Hasan Hastürer

Hakan Fidan’ın söyledikleri, verimli müzakereler için ipucu içeriyor.…

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KKTC ziyareti, önemli mesajların verilmesine zemin yarattı.

Hakan Fidan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde, çok kritik dönemde etkili görev yapmış bir dışişleri bakanı olarak anılacak.

Fidan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra, nereye giderse gitsin, attığı adımlar ve yaptığı açıklamalar dikkatle izlenen bir bakandır.

***

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la yaptıkları görüşmeden sonra Hakan Fidan’ın yaptığı açıklamaları, dikkatle dinledim.

Söylediklerinden söylemediklerini de duymaya çalıştım ve duyduğuma da inanıyorum.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarından şunları, gelecekte de yazıma ulaşıldığı zaman bilgi kaynağı da olması için tırnak içinde yazıma almak istiyorum:

 

“Yunanistan’ın, Türkiye’nin, KKTC’nin ve GKRY’nin hep beraber bir araya gelerek, daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmesi mümkün.” ifadelerini kullanan Fidan, GKRY’nden Kıbrıs adasını daha ileriye taşıyacak, modern ve barışçıl bir çözüm için cesur adımlar atmalarını istedi.

Kıbrıs Türkü’nün son 50 yıldır maruz kaldığı izolasyonun sessiz bir insanlık suçuna dönüştüğüne dikkat çeken Fidan, dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu insanlık suçunun sessiz ortakları olduğunu kaydetti.

 “Son 50 yılda adada bir gerçeklik ortaya çıkmış durumda. Bu gerçeklik Kıbrıs’ta iki ayrı toplumun, iki ayrı kesimde, birbirinden ayrı kendilerini yöneterek bugüne kadar gelmesini sağlamıştır” ifadelerine yer veren Fidan, bu gerçekliğin artık bir hukuksallığa dönüşerek, Kıbrıs’ın yoluna iki devletli bir çözümle devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasında, ‘Var olan gerçekliği göz ardı ederek, 50 yıl önceki statükoyu, kendilerinin bile kabul etmediği bir çözüm yöntemiyle masaya getirip Kıbrıs sorununa çözüm üretmeye çalışmak, beyhude bir zaman kaybıdır.’ Dedi.

… “Kıbrıs’ta iki devletli çözüm, adanın enerjisinden, ekonomisinden ve turizminden en verimli şekilde yararlanılmasına olanak tanıyacaktır. Güvenlik, barış ve kalkınma için de büyük fırsatlar yaratacaktır” dedi.

Uluslararası toplumun Kıbrıs’ın iki devletli statüsünü hukuki bir zemine oturtması gerektiğinin altını çizen Fidan, 1974’ten bu yana iki kesim arasında kan dökülmediğini, savaş olmadığını, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) ekonomi, yatırım ve turizm alanlarında ilerlediğini, savaş ve terör tehdidi de olmadığını ve KKTC’nin de kendi yoluna barışla devam ettiğini dile getirdi.

Kıbrıs’taki mevcut durumun, bölgedeki halklara ve tüm taraflara büyük bir fırsat sunduğunu belirten Fidan, geçmişte atılmayan adımların bugüne yansıdığını vurguladı.

“Bu gelecek dün de bizi bekliyordu, ancak bu formülü hayata geçirmediğimiz için dünü kaybettik. Geleceği kaybetmeyelim. Dört kesim bir araya gelerek, Ege ve Akdeniz’de birlikte barış dolu, huzur dolu bir geleceği inşa edelim”

 

***

Rum Yönetimi Dışişleri Bakanlığının, Hakan’ın Kuzey Kıbrıs ziyaretini kınaması, rutin bir tepki koyma biçimidir. Ciddiye alınmasına da gerek yok.

Türk Tarafı dediğimiz Ankara ve Kuzey Lefkoşa’nın seslendirdikleri verimli, sonuç alıcı müzakereler için ciddi ipuçları içeriyor.

Türk Tarafı, adına yapılan konuşmalardan iki devletli çözümün, yaşayabilir, sürdürülebilir olması için, öze sadık kalınarak müzakere edebilir olduğunu diplomatik olarak seslendiriyor.

Hristodulidis’in Kıbrıs sorununun çözümü için söyledikleri, sonuç getirici değil, sonuçsuz, müzakere istencini yansıtıyor.

Gün gelsin müzakereler başlasın ve çözüme yaklaşılsın, masayı devirmek için tekme atacak olan yine Hristodulidis olacak.

***

Hakan Fidan’ın Yunanistan’ı ayrı tutarak Güney Kıbrıs yönetimine seslenmesini de herkes bir kenara not etsin.

Hristodulidis bu kafada giderse, yalnız kalacak.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu