O kadar da değil…

Ünal Bey için sarf edilen sözleri kurulan cümleleri elbette tasvip etmem mümkün değildir.
Daha önce de yazdım bu cümleleri kuranın hadsizliği cehaletin karanlığından gelir. Ɓunu sürekli yaşıyoruz, Kıbrıslı Türkler kimseye dini inançlarını ve veyahut tercihlerini, etnik kimliğini ispatlamak zorunda değildir.
Bu tartışmaya açık bir konu da değildir. Şimdi gelelim Ünal Bey’i kahraman yapma mevzusuna.Elbette orada noktayı koyarım.
Neden mi?
Sebebi şu ki Ünal Bey’i kahraman gibi karşıladıkları o gece var ya işte bu anlayış bayrak millet siyaseti yapar ama arkasında masum bebeklerin ölümünden zerre kadar üzerine sorumluluk almayan Sağlık Bakanı durur. Yanında İçişleri Bakanı durur ki bakanlığı bünyesinde hala “kerhaneler” işletilmekte seks köleliğine mecbur bırakılan kadınlar da o günahlarla dolu kirli yerden kendilerini kurtarmak için canlarına kast ederler. Gene arkasında toplumu kutuplaştıran, saçma sapan bir disiplin tüzüğü ile suni gündem yaratarak, bursları yıllardır sistematik şekilde gasp edilen gençlerin, memleketine dair kalan son inancını da yitirmesini sağlayan Eğitim Bakanı durur.
KKTC’nin eşit egemenliğinden ve bir devlet olduğundan bahsederler. Aynı zamanda rumların bizim egemenliğimize karşı hazımsızlık duyduklarını anlatırlar ve her şeyi kamufle ederler..
işte bu ipe sapa gelmez siyaset üzerinden ceplerini dolduruyorlar keza yandaşlarını zengin ediyorlar. Yani bütün bu çarpıklıklar gün gibi ortada iken arka plana marşlar koyunca bir yerlerimizin kabarmayacağını biri kendilerine ve PR ekibine artık söylemeli..
Zira bu alışılagelmiş yalanlardan herkes bıkıp usanmıştır. Velhasıl diyeceğim o ki Ünal Bey’den kahraman çıkarma gayretlerinin rasyonel bir karşılığı yoktur.