Aziz KARAAZİZ

Biz, yine kaybettik…

İşim gereği herkesle konuşurum ki zaten karakter olarak da konuşmayı çok seven birisiyim.
Beni susturmak çok da kolay olmaz.
Ama bu her zaman konuştuğum anlamını taşımaz. Bazen susup dinlemeyi daha fazla tercih ederim.
Karşımdaki kişi eğer dinlemeye değer birisiyse dilimi yutar ve ona kulak veririm.
Konuşmak insanın ruhunu dinlendirir. Ama dinlemek de ruhumuzu besler.
Ancak bu beslenme çok dikkat etmemiz gereken bir durumdur. Nasıl ki vücudumuz için aldığımız gıdalara dikkat ediyorsak, ruhumuzun beslenme biçimine de son derece dikkat etmeliyiz.
Ruhumuzun kulağını açacağımız kişileri seçerken son derece sıkı kriterler ortaya koymalıyız.
Bugüne kadar öyle yapmış birisi olarak, dinlemeye değer birisini bulunca dört elle sarılırım.
Onlardan birisi, Profesör Doktor Ahmet Ünsal.
Ahmet aslında bir akademisyen, hukuk uzmanı.
Kendisine Kıbrıs’ta bu görev, Din İşleri Başkanlığı, teklif edilince bunu bir görev kabul etmiş ve gelmiş.
İslam hukuku konusunda uzman olan Ahmet Ünsal hocam, geldikten çok kısa bir süre sonra kendisine sorulan bir soruyu bu çerçevede cevapladı.
Vay, sen misin bunu diyen..!
Linç için sıraya girenler oldu.
Ama bu linçcilerin arasından kimse de çıkıp hocama “sen aslında ne demek istedin” diye de sormadı.
Hatta yaptığı açıklamaları bile dinlemediler.
O dönemde gittim ve kendisine bu soruyu sordum.
Anlattı, dinledim.
Gerçekten de çok makul ve mantıklı bir yanıtı vardı.
Ama biz toplum olarak galeyana gelmeye o kadar şartlandık ve de alıştık ki…
Vurdukça vurduk..!
Fakat şunu da söylemeliyim ki, bu linç girişimi karşısında Ahmet Hocam asla eğimedi, dik durdu.
Kendisine kişiliği, bilgisi, hoş görüsü ve insanlara verdiği değer noktasında büyük saygım var.
Ama özellikle dik duruşuna saygım ayrıdır.
Ahmet Hocam artık yok.
Görevinden istifa etti.
Bir din görevlisiyle ilgili gelişen bir adli konu nedeniyle prensiplerinden taviz vermedi ve istifa etti.
Bu bile istismar edildi ve “görevden alındı” şeklinde gösterilmek istendi.
Ama ben çok iyi biliyorum ki o yine dik durdu ve istifa etti.
Kendisini bir çok kez ziyaret etmek ve dinlemek fırsatı bulmuş birisi olarak üzüntüm büyük.
Ama onun bilgisiyle ve hoşgörüsüyle daha bir çok insane dokunacak olduğunu bilmek içimi rahatlatıyor.
Ahmet Hocam ile yaptığımız sohbetler ve onun o hep gülen yüzünü çok özleyeceğim.
Olan oldu ve bizler yine kaybettik.
Yine birilerinin ihtirası kazandı ve fatura bize çıktı.
Bu kafayla da daha çok kaybederiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu