Derviş Doğan

Bunun garipsenecek bir yanı yok.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ve CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kıbrıs konusu üzerinde yaptıkları açıklamalar elbette şaşırtıcı değil Türkiye’nin Kıbrıs politikası ekseninde siyasi tarihine de baktığınız zaman sağıyla,soluyla, milliyetçisi ile, sosyal demokratı ile,radikal ve ya  ılımlı islamcısı ile  bir bütünlük içinde olduklarını görürsünüz.

Dolayısıyla CHP’nin bu yaklaşımını garipsemek olmaz. Türkiye’nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa o nokta ortak payda olarak algılanır ve tek vücutta bütün siyasi partiler birkaç istisna dışında buluşur.

Bu elbette anlaşılabilir. Ben kendi adıma Türkiye siyasetini ortak çizgiye taşıyan bu politikayı yadırgamam. Ve fakat burada ana unsur olduğumuz gerçeğini de göz ardı etmem mümkün değil.. Çok açık ki Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs’ta çözüm şekli beklentileri ile Türkiye’nin öngördüğü seçim modeli büyük oranda örtüşmüyor.

Bundan hareketle Türkiye’yi ortak paydada buluşturan Kıbrıs’ta iki ayrı devlet tezi ve  Türk Devleti beklentisi böylesi bir kararlılığı içinde barındırırken, buna katılmayan görüşün Türkiye’yi ikna etmesi asla mümkün değildir..

Dolayısıyla Türkiye’yi burada ikna edecek  faktör  uluslararası toplum,dengeler  ve uluslararası hukuktur. Yukarıdaki satırlarda Türkiye’nin menfaatleri önceliğinde kurgulanan Kıbrıs politikasının garipsenecek ve yadırganacak bir durumu olmadığını ifade etmiştim. Ve fakat aynı oranda Kıbrıslı Türklerin beklentilerinin de öncelikler arasında yer bulması gerektiğini düşünüyorum..

Kıbrıs’ta varılacak bir anlaşmanın tüm paydaşlara kazanımlar sağlayacağı gerçeği bu kadar net ortada dururken, mevcut durumun sürdürülemez olduğu gerçeğini göz ardı etmenin gerçeklerle bağdaşmadığını da herkesin idrak etmesi gerekiyor. Konunun sadece jeopolitik yönünü ele almış olsak dahi Kıbrıs’ta bir çözümün ne kadar gerekli olduğunu görebiliriz..

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button