Sadece 10 kişi miydi diploma yolsuzluğuna karışan.
Normal şartların hüküm sürdüğü bir coğrafyada yaşamış olsak bugün demir parmaklıkların arasında olması gereken kişiler Meclis çatısı altında olmazdı. Bu da bize gösteriyor ki birilerine bizi temsil etmek için vekalet verirken yani irademizi teslim ederken ister sağ görüşlü olun,ister sol görüşlü olun hiç fark etmez hepimiz seçici olmak zorundayız.Aksi takdirde günübirlik menfaatler uğruna bizden sonra gelen nesilleri de ateşe atmış oluruz. Nitekim bugün o yöne doğru ilerliyoruz. İki kelimeyi yan yana getirip cümle kuramayan,hayatında iki kişiyi yönetmemiş, şaibelerle,tartışmalı işlerle anılan haklarında birçok olumsuz iddia bulunan kişileri bireysel menfaatler uğruna tekrar tekrar seçerek farklı sonuçlar ortaya çıkacakmış gibi iradenizi teslim etmenin ağır bedelini bugün artık 7’den 70’e hepimiz ödemeye başladık..Bugün yaşanan diploma sahteciliği de bunun sonuçlarından birisidir. Nitekim bu olayın üzerine gidilmez ve gidildiği kadarıyla birilerinin yaşananları perdeleyip örtbas etmesine müsade edilirse bu ülkede kimse bundan sonra temiz toplumdan bahsedemez.
Söz konusu üniversitede olaylara karışanlardan birisi olan ve aynı zamanda üniversitenin küçük ortağı olduğu söylenen kişi 600 civarında bir diplomanın usulüne uygun olmadan verildiğini ifadesinde belirtmiştir tabii ki gerçek rakam buysa.. O da ayrı bir tartışma konusu elbette,lakin öyle olduğunu varsayarsak bugüne kadar diploma sahteciliğinden 10 kişinin hakkında yasal işlem başlatılmıştır. Yani bu hesaba göre hala yaklaşık 590 sahte diplomalı olduğu gerçeğini nasıl yorumlamalıyız.. Kaldı ki daha önce de yazdığım üzere bu vakitten sonra söz konusu üniversiteden alınan her belge,sertifika,lisans,yüksek lisans diplomalar mutlak surette tek tek incelenmelidir.
Bu hem ilgili üniversitenin itibarı açısından büyük öneme haizdir, hem de Kuzey Kıbrıs’taki Yükseköğretim alanı için bir zarurettir.