Garip bir genel seçim duyurusu
Londra’da 22 Mayıs Perşembe gün olağanüstü bir olaya şahit olduk. Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak nihayet tavşanı şapkadan çıkardı ve genel seçim tarihini açıkladı.
Kabinesinin dışında kendi parti milletvekillerinin dahi ilk kez o gün öğrendiği karar şaşkınlık yarattı, çünkü seçim yaz aylarından sonra, muhtemelen ekim ayında bekleniyordu.
Sunak’ın sağanak yağmur altında, şemsiyesiz yaptığı açıklama günün çok garip başka bir olayı idi. Binlerce sosyal medya kullanıcısı tarafından alay konusu yapılan olay adeta Başbakanın açıklamasına gölge düşürücü nitelikteydi. Zavallının giydiği binlerce sterlinlik takımı mahvoldu!
2022 yılında Sunak Muhafazakar Parti liderliği yarışması başlangıcında bir ziyareti esnasında 3500 sterlinlik takım elbisesi ve 450 sterlinlik Prada ayakkabıları ile görüntülenmişti. O zaman konuşması esnasında mütevazı geçmişinin kendisini başbakanlık koltuğu için uygun kıldığını iddia etmişti! Sunak gelmiş, geçmiş en zengin başbakan olma özelliği taşıyor. Eşi ile ortak serveti “Sunday Times Rich List” sıralamasına göre 651 milyon sterlindir. Yani aile Kral Charles’dan daha zengindir.
2022 yılındaki parti liderliği yarışını Sunak değil Liz Truss kazanmıştı. Sadece 45 günlük bir süre ile başbakanlık koltuğunda kalabilen Truss’ın açıkladığı ekonomik planlar ülkede panik yaratmış, sterlinin dolara karşı rekor düşüşüne neden olmuş, mortgage oranın yükselişe geçmesine ve daha birçok olumsuzluklara yol açarak ekonomiye büyük zararlar yapmıştı.
Truss’ın düşüşünden sonra Sunak Muhafazakar Parti liderliğini ancak diğer aday Penny Mordant’ın adaylıktan çekilmesiyle ele geçirebilmişti. Yoksa genel parti üyelerine kalsa hiçbir zaman parti lideri seçilmeyecekti. Çünkü şahsi görüşüm, özellikle Muhafazakar partililer göçmen kökenli birisinin parti lideri, hele de Başbakan olmasını asla sineye çekemezler. Boris’i saymayın, onun rengi tamamdır!
Sunak kabinesine planı olan 4 Temmuz seçimini açıkladığında Konut ve Toplum Bakanı Michael Gove onu desteklemiş ve “Cesaret eden kazanır…Sen cesaret ettin, kazanacaksın” demişti (SAS İngiliz ordu komandalarının sloganı. Who dares win). Ertesi gün Gove Sunak’a bir mektup yazıp seçim için milletvekili adaylığını koymayacağını açıkladı!
Michael Gove’ın milletvekili olduğu Surrey seçim bölgesi Liberal Demokratların seçimi kazanma şansı yüksek olduğu öngörülen bölgelerdendir. Ardından geçmişte lider adayı olan Andrea Leadsom da aday olmadığını açıklayarak aynı açıklamayı yapan şimdiki milletvekili sayısını 78e çıkardı. Yani anlayacağınız Muhafazakar Partililer seçimi kazanma şanslarının olmadığını anlayarak batmak üzere olan gemiyi terk etmeye başladılar bile.
Şu an İşçi Partisi anketlerde %20 önde görülüyor. Değişik anketlerde farkın en az olduğu oran %16. Peki, anketlerde rakip partiden bu kadar geride olan bir parti 6 hafta içerisinde seçime gitme kararı neden aldı? Sunak kararı açıkladığı konuşmasında enflasyonun %2.3e düştüğünden bahsetti. Yani ekonomik iyileşmenin başarılı olma yoluna gittiğinden ne kadar umutlu olduğunu ima etti. 2022 yılında %11’lere kadar çıkan enflasyonun Eylül 2021 tarihinden beri en düşük düzeyde olduğu bir gerçektir. Ancak İşçi Partisi ve Muhafazakarların diğer rakipleri haklı olarak ülke sorunlarının sadece ekonomi olmadığını, özellikle sağlık ve diğer kamu hizmetlerinin yönetimi, suç ve cürümlerin artışının kontrolü konularında da çok büyük sıkıntılar olduğunu, Muhafazakar iktidarın bu alanlarda sınıfta kaldığını vurguluyorlar.
Öte yandan ana muhalefet İşçi Partisi Başkanı Keir Starmer “Değişim Zamanı – Time for Change” sloganı altındaki seçim kampanyasını Sunak’ın aksine bir salonda, iki yanında İngiliz bayrakları ile süslü kürsüden yaptı. İşçi Partisini giderek sağa kaydırmakla suçlanan Starmer de partisi içerisinde birçok eleştirilerle karşı karşıyadır. Özellikle Gazze’deki olaylarda İsrail’e verdiği destek birçok parti üyelerinin, belediye meclis üyelerinin partiden istifa etmesine neden olmuştur. Ayrıca son haftalarda İçşi Partisine katılan Natalie Elphicke gibi aşırı sağ Muhafazakar Parti milletvekiline kucak açması büyük rahatsızlığa neden olmuştur.
24 Mayıs tarihinde Birleşik Krallık Parlementosu feshedildi. Kararlaştırılması beklenen birçok yasalar rafa kaldırıldı. Altı haftalık kıran kırana bir seçim kampanyasından sonra 4 Temmuz tarihinde genel seçim yapılacak. Halk arasında “hepsi de aynıdır” algısı yüksek sesle dillendiriliyor. Bu seçimde en düşük katılım oranına şahit olursak hiç şaşmayacağım.