Yargı son kaledir!

Türban konusu ile yaşananları gördükten sonra siyasetin yetersiz kaldığı noktada toplumun siyasi baskı oluşturmasının önemini bir kez daha gördük. Toplumsal refleksi canlı tutmak ve pekiştirmek için bazı konuları gündeme gelmeden ve hatta geliyor olana ışık tuttuğunda dile getirmenin de önemi arttı.
Hepimiz de biliyoruz kendi halimize bırakılsak ne muhalefet ne de iktidar yargı ile ilgili herhangi bir düzenlemeyi gündeme getirmez. Bırakın gündeme getirmeyi buna yönelik bir algı oluşmasına müsaade etmez. Ne iktidarın ne de muhalefetin aklına gelmez çünkü yargının bağımsızlığı Kıbrıs Türkünün ortak paydasıdır.
Ara ara dillendirilen Başkanlık sistemine geçme niyeti ile “yargının düzenlenmesi” de aynı arzunun parçasıdır. Bir iki hafta sonra külliyenin açılışında malum kişi kurdeleye keserken “binayı da yaptık artık başkanlık sistemine geçile” denirse şaşırır mısınız? Hatta bu konu üzerinden bir seçim süreci yaşanırsa şaşırır mısınız? Bir telefon ile yapılması gereken “işleri” halletmek için yalnızca başkanlık sistemine geçmek yeterli olmaz. Ara ara geçmişte de telkin edilen “Adalet bakanlığı” kurulması fikri de sistemi tümden bypass etmenin son halkası olarak gündeme gelirse şaşırır mısınız? Bunların hiçbirine şaşırmam. Şaşırana şaşarım.
Konunun özüne inecek olursak yasama, yürütme ve yargı devlet yapısı altında bağımsızlıklarını korumalıdırlar çünkü birbirlerini kontrol ve denetler konumdadırlar. Yargı bağımsızlığı devletin temelidir ve korunmalıdır.
Geçtiğimiz hafta toplumun geniş bir kesimi partiler üstü bir katılım çeşitliliği ile “Türban” konusuna odaklanmışken, Yüksek Mahkeme binasının temel atma töreninde tezgahlananlar yakın gelecekte gündemin ne olabileceğiaçısından endişe vericidir.
Yürütme ve yasamanın içine düştüğü durumu gördükten sonra son kale olarak yargı bağımsızlığı çok daha önemli bir duruma gelmiştir. Bunu başka türlü okumanın, “ne olacak canım başka ülkelerde de adalet bakanlığı var” demek son derece naif bir yaklaşım olur. Buna karşı çıkarken başka şeyleri savunuyor olma tuzağına düşmeden tüm zorluklarına rağmen bunu topluma iyice anlatmak ve gündem olmadan partiler üstü bir refleks oluşturmak şarttır.
Kıta Avrupası (“Continental”) hukuk sistemini kullanan ülkelerde adalet bakanlığı vardır.Uzağa gitmeyelim. T.C örnek alınacak olursa en ince detayına göre kodlanmış bir hukuk sistemi vardır. Çok ciddi hukuki düzenleme yapılmıştır. Yargıçlara verilmiş olan yetki bizim KKTC’de ortak hukuk (“Common Law”) sisteminde kullandığımız yetkilerden farklıdır. Her şey yazılmıştır. Yargıç ona bakar ve ne yazıyorsa onu uygulaması üzerine kurgulanmıştır.Uygulanıyor olup olmaması apayrı bir konudur.Bu aralar Türkiye’de olduğu gibi siyaset yoluyla uygulanmadığında nelere sebep olduğu da endişenin esas kaynağıdır.
Bizdeki hukuk sisteminde yasalar geniş bir çerçeveyi çizer ama günümüz koşullarına o yasaları adapte edip uyarlamak da yargıçlarımızın
görevidir. Kendileri çoğu konuda inisiyatif kullanarak yasaları yorumlar. Özet olarak, uygulamasını bir kenara koyarsanız T.C ve bizdeki hukuk sisteminde ayrı görev tanımları vardır.
Dolayısıyla bağımsız olmaları ve siyasetin bu alana karışmaması çok önemlidir. Aksi takdirde yargıyı siyasallaştırırız. Son dönemde yasama ve yürütmede neler yaşamaya başladığımızıbirlikte gördük. Kibarca söylemek gerekirse Adalet Bakanlığını kurmak kültürel yapımıza aykırıdır ve zar zor ayakta durmaya çalışan devlete duyulan aidiyeti ortadan kaldıracak gelişmelere yol açar. Bunu artık dedelerinden başlayarak kuruluşuna inanılan devletin destekçileri bile kaldıramaz.
Bunun için siyasi baskı oluşturmak adına topluma çok daha büyük bir görev düşmektedir.Ne yazık ki bunu yalakalık ve isyankarlık uç noktalarına konumlanmış iç siyaset dinamiklerimizden dolayı münasip bir dille anlatacak siyasetçilerimiz de mecliste yoktur.
Yargının kantarı ile oynanacak bir iklime geçmek partiler üstü bir tehlikedir.
Birçok konuda olduğu gibi “bir şey olmaz, fazla da patırtı yapmaya değmez” diyen bir davranış sergilenmemelidir.
Gün gelir ayarı ile oynanan adalet kantarı dönüp ayarı ile oynayanı da yanlış tartar.
Çok geç olur.
Bilmiyorduk kandırıldık denilecek bir konu başlığı değildir.
Bunun için yargı konusu son kaledir son….
Uyanmaya gerek yok uyumasanız yeridir.
Classified – Confidential