Ünal Üstel’e ve bir anlamda kurultay iradesine, “AL SANA İSTİKRAR”, denildi.
En sona yazmam gerekeni, en başta yazayım ve sonra devam edeyim.
Cumhuriyet Meclisi’nde başkan seçimindeki tıkanıklığın aşılması için UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel ve ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın bugün erken saatlerde bir araya gelip çare üretmesi bekleniyor.
Bir araya gelmeden, dolaylı temaslarla uzlaşı sağlandı mı? Bu satırları yazarken henüz böyle bir uzlaşı yoktu.
Cumhurbaşkanı Tatar ve hükümet kanadı, CTP’li Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe’nin, meclisi açılması için görev başı yapmasının anayasal bir görev olduğunu söylüyor.
CTP ise aynı görüşte değil.
Hükümet tarafından, konuştuğum iki isimden biri,” Zorlu, ikna edilemedi” öteki ise,” Hastalar iyileşirse sorun aşılır” dedi.
***
Gelelim bu yaşananların neden yaşandığına…
Kestirmeden ifadeler kullanacağım. Belki bazıları ağır bulacak. Hiç önemli değil. Yarası olan gocunmakta serbesttir.
UBP (24) – DP (3)- YDP (2) Koalisyon Hükümetinin Cumhuriyet Meclisi’nde toplam 29 sandalyesi var.
Hükümet ortaklarının, daha da önemlisi UBP’nin kendi içinde uzlaşarak göstereceği Meclis Başkanı adayının seçilmesinin kağıt üzerinde hiçbir sorunu yok görünürdü.
Koalisyonun küçük ortakları DP ve YDP, hükümetin devamını istediklerinden, sorundan ödleri patlar. UBP kimi aday gösterirse 5 oy banko.
***
Mesele UBP… UBP, tabanıyla birlikte iktidarda olmaya yaşamsal önem verir. İstisnasız tüm milletvekilleri bir biçimde makam arabasına binmek ister.
UBP Genel Başkanı ve UBP’li başbakan için ülkeyi yönetmekten çok daha zor, UBP’li vekilleri ve onların beklentilerini yönetmektir.
Kişisel beklentileri karşılanmayanlar için ülke veya parti hiç önemli değildir. Köşede, hıncını almak için “bıçak” elde beklerler.
***
Ünal Üstel, UBP Kurultayında oyların yaklaşık üçte ikisini alarak Genel Başkan seçildi. Kimsede, Ünal Üstel’in genel başkan seçilmesinin meşru olmadığını iddia edip, takip yapmadı.
Kurultay akşamı geç saatlerde yazdığım ve gazetede ertesi gün yayımlanan yazımın başlığı şuydu: “ Ünal Üstel, ateşten gömleği şimdi giydi.”
O başlığı UBP’yi, özellikle Derviş Eroğlu’ndan sonraki UBP’yi, çok çok iyi tanıdığım için yazdım. Soranlara da, UBP’de ilk iç hesaplaşmanın, Meclis Başkanlığı seçiminde yaşanacağını da gayet net ve kesin ifadelerle söyledim.
Meclis Başkanlığı seçiminin KAOSA dönüşmesi, benim açımdan zerre kadar sürpriz olmadı. Genel Başkanlığa “İstikrar” vurgusuyla seçilen Ünal Üstel’e ve bir anlamda kurultay iradesine, “AL SANA İSTİKRAR” denildi.
***
Yaşananların tümü, Ünal Üstel, karşıtlığı üzerine kuruldu.
UBP Meclis Grubunda, Meclis Başkanlığı için adaylık oylaması yapıldı. Ünal Üstel’in adayı Faiz Sucuoğlu’ydu. Kritik sayıda vekil, Zorlu Töre’ye oy verince, kendini adaylıktan öte, Meclis Başkanlığı’na hazırlayan Faiz Sucuoğlu, Meclis Kapısını vurup gitti.
Sonra salona geçildi:
Ünal Üstel’e inat Zorlu Töre’ye oy verenler, bu kez Genel Kurul’daki oylamada Ünal Üstel, UBP ya da koalisyon hükümetinin adayı diye Töre’ye oy vermedi.
Ünal Üstel’in uyarıları hiçbir işe yaramadı.
Zorlu Töre için beşinci tur oylama yapılmadan aday değişikliğiyle Kutlu Evren aday gösterildi.
Ünal Üstel’le hesaplaşması olanlar Kutlu Evren’i, Zorluk Töre’den bir tık daha ağır tokatladı.
***
“Buyurun hitap edin yüce meclise” deyişiyle ünlü Zorlu Töre’nin resti Faiz Sucuoğlu’ndan daha ağır oldu. YÜCE MECLİSİN çalışmalarına devamı için, UBP, hükümet, hatta meclisin ortak istemine “HAYIR” dedi.
Cumhurbaşkanlığında özellikle Zorlu Töre’yi ikna amaçlı “EN ÜST DÜZEY KATILIMLI” toplantı yapıldı. Zorlu Töre, “NOR DEDİ, PEYNİR DEMEDİ.”
Hasta olup, hastaneye yattı ama Meclis oturumunu açmak için yüce meclisin, yüce başkanlık koltuğuna oturmadı.
Sonuçta, bazıları için Ünal Üstel’le hesaplaşmak, meclisin itibarının erozyonuna uğramasında daha öncelikli VEZİFE oldu…
***
Bu sorun bir biçimde aşılacak mı? Aşılacak.
Ancak yaşananlar BİR KOCAMAN AYIP, BİR KARA LEKE OLARAK, UNUTULMADAN, SİLİNMEDEN KALACAK.
***
Zorlu Töre ve Ali Pilli’ye acil şifalar diliyorum.