Madalyonun iki yüzüne de bakmak gerekmez mi?

Dünyaca ünlü Hukukçu Prof. Eyal Benvenisti, Rum yargısının 1974’ten önce Kıbrıslı Rumlara ait mülkleri içeren gayrimenkullerde yargı yetkisine sahip olmadığını gerekçeleriyle birlikte anlattı.
.Prof. Eyal Benvenisti’ye göre, adada 50 yıllık Yunan-Türk yönetiminin ardından, bölgede hayatlarını kuranların mülkiyet hakları, 50 yıldan fazla bir süre önce mülk sahibi olan Kıbrıslı Rumların torunlarının mülkiyet haklarından önce gelmelidir.“Bu yaklaşım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kapsamlı, sürekli ve tutarlı içtihatlarına dayanmaktadır” diyen Prof. Benvenisti, “AİHM 20 yıl kadar önce, KKTC’de ikamet eden ve oradaki geçerli yasalara uygun hareket edenlerin haklarının tanınmasını gerektirdiğine karar vermiştir” ifadelerini kullandı.Prof. Benvenisti görüşüne madde madde şöyle açıklık getirdi:
1. 2005 yılında KKTC, 1974’ten önce Kıbrıslı Rumlara ait mülkler üzerindeki iddiaları ele almak üzere Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) kuran 67/2005 sayılı Kanunu yürürlüğe koydu. Bu, böyle bir mekanizmanın bu iddiaları çözmek için tek çerçeve olacağını belirleyen Avrupa Mahkemesi’nin direktifleri doğrultusunda yapıldı. 2. AİHM, Demopoulos Türkiye davasında bu kanunu uluslararası ve insan hakları hukukuna uygun olarak değerlendirerek onayladı.
3. 67/2005 sayılı Kanun kapsamındaki mülkiyet işlemleri uluslararası hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) uyarınca geçerli kabul edilir.
4. 1974’ten önce araziye sahip olan Kıbrıslı Rumlar TMK aracılığıyla çözüm arayabilirken, mevcut mülk sahiplerinin de hakları vardır.
5. Bu rejim altında iyi niyetle mülk satın alanlar korunmaktadır ve tapuları yasal olarak geçerlidir.
6. Kıbrıs Cumhuriyeti ve mahkemeleri, uluslararası hukuk ve AİHS’nin gerektirdiği şekilde 67/2005 sayılı Kanun uyarınca mülkiyet haklarını tanımalıdır.
7. Bu hakların göz ardı edilmesi, KKTC’deki bireylerin yasal korumasını ihlal eder ve kamu düzenini bozar.
8. Simon Aykut’a karşı açılan cezai suçlamalar, özellikle 5. Madde (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve 6. Madde (adil yargılanma hakkı) olmak üzere AİHS kapsamındaki haklarını ihlal etmektedir.
9. Bu eylemler KKTC’deki diğer mülk sahiplerine zarar vermekte ve Kıbrıs’ın uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmektedir.
10. Simon Aykut’a karşı açılan hukuki dava AİHS’yi ihlal etmekte ve uluslararası hukuku ihlal etmektedir.
11. Kıbrıs’ın önlemleri, mülkiyet haklarını istikrarsızlaştırma ve KKTC ekonomisine zarar verme riski taşımaktadır. Bu alanda herhangi bir uzmanlığım yok. Ve fakat Uluslararası hukukçular Profesörün bu tespitlerine ne der bilmiyorum.bu nedenle ifade edilenler için doğru/yanlış saptaması yapacak durumda değilim.Lakin bildiğim birkaç gerçeği de ifade etmek durumundayım.
Bahse konu olan mülklerim birinci sahiplerinin yaşamlarını idame ettikleri -Kıbrıs Cumhuriyeti meşru mudur? Evet meşrudur.
Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’a müdahalesini hangi antlaşmalara dayandırıyor ?
Garanti ve İttifak Antlaşması’na. Doğru mu? Doğru..Peki KKTC’nin verdiği tapular meşru mu? Yaratılan iç hukuk mevzuatına göre evet. Ve fakat uluslararası hukuka göre bu konu oldukça çetrefilli bir konu.
Dolayısıyla KKTC’nin uluslararası alanda tanınmamış statüsü nedeniyle bu koçanların tanımı belirsiz.
Bir başka önemli husus Adada yaşayan halklar gerek kuzeyde gerekse güneyde tapulu mallarını gönüllü olarak ayrılmadılar. Kaldı ki Kıbrıs Cumhuriyeti ‘ne karşı garantör devletler sorumluluklarını yerine getirdiklerini söyleyebilir miyiz?
Çok üzgünüm ama bu sorunun cevabı hayır, maalesef garantörler hiçbiri sorumluluklarının gereğini yapmadılar. Bundan sonra yaparlar mı? Öyle ya Kıbrıs Cumhuriyeti hala baki.. Velhasıl bu konu birden çok bilinmeyenli denkleme sahip bu nedenle madalyonun iki yüzünü de kavramakta fayda var.