Dünya

Afrika'da yeni bir model ortaklık: TürkiyeNijer


Afrika’nın Sahel Bölgesi ülkelerinden Nijer’de geçtiğimiz yıl gerçekleşen yönetim değişikliğinin yıl dönümünde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler önemli bir ziyaret gerçekleştirdi.


Kritik bir dönemde gerçekleştirilen ziyaret, Türkiye’nin Afrika açılımının Somali’den sonraki en önemli ayağı olarak görülüyor. Zaten Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözleri de buna işaret ediyor:


“Somali’de yaptığımız gibi Nijer’de de terörle mücadele çerçevesinde savunma sanayisini ve istihbarat kapasitesini ilerletmek için neler yapabileceği hususunu ele aldık. Sahel Bölgesi’ndeki istikrarsızlığın ana kaynağı olan teröre karşı ne gibi adımlar atacağımızı ayrıca tartıştık.”


İki ülke arasında başta güvenlik olmak üzere birçok alanda görüşmeler yapılırken, “Petrol ve Doğal Gaz Alanında İş Birliğine İlişkin Niyet Beyanı” da imzalandı.

[Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler Nijer’e önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Fotoğraf: AA]


İmzalanan beyan ile iki ülkenin ilgili kurum ve şirketleri arasında diyaloğun artırılması planlanıyor. Bu kapsamda, Nijer’de yer alan petrol ve doğal gaz sahalarının geliştirilmesinde Türk şirketlerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi hedefleniyor. Planlanan çalışmalar belirli bir takvim içerisinde sürdürülecek.


Şimdi gelin, Sahel Bölgesi’nin önemli ülkesi Nijer’de son yaşananlara ve iki ülke arasındaki potansiyele bir göz atalım….


Darbeden sonra gelen değişim


Batı’nın Afrika’daki en yakın müttefiklerinden biri kabul edilen Nijer’deki yönetim değişikliği en çok Fransa ile ilişkileri etkiledi.


Tchiani yönetimi başa geçtikten çok kısa süre sonra 4 Ağustos 2023’te Fransa ile askeri iş birliğini sonlandırdı ve 25 Ağustos’ta da Fransa’nın Niamey Büyükelçisi Sylvain Itte’yi “istenmeyen kişi” ilan etti.


Itte’nin istenmeyen kişi ilan edilmesi, iki ülke arasında benzeri görülmemiş bir diplomatik krize neden olsa da Fransa, kararın meşru olmadığı gerekçesiyle Itte’nin ülkede kalması için her yolu denedi.


Büyükelçi Itte, yeni yönetimle yaklaşık 1 ay boyunca adeta köşe kapmaca oynadı ve “yakalanmamak” için büyükelçilik yerleşkesinden hiç ayrılmadı.

Fransa, Sahel Bölgesi'ndeki ülkelerin büyük çoğunluğundan askerlerini çekmek zorunda kaldı. Fotoğraf: Reuters[Fransa, Sahel Bölgesi’ndeki ülkelerin büyük çoğunluğundan askerlerini çekmek zorunda kaldı. Fotoğraf: Reuters]


Nijer halkı, Fransız Büyükelçiliği önünde neredeyse her gün Itte’nin ülkeyi terk etmesi için eylem yaparken, yerleşkenin elektrik ve suyu kesildi, gıda tedariki de engellendi. Kendisine 25 Ağustos’ta ülkeyi terk etmesi için 48 saat süre verilen Büyükelçi Itte, 27 Eylül’de Nijer’den ayrıldı.


Itte’nin diplomatik bir kriz sonrası ülkeden ayrılmasının ardından Fransa, 22 Aralık 2023’te hem Niamey Büyükelçiliği’ni kapattı hem de ülkede konuşlu 1500 askerini geri çekti.


Batı ülkeleriyle bunlar yaşanırken, zaten uzun bir süredir bölgede varlık gösteren Rusya ile yakınlaşma başladı.


Türkiye ile Nijer arasındaki ilişkilerin ivme kazanması da bölgedeki bu gelişmelerin ardından gerçekleşti. Esasen iki ülke ilişkilerindeki ilk sıçrayış, Türkiye’nin Afrika açılımı kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2013 yılında gerçekleştirdiği ziyaretle yaşandı.


Karşılıklı büyükelçilikler açıldı ve ikili ticaret gelişmeye başladı. Türk heyetinin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği ziyaret de bu kapsamda oldukça önemli bir adım olarak görüldü.


Türk heyetinin ziyaretini ve sonuçlarını SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş ile konuştuk.


Türkiye-Nijer ortaklık modeli hangi temeller üzerine kuruluyor?


Türkiye’nin günümüze dek uyguladığı politikalar ve sergilemiş olduğu yaklaşımların Afrika’da yer alan tüm ülkeler için önemli bir referans sunduğunu belirtiyor Tunç Demirtaş. Özellikle Somali ulusal ordusunun eğitiminde ve terörle mücadelede Türkiye’nin Somali’ye vermiş olduğu desteğin Nijer için de ilgi çekici hale geldiğini söylüyor.

Türkiye, Nijer’de enerji konusunda yatırım yaparak, Nijer’in enerji altyapısını güçlendirerek çeşitli ortak projeler gerçekleştirebilme kapasitesine sahip.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş


Demirtaş’a göre iki ülke arasında hem ekonomik hem de güvenlik alanlarında iş birliği potansiyeli oldukça yüksek. Türkiye’nin Somali’de gerçekleştirdiği askeri eğitim ve barış inşası girişimleri, Nijer’de de benzer şekilde uygulanabilir.


“Türkiye’nin Somali’deki tecrübeleri, Nijer’in ulusal ordusunun eğitimi ve terörle mücadele kapasitesinin artırılması konusunda model alınabilecek bir örnek olarak bulunuyor. Dolayısıyla Nijer ile Türkiye arasındaki ortaklık modeli de bu temeller üzerine kurulmuş durumda. Ayrıca Nijer ve Türkiye birbirini stratejik ortak olarak görüyor.”


İki ülke arasında imzalanan “Petrol ve Doğal Gaz Alanında İş Birliğine İlişkin Niyet Beyanı”na atıfta bulunan Demirtaş, “Nijer’in sahip olduğu çeşitli enerji kaynakları, Türkiye’nin sahip olduğu teknoloji ve tecrübelerin paylaşılması ikili ilişkilerde enerji sektöründe iş birliği yapılmasını mümkün kılıyor” ifadelerini kullanıyor.


Fransa ve Avrupa’daki nükleer santrallerin yakıt ihtiyacının büyük kısmı Nijer’den karşılanıyor. Ülke, dünyanın en önemli 7. uranyum tedarikçisi konumunda.


İki ülke arasında enerji ve güvenlik alanında nasıl bir potansiyel var?


Tunç Demirtaş da Nijer’in zengin uranyum yataklarını konu ediyor ve Nijer’in zengin uranyum yataklarına sahip bir ülke olarak Türkiye’nin enerji güvenliği ve çeşitliliği konusunda kritik bir öneme sahip olduğunu söylüyor.


“Muhtemel petrol rezervinin 1 milyar varil olduğu Nijer’de petrol üretim maliyetleri varil başına yaklaşık 6,5 dolar ve üretilen her varil için arama ve geliştirme maliyeti ise 8,5 dolar civarında. Yani varil başına toplam maliyet 15 dolar olarak dikkat çekiyor. Bu kapsamda Türkiye, Nijer’de enerji konusunda yatırım yaparak, Nijer’in enerji altyapısını güçlendirerek çeşitli ortak projeler gerçekleştirebilme kapasitesine sahip.”

Fransa’nın bölgeyi yönetirken kullandığı sert güç araçlarından sonra Rus paralı milis grubu olan Wagner’in faaliyetleri, Nijer halkından ziyade daha çok maden ve enerji kaynaklarının güvenliğini sağlıyor. Bu noktada Türkiye’nin bölgedeki diğer aktörlerden ayrıştığı ortaya çıkmakta.


Öte yandan Somali de olduğu gibi Nijer ile de güvenlik, ilişkilerin önemli saç ayaklarından birini oluşturabilir. Demirtaş, Nijer’in de içinde yer aldığı Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun Sahel Bölgesi’nde önemli bir aktör olarak yer aldığına dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:


“Türkiye’nin bu kapsamda Nijer ile kurduğu ilişkiler aslında Sahel Devletleri Konfederasyonu ile de ilişkilerinde önemli bir rol oynuyor. Bu bağlamda bu yapı içinde ordu yapılanması, askeri eğitimler ve savunma sanayii ürünlerinin tedariki konusunda Türkiye ile önemli iş birliği fırsatları bulunuyor.”


Türkiye rakiplerinden nasıl ayrışıyor?


