Hasan Hastürer

Ne bekleniyor 15 Ekim buluşmasından?

 Kıbrıs sorununa çözüm amaçlı müzakereler, üç yılı aşkın süredir buzdolabındadır.

   Kıbrıs sorunu sürecinin araç benzetmesiyle bisikleti devrilmiş yerdedir.

   Biliyorsunuz, bisikletin Kıbrıs deyişiyle ayakçası, pedalı hareket ettiği sürece tekerlekler döner.  Ayakçadan tekerleklere hareket taşınmazsa, bisiklet durur. Sürenin ayakları yeterse, en azından bir ayağını basarak, bisikletin devrilmesini önler. Aksi halde devrilir.

   Kıbrıs sorununda, kontrollü bir mola verilmediği için bisiklet devrilmiştir.

***

Arada liderlerin miş gibi buluşmaları oldu. O buluşmalar, miş gibi bile değildi aslında. BM Genel Sekreteri’nin temsilci olarak görevlendirdiği, Holguin, geldi, gitti, Ankara, Atina ve de Kıbrıs sorunuyla ilgili merkezleri gezdi. Sonuç olarak birkaç arpa boyu kadar bile yol alamadı.

Şimdi, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, 15 Ekim’de BM Genel Sekreteri’nin yemek davetine katılmak için New York’a uçacak.

   Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, 15 Ekim yemeği, eylül temaslarının ürünü değildir. Önceden kararlaştırıldığı için yemekli görüşme gerçekleşecek.

Orta Doğu, yangın yerine dönmüş… İsrail saldırılarında çoğu kadın ve çocuk 50 bin dolayında Filistinli öldürüldü. İsrail, sahip olduğu teknolojik üstünlükle, gerçek anlamda 7 cephede savaşıyor. Askeri olarak da, bölgenin en güçlü ülkelerinden olan Türkiye bile en yetkili ağızlardan İsrail tarafından hedef alınabileceğini seslendiriyor.

İsrail sanki de kontrolden çıktı.

ABD, İsrail’i mi, yoksa İsrail, ABD’yi mi güncel gerilimlerle ilgili sürüklüyor?

Bu sorunun yanıtı çok kolay değil.

***

   Mevcut koşullarda en başta BM Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olmak üzere kimse, Kıbrıs sorununun çözümüne odaklanamaz.

   Süreci olumsuz etkileyen bir diğer gelişme, bizim Güney Kıbrıs diye tanımladığımız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD ve garantör İngiltere ile askeri konularda yakınlaşması, iş birliğine girmesi, anlaşmalar yapmasıdır.

Rum tarafı, mevcut durumu, stratejik hedefleri bakımından, fırsata çevirmeye çalışıyor, hatta başarıyor.

Hristodulidis ve ekibi büyük olasılıkla, bu yakınlaşmaları, hanelerine etkin, kalıcı kazanım olarak eklemeyi tamamlamak istiyor.

Bu iş birliklerinden elde edeceği, konumu, Kıbrıs sorununda mutlaka değerlendirmek isteyecektir.

***

   Şu anda Türkiye, askeri eylemi kapsamasa da Filistin’in yanındadır. Türkiye ve KKTC’de, hiçbir siyasi İsrail yanlısı konuşmuyor.

   Kıbrıs Rum yönetimi, İsrail, ABD ve İngiltere’nin tarafında, biz en yalın tanımlamayla karşı taraftayız.

   Orta Doğu’da yaşananlar da Azerbaycan bile bizimle aynı saflarda değil.

***

Peki, ne bekleniyor, 15 Ekim buluşmasından?

   Büyük olasılıkla ipler kopmayacak. Hatta, kopmuş ipler, düğümle bağlanacak. Müzakere bisikleti yavaş yavaş da olsa hareket edecek. Taraflar, sık sık kırmızı çizgilerini anımsatma yerine, daha barışçılar söyleme davet edilecek.

Ve umutla bekleyeceğiz.

Nereye kadar?

Şu an için “Bilirim” diyen yalan söyler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu