Eski Fransız basketçi, İsrail'i eleştirdiği için Olimpiyat Büyükelçiliği'nden alındı
Senegal asıllı eski Fransız kadın basketbolcu Gomis, “Olimpiyat Büyükelçisi” görevinden alınma sürecinde neler yaşadığını, Fransa’da Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlaması ile yargılanan, İsrail’i eleştiren ve Filistin’e destek veren kişilerin karşılaştığı baskıyı anlattı.
Gomis, sömürgeciliğin bir ülkeye neler yapacağını ve 7 Ekim’in neden yaşandığını anlatmak için Instagram hesabından bir paylaşım yaptığını, bu paylaşımı yaparken sonrasında yaşananların olabileceğini hiç düşünmediğini söyledi.
Paylaşımda, 1947’den 2023’e kadar geçen yıllarda Fransız haritasının İsrail bayrağıyla kaplandığını anlatan Gomis, “Bu paylaşıma bir soru da eşlik etti: ‘Siz bu durumda ne yapardınız?’ Bu, kullanıcıların sömürgecilik ve buna ilişkin konular hakkında dikkatini çekmek içindi. Senegalli bir göçmen kızı olarak bu konu benim için çok önemli. İnsanları bu konuda bilinçlendirmek ve dikkatlerini çekmek istedim sadece” ifadelerini kullandı.
“İsrail yanlısı sivil toplum kuruluşlarının hedefi olduğumu fark ettim”
Paylaşımından sonra temsilcisinin kendisini arayarak, hikayesini kaldırmasını talep ettiğini dile getiren Gomis, Paris 2024’ün Olimpiyat Büyükelçisi olarak tarafsız kalması ve savaşla ilgili paylaşım yapmaması gerektiğinin söylendiğini aktardı.
O dönem Olimpiyat Büyükelçisi olduğu için bu konunun hassas olduğu ve bu meseleye karışmamasının daha iyi olacağı şeklinde tavsiye aldığını söyleyen Emilie Gomis, “Bu nedenle kimden özür dilemem gerektiğini bilmeden bu paylaşım nedeniyle özür diledim” dedi.
Paylaşımın ardından her şeye normal devam eden Gomis, sosyal medyada kendisinin “antisemit olmakla” ve “teröristleri savunmakla” suçlandığını dile getirdi.
Gomis, Paris 2024’ün Başkanı Tony Estanguet’nin kendisine Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile görüşeceğini söylediğini fakat daha sonra “Emilie bence kötü bir şey yaptın, daha fazla sorun istemiyorlar, bu yüzden seni tutmaları zor, ayrılman gerekiyor” dediğini aktardı.
Daha sonra kendisini açıklamak için kimseye ulaşamadığını söyleyen Gomis, şöyle devam etti:
“İsrail yanlısı sivil toplum kuruluşlarının hedefi olduğumu fark ettim. Çünkü doğrudan medyaya konuşuyorlardı. CRIF’nin (Fransa’daki Yahudi Kurumları Temsilcileri Konseyi) başkanı spor bakanını arayarak Emilie’yi kovmak zorunda olduğunu söylediğini medyada gururla ifade etti. Bunu duyduğumda bana tam olarak ne olacağını, bunun bana karşı bir propaganda olduğunu biliyordum. Bu benim kim olduğumla ilgili değil, Filistin halkını desteklememle, tarafımı seçmemle ilgiliydi. Bu yüzden beni hedef aldılar. Mesele antisemitizm ya da terörizmi savunmak değildi.”
“Filistin’e desteğimi sürdürüyorum”
Gomis, yaşananlardan sonra bir avukatla anlaştığını ve Spor Bakanlığı’na kendisini anlatan mektup yazdığını fakat mektubun ulaşmasına karşın bir cevap alamadığını aktardı.
Bir derneğin de kendisi hakkında “terör propagandası yaptığı” ve “Yahudi karşıtı olduğu” gerekçeleriyle suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Gomis, bu suçlamalarla ilgili ifade vermek için karakola çağrıldığını söyledi:
“Gözaltına alınmadan kendimi ifade etmek için karakola çağrıldım. Açıkçası, kendimi ifade edebilmek ve aslında neler yaşandığını anlatabilmek benim için önemliydi. Çünkü 40 günü aşkındır spor kurumlarına sesimi duyurmaya çalışıyordum ve başaramamıştım.”
Paris’e 25 Temmuz’da gelen Filistin kafilesini Paris Charles de Gaulle Havalimanı’nda ağırlaması hakkında Gomis, “Filistin’e desteğimi sürdürüyorum. Bu, insanlık, adalet ve egemen olması gereken bir halkı tanıma meselesi.” dedi.
“Sporcuların haklı davaları savunması gerektiğini” dile getiren Gomis, şöyle devam etti:
“Bu, Gazze veya din meselesi değil, uluslararası hukuku savunma meselesi. Biz şampiyon olmaktan daha fazlasıyız; sadece sporcu değiliz. Bunu daha önce de defalarca kanıtladık. 1936’da Nazilere karşı Jesse Owens gibi. Tarihte sporcuların tavır aldığı önemli zamanlar oldu. Vietnam Savaşı’nda Muhammed Ali örneği gibi.”