Sahel Bölgesi uzun yıllar Fransız sömürüsü olarak yaşamış ülkelerden oluşuyor. Ancak Mali, Burkina Faso ve Nijer son yıllarda Fransa ve Batı bloğundan bağımsız hareket etmeye çalışıyor. Bu nedenle Rusya ve Çin de bölgede etkin. Hatta Rus paralı milis grubu Wagner’in söz konusu ülkelerde konuşlandığı biliniyor.


Tunç Demirtaş’a göre Fransa’nın bölgeden çıkmak zorunda kalması, Wagner’in bölgedeki faaliyetleri, farklı bir pencereden bakıldığında Türkiye için bir fırsat ortaya çıkarıyor. “Nitekim Nijer özelinde Sahel Bölgesinde, Türkiye’nin çok yönlü/boyutlu yaklaşımı istikrar ve kalkınmayı destekleyerek diğer aktörlerden ayrışmasını sağlamakta” diyerek şöyle devam ediyor:


“Fransa’nın bölgeyi yönetirken kullandığı sert güç araçlarından sonra Rus paralı milis grubu olan Wagner’in faaliyetleri Nijer halkından ziyade daha çok maden ve enerji kaynaklarının güvenliğini sağlıyor. Bu noktada Türkiye’nin bölgedeki diğer aktörlerden ayrıştığı ortaya çıkmakta. Türkiye, Afrika’daki faaliyetler kapsamında insani yardımlar, eğitim, sağlık ve altyapı projeleri gibi yumuşak güç unsurlarını öne çıkararak diğer aktörlerden ayrışıyor.”


İki ülkenin geliştireceği rol modelin önünde hangi engeller var?


Türkiye ve Nijer arasındaki iş birliğinin önündeki en büyük engel, Sahel’deki istikrarsızlık ve güvenlik sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Demirtaş, Nijer’in bölgede stratejik bir konumda bulunmasına karşın Sahel bölgesinin terör örgütleri ve radikal grupların faaliyet gösterdiği bir alan olarak öne çıktığını söylüyor ve ekliyor:


“Bu terör örgütleri arasında DEAŞ’ın ISWAP ve ISGS gibi fraksiyonları ile el-Kaide’ye bağlı gruplar yer alıyor. Dolayısıyla bu tür güvenlik tehditleri ve riskler, yabancı yatırımcıları ve gerçekleştirilecek projeleri caydırıcı bir etkiye sahip.”

Türkiye ile ortaklık sonucunda elde edilecek kazancın Nijer açısından değerli görülmesi ve Türkiye ile stratejik ortaklık kurulması geleceğe yönelik umut vaat eden bir adım olarak görülüyor.


İstikrarsızlığın yanında Demirtaş’ın dikkat çektiği bir diğer konu ise kaynakların sınırlı olması. Bu kapsamda büyük ölçekli projelerin hayata geçirilmesi konusunda sınırlı kaynaklar ilk aşamada sürecin yavaş ilerlemesine neden olabilir.


Öte yandan bölgesel rekabet de Türkiye-Nijer ilişkilerini etkileyebilir. Zira, bölgedeki üslerini boşaltmak zorunda kalan ABD ve Fransa ile ülkede varlıklarını güçlendirmek isteyen Rusya ile Çin arasında gerginliklerin yaşanması oldukça muhtemel.


Bu durumun bölgede çeşitli güç boşluklarını ortaya çıkarıp, terör örgütlerinin alan kazanmasına sebebiyet verebileceğini değerlendiren Demirtaş, “Böylesi bir süreçte yeni çatışma alanlarının ortaya çıkması riski de belirebilir. Dolayısıyla Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesi riski de doğabilir” diyor.


Ziyaret ne gibi sonuçlar ortaya çıkardı?


Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Fidan, Milli Savunma Bakanı Güler ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar’ın Nijer’e gerçekleştirdiği ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi ve yeni iş birliği alanlarının keşfedilmesi açısından büyük önem taşıyordu.


Demirtaş, üst düzey ziyaretin Türkiye’nin son dönemde Afrika Boynuzu’nda artan etkisinin Sahel Bölgesi gibi farklı bölgelere taşındığının sinyallerini verdiğini belirtiyor. Türkiye’nin Afrika’da birçok ülke tarafından ortaklık kurulmak istenen ve iş birliği konusunda tercih edilen bir ülke olduğunu da gözler önüne serdiğini aktarıyor.


“Türkiye ile ortaklık sonucunda elde edilecek kazancın Nijer açısından değerli görülmesi ve Türkiye ile stratejik ortaklık kurulması geleceğe yönelik umut vaat eden bir adım olarak görülüyor.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu