Hasan Hastürer

Derviş Kemal Deniz, gerçeği söyler, doğru yolun rehberi de olabilir…

Derviş Kemal Deniz, Kıbrıs Türk Halkının, evrensel değer yargılarına göre de değerli değil, çok değerli insan kaynaklarından biridir.

   Gün geldi siyasi Ekonomi ve Turizm Bakanı olarak görev yaptı.

   Brüksel’e gitti. Derdimizi anlatmaktan öte muhatap olduklarının şahsında Brüksel’i fethetti.

   Aktif siyaset yapmasa da, kişisel nitelikli kapasitesiyle, yıllardır vardır.

   Bizim en temel meselemiz, ilkeye dayalı siyasi istikrar yoksunluğudur.

   Derviş Kemal Deniz, bu bağlamda da tam puanlıktır.

   Derviş Kemal Deniz Pazartesi akşam saatlerinde KIBRIS TV’de program konuğumdu.

   Dolu dolu bir konukla konuşmanın hazzını yaşadım.

   Hem sordum, hem yanıtlarını dinledim hem de geçmişten gelen hatırladıklarımı öne çıkarmaya çalıştım.

                                                               ***

   Yirmi sene evvel Derviş Kemal Deniz, Ekonomi ve Turizm Bakanıydı… 15 Ağustos 2005’te basın toplantısı düzenlemiş, ben de ertesi gün, “Politikacı gibi konuşmayan Bakan” başlığıyla yazmıştım, köşe yazımı…

   O yazımın giriş bölümünde şunları yazmıştım Derviş Kemal Deniz’le ilgili:

“Ekonomi ve Turizm Bakanı Derviş Kemal Deniz, Kıbrıs Türk siyasetinde yeri olan bir babanın, Cumhuriyet Döneminde milletvekilliği yapan Kemal Deniz’in oğlu.

   Uzunca bir süre önce Bakanlıktaki odasında sohbet ettiğimizde söz babasından açıldığında gözlerinin nasıl dolduğunu görüp çok etkilenmiştim. Gözlerini ıslatan yaşlar ruh temizliğini yansıtıyordu.

   Derviş Kemal Deniz’i çok yakından tanımam. Ama herkes gibi bende de güven veren bir kişiliği var.

Hep söylerim, biz de en önemli sorun doyumsuz insanların siyasal yaşamımızdaki etkinliğidir.

   Hayatında hiç bir şey görmeyen birini devletin önemli bir görevine getirirseniz, makam odasından, arabasına kadar pek çok şeyle o koltukta buluşur. Bu buluşmanın hoş olmayan sorunları da bir biçimde açığa çıkar.

   Derviş Kemal Deniz, Bakanlıkla özel hayatında sahip olamadığı hiç bir değer elde etmedi.

   Bakanlık olanaklarıyla elde ettiği bir tek çıkar ve yenilik yok. Rahatlık ve özgüveninin bir kaynağı da budur.”

***

Yirmi sene önce, “Derviş Kemal Deniz’i çok yakından tanımam. Ama herkes gibi bende de güven veren bir kişiliği var” diye yazmıştım.

Yirmi sene sonra bu kez rahatlıkla, “Derviş Kemal Deniz’i çok yakından tanırım. Herkes gibi bende de güven veren bir kişiliği var” diye yazıyorum.

                                                                   ***

   Derviş Kemal Deniz, hayatı boyunca camdan evde oturmaktan korkmadı. Ünlü İngiliz atasözlerindedir, “CAMDAN EVDE OTURURSAN ETRAFINA TAŞ ATMA.”

   Düşündüklerini söylerken, kendine taş atılırsa evi, tuzla buz olur diye korkmadı.

   Eline olanak geçtiği zaman özellikle statü sahibi olan herkesin, saydamlık, açıklık ve hesap verebilirlik ilkesine, eksiksiz uymasının koşullarını yaratmaya da çalıştı.

                                                         ***

20 yıl önceki yazımın sonu da şöyleydi:

   “Derviş Kemal Deniz, aslında çok yalın bir kuralla iş yapıyor. “Bize özgülük “ adı altında yamuk yumuk uygulamalar yerine özellikle Avrupa Birliği’ndeki uygulamaları esas kabul ederek yasal düzenlemeler yapmak istiyor.

Madem ki hedefimiz AB’dir, AB’ye uyumlu hareketten daha doğal ne olabilir?

9 Ağustos 2005’te yürürlüğe giren Uluslararası İşletme Şirketleri Yasası AB Muktesebatına bire bir uyumlu karakteriyle bu yönde en yeni örnektir.

   Sistemden beslenenler AB mevzuatını sevmez. Çünkü AB ilklerini benimserseniz her adımınızda açıklık, saydamlık ve hesap verebilirlik olması gerekir.

   Derviş Kemal Deniz, gerçekleştirmek istediği tüm yasal düzenlemelerle herkesi camdan evlere yerleştirmek istiyor.

Başarması için bizler yanındayız. Başarabilecek mi?

Ülkemizin siyasi karakterini düşündüğüm zaman, “Bilmem, bekleyelim görelim” diyorum.”

                                                             ***

   Derviş Kemal Deniz, Cumhurbaşkanlığı dahil tüm görevlere yakışan,  gerçeği söyleyen,  doğru yolun rehberi de olabilecek bir isim.

   Hiç unutmayın, güzellik kraliçesi, ülkenin en güzel değil,  jüriye göre yarışmaya katılanların,  en güzelidir…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu