Her koşulun dengesi vardır; marifet bulmakta

Zaman biz istesek de istemesek de hızla akıyor. Şartlar gelişiyor veya değişiyor.
Çoğu koşulda, zamanın bize değil, bizim zamana ayak uydurma zorunluluğumuz gerçekliğini, yaşayarak görüyoruz.
Dünyada, gerek yaşam, gerekse ekonomik koşulların, bu kadar kısa sürede, bu denli temelden sarsılacağını, sanırım öngören yoktu.
Bugünün koşullarında, gelişmiş ülkelerin, tasarruf tedbirlerini artıran, daha muhafazakar ekonomik politikalar içine girmiş olduğunu görmekteyiz.
Ülkemizde ise mevcut duruma karşı geliştirilmiş, çözüm planları içeren bir projeksiyon haritasını gördüğümü söylemek, fazla iyimserlik olur.
Avrupa Birliği, işin sağlık tarafında, bir takım belirsizliklere bağlı kararsızlıklar yaşasa da, ayni belirsizliklerin ekonomi ile bağlantılı kararların üretilmesinde çok daha kararlı ve istikrarlı bir tutum içinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın geçtiğimiz hafta içinde verdiği bir demeçte; ‘Gözlemlediğim kadarı ile, Avrupa Bölgesine, genel makroekonomik bakışla baktığımızda, bir belirsizliğin hakim olduğunu söyleyebilirim. Bu durumda, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa para politikasının üzerine düşen ise bu belirsizliğe karşı, netliğin ve belirginliğin olabildiğince sağlanmasıdır. Para politikaları üzerinde aldığımız kararların temeli, bu ilkeye dayanır.’ dedi.
İsterseniz biraz da izlenen yolun neticelerine bakalım.
Avrupa Birliği’nin resmi istatistik kurumu olan Eurostat’ın son yayınladığı verilere göre, AB’nin cari ödemeler dengesine bakıldığında; 2019’un dördüncü çeyreğinde 66,0 milyar euro (GYSİH’nin %1.9’u) olan fazla, 2020 yılının dördüncü çeyreğinde, 110,3 milyar euro (GSYİH’nin %3,2’si) fazla, üçüncü çeyrekte 81,1 milyar euro (GSYİH’nin %2,4’ü) fazla verdi.
Diğer bir önemli veri olan dış ticaret dengesine bakıldığında da, tüm olumsuzluklara ve daralmaya rağmen bir başarıdan söz etmek mümkün.
2020 Ocak’ta 184 milyar euro olarak gerçekleşen ihracat, 2021 Ocak’ta, %11.4 bir azalma ile 163,1 milyar euro olarak gerçekleşti.
Dünya genelinden, AB’ye ithalat tarafında ise, Ocak 2021’de gerçekleşen rakam 156,8 milyar euro, geçtiğimiz Ocak 2020’ye kıyasla % 14,1 düşüş (182,5 milyar €) gösterdi.
Genel bakışta, sonuç olarak, Euro Bölgesi, dış ticarette değerlendirmesinde de 6.3 milyar euro artıda.
Bu verilere ek olarak, 2020’de gerçekleşen enflasyon tahminlerinin %0.79, 2021 enflasyon tahminlerinin %1.16, borçlanma faiz oranlarının %1.33-%1.51 arasında, 2020’de gerçekleşen işsizlik oranının %7.6, 2021 mart ayı itibarı ile %7.3 olduğunu belirteyim.
Avrupa bölgesi için tüm temel veriler incelendiğinde, bütün olumsuzluklara rağmen, doğru alınmış kararların, doğru yansımalarını görmekteyiz.
Veri, alınan kararların yansımalarını gösterdiği kadar, alınacak kararların kılavuzunun da veri olduğunu hatırlatırım.
Ülkemizde, özellikle, özel sektörün genelinde bir araştırma yapılsa, mevcut kurulu ekonomik yapıya ve idari kararlara güvenin çok düşük olduğuna inanmakla birlikte, geleceğe umutla bakan sayısının, oldukça az sayıda olduğuna inanıyorum.
Yatırımcısından, çalışanına, bu ülkede gelecek görmeyenlerin sayısı hızla artıyor. Hayat kalitemiz düşüyor.
İnsanımızın istediği ve bizi bu ülkede tutacak yegane unsur, güven ve istikrardır. Her iki unsurdan da hızla uzaklaşıyoruz. İnsanın değerinin olmadığı yerde, yatırımın da, emeğin de değeri yoktur.
Ülke koşullarımızın veri tabanının, ülke gerçekleri ile tam manasında çıkarılsa, alınmış ve alınan kararların ne kadar olumsuz sonuçlar doğurduğunu göreceğiz.
Koşullar ne olursa olsun, zamanın yapısına göre doğru kararlar üretilebilir, doğru yansımalarını da görülür.
Bütün meselemiz doğru kararları üretecek insanların, doğru makamlarda olmasından geçtiğinin bilincine vardığımızda her şeyin daha güzel olacağına inanın.
Pusulası doğru olmayanın, yönü de doğru olmaz.