“IOC’nin kararı ikiyüzlülük”
IOC’nin Rus sporculara yaptırım uygularken İsrailli sporcular için herhangi bir adım atmamasına da değinen Gomis, “Bu bir ikiyüzlülük. İsrail’in kurallara saygı göstermediğini neden anlamıyoruz. IOC’nin Rusya konusunda yaptıklarına katılmasak bile saygı duymak zorundayız. BM yasalarına da saygı duymak zorundayız, tam olarak neler olduğunu ve İsrail’in ne yaptığını açıklıyorlar. Bu kararlarda bir denge olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gomis, Rusya ve geçmişte Güney Afrika için uygulanan kararların bugün İsrail için de uygulanması gerektiğine dikkati çekerek, Gazze’de durumun Ukrayna’dakinden daha kötü olduğunu vurguladı.
“Soykırım işleyen bir devlet, Olimpiyatlara bayrağıyla ve marşıyla gelemez”
Fransız sporcu Gomis, Olimpiyat Oyunları sürecinde İsrail’e yönelik çifte standardı eleştirdi:
“Neden İsrail’e yönelik çifte standart söz konusu? Sadece kanunun uygulanmasını istiyoruz. Sporu anlamayan biri bile 2 dakikada ne istediğimizi anlar. İsrailli sporcuların Olimpiyat Oyunlarına katılmamalarını değil, tarafsız bayrakla katılmalarını istiyoruz. Soykırım işleyen bir devlet, Olimpiyatlara bayrağıyla ve marşıyla gelemez.”
Olimpiyat Oyunlarının evrensel değerlere sahip olduğunu dile getiren Gomis, “İsrail’in Olimpiyatlara tarafsız bayrakla gelmesi ve Rusya ile Güney Afrika’ya uygulanan yaptırımlara tabi olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Fransa’da Filistin’i destekleyen insanlar üzerinde büyük bir baskı var”
Fransa’da İsrail’i eleştirenlerin üzerinde büyük bir baskı olduğunu ifade eden Gomis, şunları söyledi:
“Fransa’da Filistin’i destekleyen insanlar üzerinde büyük bir baskı var. Şu anda Gazze’de neler olduğuna dair gerçekleri göstermek için sosyal medyada yazmanıza izin verilmiyor, mesela çocukların öldüğünü gösteren videoları paylaşmak gibi. Bunu göstermenize izin verilmiyor, sanki medya kurallarına saygı duymuyormuşsunuz gibi.”
Gomis, kendisinin sosyal medyada engellendiğini, resmi Facebook sayfasının kapatıldığını ve Instagram’ın da videolarını silmeye başladığını aktardı.
Fransızların konuştukları takdirde başlarına ne geleceğini düşündüklerini söyleyen Gomis, Fransa’daki İsrail toplumunun medyada, “Emilie Gomiz’e ne olduğunu görüyor musunuz? Eğer bir şey yaparsanız sizin de başınıza gelir. O işini kaybetti ve kamuya mal olmuş bir kişiydi” mesajını verdiğini dile getirdi.
“Hükümet ve politikacılar şu anda İsrail yanlısı”
Gomis, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama insanlar aptal değil. Ne olduğunu çok iyi biliyorlar ve bunu umursamıyorlar bile. Yine de Filistin halkını destekliyorlar. Ancak hükümet ve politikacılar şu anda İsrail yanlısı. Yani İsrail’i destekliyorlar. Hala bomba için malzeme gönderiyorlar. İşte bu yüzden Filistinliler hakkında konuşmak ve Filistin halkını desteklemek bizim için karmaşık. Çünkü işinizi kaybedebilirsiniz. Sosyal medyada, dışarıda baskı görebilirsiniz. Bu yüzden burası çok zor. Zor ama bunun için savaşmaya ve doğru tarafta olmaya devam etmemiz gerektiğinden eminiz.”
Kendisi için başından geçenlerin son derece zor olduğunu, başlarda yaşananların gerçek olmadığını düşündüğünü ifade eden Gomis, herkesin kendisinin “Olimpiyat Büyükelçisi” olmak için uygun kişi olduğunda hemfikir olduğunu söyledi.
Gomis, kamuya mal olmuş bir kişilik olmasına karşın başına bunların geldiğinin, sıradan insanların ise bu durumda çok daha büyük sıkıntılar çekebileceğinin, hatta Arap kökenlilerin doğrudan “terörist” olarak yaftalanacağının altını çizdi.
“İnsanların Gazze’de neler olduğunu bilmesinin de zamanı geldi”
Önünde iki seçeneği olduğunu ve doğru olanı yaptığını düşündüğünü aktaran Gomis, ” Ya ayrılırsın, hiçbir şey söylemezsin ve bu yalanı kabul edersin ya da onlara karşı savaşırsın, dedim. Bu sadece benim için bir mücadele değil, tüm insanlar için bir mücadele, bu konuda örnek olmalısın ve artık bir misyonun var.’ dedim” diye konuştu.
Gomis, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bence insanların Gazze’de neler olduğunu bilmesinin de zamanı geldi. Bu yüzden bazı Fransız sporcularla konuşmaya çalıştım ama onlar için konuşmak zordu. Anlayabiliyorum çünkü Olimpiyat Oyunlarına katılmak için uzun yıllar boyunca çalıştılar, bu yüzden Olimpiyat Oyunlarına katılma fırsatını kaybederler. Şu anda neden sessiz olduklarını anlayabiliyorum. Sanırım Olimpiyat Oyunlarından sonra sporcular konuşmaya başlayacaktır.”