Nereden, nereye?
Rauf Denktaş, , Nejat Konuk, Osman Örek, Mustafa Çağatay,Dr.Derviş Eroğlu gibi kişiler UBP’ye genel başkanlık yaptılar. Her biri kıymetli insanlar. Ve elbette UBP içinde olan bakanlık yapan Meclis Başkanı olan milletvekilleri de vardı.
Ali Atun,Hakkı Atun,Salih Coşar, Mehmet Bayram, Günay Caymaz, Kenan Atakol, Vehbi Zeki Serter, İrsen Küçük,Ruhsan Tuğyan, Ertuğrul Hasipoğlu ve daha adını sayamadığım birçok kıymetli insan UBP’de bulunmuşlar. O dönemlerde de elbette parti içi rekabet ya da mücadele yok değildi ve elbette vardı. Ve fakat buna rağmen akil denge her zaman kurulurdu. Hal böyle olunca ortada belli bir kalitenin varlığı hissedilirdi.
Oysa şimdilerde bunu hissetmek kimse kusura bakmasın ama pek mümkün değil. UBP’de yıllar içinde insan kaynakları üzerinden ilerlersek bu profil düştü. Benzetme yerindeyse gelen gideni arattı durumu ortaya çıktı.Nitekim son dönemde yaşananlar bu kalitesizliği somut şekilde ortaya koyuyor.
Bence UBP’liler bunun üzerinde kafa yormalıdırlar. Ben eminim ki yukarıda isimlerini saydığım ve sayamadığım UBP’de bulunmuş ve hizmet etmiş bu kişilere ( hayatta olanlar) sorsanız bugün gelinen noktadan bir tanesinin bile çıkıp memnun olduğunu söyleyeceğini sanmıyorum.
Konunun ilginç yanı ise her geçen gün UBP’nin bu anlamda daha da kötüye gittiğidir. Bahsettiğim şey seçim kazanmak veya kaybetmek değildir. Burada esas olanın ciddi anlamda erozyona uğratıldığıdır.
Nedir onlar? Etik değerler,demokrasi anlayışı, liyakatsızlık,ahlak ve sevgi saygı bütünüyle ortadan kaybolmuştur. Bu durum UBP içinde sürekli yaşanan kaotik ortamı beslemektedir.
Ersan Saner olayı yakın geçmişin en önemli göstergesidir bu anlamda. Bir koltuk uğruna arkadaşını hiç çekinmeden harcayan ona ciddi manevi zararlar vermekten çekinmeyen ve tamamen kin ve ahlaksızlık üzerine kurgulanan böylesi tezgahları yöneten insanların bulunduğu bir siyasi birliktelik ne kadar işlevsel olabilir?