Hükümette olmanın, YDP’ye yararı yokmuş…
Farklısının olması için çabalar olsa da Yeniden Doğuş Partisi (YDP), 1974 sonrası Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a gelenler ve yeni nesillerinin var ettiği bir siyasi partidir.
Kökleri geçmişteki parti denemelerine uzanır.
Partide ‘koltuk kapmaca’ hırsı öteki partilere göre daha fazladır.
Partinin kaç milletvekili çıkardığı değil, bazılarının milletvekili seçilip, seçilmemesi önemlidir. Hem de yaşamsal düzeyde.
Devamında YDP’nin hükümette olmasından daha önemli olan, birilerinin bakan olup olmayacağı, ya da hükümet olanaklarının değerlendirilmesinde etkin konumda olup, olmayacağıdır.
UBP’de de partide iktidar savaşı çetin geçer ama YDP’de parti içi iktidar savaşı çok daha kıran kıranadır.
***
Kıbrıs Türk siyasetini en uzun süredir izleyen bir gazeteci olarak YDP’yi birden çok fazla makalede değerlendirip, yorumlayabilirim.
Ancak, şunu ifade ettikten sonra, yazımın güncel yorumlama kısmına geçeyim.
YDP’nin, çok partili yaşamımızda, temsil edilmesi gereken bir seçmen kitlesi olduğunu başından beri ikilemsiz kabul ettim. Çünkü TC kökenli seçmen, özellikle sağ partiler tarafından, seçimden seçime anımsanan hatta oyları parayla satın alınabilecek kesim olarak görüldü. Onlar için kendilerini temsil edip, sadece oy görmeyecek bir parti ihtiyaç halinde olmuştur, 50 senedir.
***
Cumartesi, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Yüksek İstişare Kurulu toplantısı vardı.
Toplantı sonrası basına yansıyan haberin can alıcı bölümüne bakalım:
‘… Toplantının açılışında konuşan YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, Hükümette bulundukları süre boyunca gerçekleştirdikleri icraatları detaylarıyla anlattı. Arıklı, hiçbir hükümetin başaramadığı projelere imza attıklarını vurgulayarak, YDP’nin elindeki bakanlık aracılığıyla 2025 yılı için hedeflenen projeleri sıraladı. “Bize biraz zaman verirseniz, ortaklarımızla önümüzdeki süreçte yapacaklarımızı programlayabiliriz” diyen Arıklı, parti üyelerine Hükümette kalmanın önemini anlattı.
Ancak toplantıda söz alan İlçe Başkanları, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları, Hükümette kalmanın partiye bir yararı olmadığını ifade ederek, örneklerle bu durumu desteklediler. Diğer konuşmacılar da benzer ifadelerle Hükümetten çekilmenin parti için en doğru karar olduğunu dile getirdiler.
Toplantı sonunda yapılan oylamada, büyük bir çoğunluk Hükümetten ayrılma kararının Parti Meclisi’ne önerilmesi yönünde görüş bildirdi.’
***
Toplantı sonrası Erhan Arıklı, “Parti içi demokrasi budur. Kararınıza saygı duyuyorum. Parti Meclisi’nin büyük bir kısmı zaten burada. Milletvekilimiz Talip Atalay da yarın yurda dönüyor. Onun da fikrini alarak bir karar vereceğiz. Hayırlısı olsun” dese de alınan kararın ruhunda KKTC’yi ya da Kıbrıs Türk Halkını, Toplumu düşünme yoktur.
‘Önceliği yoktur’, yazacaktım, vazgeçip ‘ yoktur’ yazdım.
Erhan Arıklı, ‘.. Hiçbir hükümetin başaramadığı projelere imza attık’ dese de toplantıya katılanların çoğunluğu için hükümetin başarısının öncelikli bir anlamı, değeri yok.
***
1975 – 1993 yılları arasında, o zamanki kimliğiyle TOPLUMCU DAVRANIŞ OKULU olan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nda (KTÖS) etkin görevlerde bulunup, Toplumcu Davranış Okulunda çok şeyler öğrendim.
KTÖS’te ilk öğrendiğimiz, KİŞİSEL ÇIKARLAR ZÜMRESEL ÇIKARLARDAN, ZÜMRESEL ÇIKARLAR TOPLUMSAL ÇIKARLARDAN ÖNDE OLMAZ, ilkesiydi.
Bu ilkeyi partiye uyarlayarak okursak şöyle olur: ‘KİŞİSEL ÇIKARLAR PARTİ ÇIKARLARINDAN, PARTİ ÇIKARLARI TOPLUM ÇIKARLARINDAN ÖNDE OLMAZ.’
Cumartesi, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Yüksek İstişare Kurulu toplantısında, hükümet başarılı olsa da hükümette olmanın YDP’nin yararına olmadığını söyleyenler, TOPLUMSAL ÇIKARLARIN YDP’NİN ÇIKARLARINDAN ÖNDE OLAMAYACAĞINI söyledi.
Farklı ne söylenirse söylensin, bakış açıma göre gerçek budur.