarının yüksekliğinin nereden alınıp nerelere çekildiğidir. Gerisi hikaye!!!

                                                                         ***

   Daha mutlu ve daha güzel günleri olabildiğince kısa sürede toplumsal anlamda en geniş zemine yaymayı başarmalıyız.

   Küçük, mutlu bir azınlığın görselliği bizleri yanıltmasın.

   Kendi kendimizi kandırmaya devam edersek en son ne zaman ağladığımızı değil en son ne zaman güldüğümüzü unutup, birbirimize soracağız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu