Garanti anlaşması ortadan kalktıysa onu açıklasınlar..
Garanti anlaşmasının içeriği neydi?
Kıbrıs Cumhuriyeti, bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin idamesini ve aynı zamanda Anayasasına riayet edilmesini sağlamayı taahhüt eder.
Peki dünyanın kabul ettiği meşruiyet kazandırdığı ve Türkiye’nin de altına imza koyduğu bu anlaşma ne olacak? Sanırım bu noktada çelişiyor Sayın Erdoğan söyledikleriyle.. Hal böyle iken Kıbrıs’ta iki ayrı devlet mevzusu açıkçası çok gerçekçi durmuyor..
Nitekim BM kararları geçerliliğini sürdürürken ve bu bağlayıcılık ortadan kalkmamışken Kuzey Kıbrıs özelinde Türkiye’nin ortaya koyduğu politika çok çok üzgünüm ama havada kalır ve ömrü billah havada kalmaya da devam eder. Ben bu durumu koskoca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın bilmediğini düşünmüyorum.
Hatta Sayın Erdoğan’ın bütün bunları çok çok iyi bildiğini düşünüyorum. Şimdi gelin meşhur ikinci maddenin bağlayıcılığının ne olduğuna bakalım..
“Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu anlaşmanın 1. maddesinde gösterilen taahhütlerini nazara alarak, Kıbrıs Cumhuriyetinin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini ve aynı zamanda Anayasasının temel maddeleri ile kurulan nizamı tanırlar ve garanti ederler.
Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Kırallık, aynı şekilde, kendilerini ilgilendirdiği nisbette, Kıbrıs’ın her hangi diğer bir Devlet ile birleşmesini veya Adanın taksimini, doğrudan doğruya veya dolayısıyla, teşvik etmek gayesini güden herhangi bir hareketi yasak etmeyi de taahhüt ederler. Asırlık tecrübeye sahip ”Türkiye Hariciyesi bunu bilmiyor mu?
Bildiklerinden zerre kadar kuşkum yok. O halde nedir bu politikanın dayanağı. Yani Türkiye bunu bile bile neden böyle bir ısrarı sürdürüyor. BM kararları ortadan kalktı ve biz mi bunu bilmiyoruz..Var mı böyle bir gelişme? Yok..
Ha 1974 sonrası bu anlaşmanın bağlayıcılığı yok mu diyorsunuz? Diyemezsiniz zira bu anlaşma hala yürürlükte, değiştirilmediği sürece de yükümlüleri sonuna kadar bağlar..
Derseniz ki bu bizim yeni politikamızdır ve Kıbrıs ile ilgili BM Güvenlik Konsey’inde alınan kararların bizim için hiçbir hükmü yoktur, ki sanırım bugünkü yaklaşım tam da budur, o zaman bunun ciddi sonuçları olacağı gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor..
