Çocuklarımızı öldüren düzen..
Gün geçmiyor ki bir rezaletle karşılaşmayalım. Ülkedeki gelişigüzel ve otorite yoksunu liyakattan uzaklaşmış ve partizanlığın esas alındığı düzen çok tabidir ki beraberinde umursamazlığı getirecek. Nitekim son yıllarda yaşananlara bakınca, şunu çok net olarak görüyoruz ki bize dayatılan bu düzen artık kundaktaki çocuklarımıza dahi telafisi asla mümkün olmayacak zararlar veriyor.
Değerli dostlar el yordamı ile yönetilen bu ülkede yapılan ihmaller zinciri sonucu çocuklarımız ölüyor. Bir tek yetkili böylesi bir durumdan sonra istifa etmiyor.
Var mı bunun ötesi? Yok. Canlarımıza kasteden bir düzen yaratılmış bu ülkede. Lakin gel gelelim bu düzeni yaratanların göz göre göre verdikleri zararları sorgulayacak bir toplumsal birliktelikten de oldukça uzaktayız.
Elbette beceriksiz siyasi yöneticiler dışında halkın da bu düzenin ortaya çıkmasında sorumlulukları vardır. Nitekim bugün yargı huzurunda hesap vermesi gerekenlerin halkın iradesine vekalet eder pozisyona gelmesindeki sorumluluk elbette halka aittir. Sandıklara gidip defalarca aynı kişilere oy verip farklı sonuçlar beklemek doğru bir yaklaşım olmadığı gibi mevcut düzenin devamına onay vermektir.
Hal böyle olunca da reçeteler sahnelenir, bu normalleştirilir, sahte diplomalar ortaya çıkar, normalleştirilir, rüşvet iddiaları ayyuka çıkar,normalleştirilir, çatır çatır kara para aklanır bu ülkede üstelik devleti sözde yöneten yöneticilerin gözleri önünde, normalleştirilir, uyuşturucu,insan kaçakçılığı almış başını gitmiş normalleştirilir, bu ülkede seçimlere müdahale edilir, normalleştirilir. bu ülkede hastanelerde ilaç bulunmaz normalleştirilir.
Yüzlerce çocuğumuz konteynerler içinde 20 kişilik olması gereken sınıflarda 40 kişiyle ders yapmak zorunda bırakılır, normalleştirilir..
Meclis Başkanı seçiminde geçersiz olması gereken oylar geçerli sayılır, normalleşir, Zifiri karanlık yolların yıllardır aydınlatılması yapılmaz,normalleşir.. Ve bu listeyi daha uzatmak mümkün. Böyle bir ülkede hala siyaset yaptığını düşünen varsa hiç kusura bakmasınlar ama yaptıkları yüzsüzlüktür.
