Hiç rahatsız olmuyorlar..
Ülkenin en büyük siyasi partilerinden biri UBP!
Peki öyle mi? Evet öyle..
Lakin gel gelelim dış müdahaleyi çağıran buna tevessül eden de UBP..
İşte tam da bu nedenden dolayıdır ki UBP kendi genel başkanını bile kendi iradesiyle, özgürce, demokratik bir şekilde seçemiyor. Düşünün ki Koskoca parti,Türkiye iktidarının oyuncağı durumuna geldi, adeta yap boz gibi..Akıl dışı günlerden geçerken ülkenin cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’nin müdahalesinin UBP içinde yarattığı haksızlıklarla ilgili olarak “Haksızlık yapılsa bile ‘hayır böyleymiş’ demek lazım” biçiminde açıklama yapıyor. Hükümetin ortağı ve bakanı olan Erhan Arıklı UBP kurultayına ilişkin “Türkiye istikrarı bozacak bir gelişme istemiyor. Ünal Üstel devam ederse hükümet devam edecek” diyebilmeyi kendinde hak görüyor. Burada özne olması gereken UBP’lilerin iradesinin pek bir ehemmiyeti yok anlaşılan hatta olup biten bu aykırılığı sadece izlemekle yetiniyorlar..
Bütün bu anomalinin içinde ki buna utanç diyebilmen mümkün hiç utanmadan, birileri “eşit egemenlik” ve, “devlet” olmaktan bahsediyor..
Bu o kadar büyük bir çelişki ki hiçbir şekilde izahı yapılamıyor. Her şeyi geçtim, “ onur” kelimesi “haysiyet” kelimesi hiç bu kadar ayaklar altına pas pas yapılmamışken dahi bir UBP’li de çıkıp bunu dillendiremiyor. Bir istikrar kelimesi tutturmuşlar da giderler. Oysa istikrar dedikleri şey şu..
konfor alanlarını terk etmemek adına kurdukları saadet zincirine zeval gelmesini istemiyorlar.
Partiliye iş,yandaşa kredi, oğlana iş, kıza barem yükselmesi toruna istihdam ve gider..
Kısacası istikrardan anladıkları bu..