Ünal Üstel, siyasi markasını yönetirken…

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, mecliste var olan aktif siyasetçiler içinde, en kıdemli olandır.
Siyasete, çok ciddi iddialarla girmedi.
Milletvekili seçilmek istedi.
Bakan olmak da istedi. Ama bakan olmak için, her türlü entrikayı yapar konumda olmadı. Ne istediğini bildi. Ne istediğini söylemek yerine belli etmeyi tercih etti. Böylece çok hedef alınıp yıpranmadı.
Faiz Sucuoğlu’ndan Başbakanlığı devralacağını biliyordu. Çok az sayıda insanın bildiğini, çok seslendirmedi..
Siyasetin, ülkemizde ve özellikle UBP’de icra edilmesini çok iyi bildi.
Beklenti içinde olduğu zaman, arkalarda kaybolmazken, öne geçmek için de kimseyi çekiştirir bir görüntü vermedi.
***
Ünal Üstel, başbakanlık ve parti başkanlığı görevine, hangi sıfatla öne çıkarak geldi?
ÜNAL ABİ…
Çok ilginçtir, Ünal Üstel, sadece UBP’lileri değil, muhalefetin çoğunluğu için de Ünal Abi, olarak seslendirilen oldu.

Başka siyasetçi olsa silip götürecek ciddi iddialar karşısında bile, eleştiri kelimeleri sert gibi görünse de üsluplar aynı sertlikte olmadı.
***
Ünal Üstel, atletizmden bir branş seçerek benzeştireceksek uzun mesafe, hatta maraton koşucusudur.
Başlangıçta kimlerin önde olduğunu önemsemedi. İddialı isimler birbirleriyle yarışırken, Ünal Üstel, onlarla arayı açmadan, hatta biraz fazladan geriden yarışı sürdürdü, ama yarışan atletler listesinden düşmedi.
Bunu görmeyenler Ünal Üstel’in 31 Ekim 2020’de seçimli UBP Genel Başkanlık yarışının ilk turunda, Faiz Sucuoğlu (2706 oy), Hasan Taçoy (2102 oy), Nazım Çavuşoğlu (691 oy) ve Dursun Oğuz’un (688 oy) ardından 575 oy almasını hala daha yanlış okur.
Yazının bugün için bütünlüğünde çok alakalı değil, ancak, Ünal Üstel, yıllar bağlamında geriden başlayarak Cumhurbaşkanlığını hedef listesine alsaydı şimdi UBP’nin Cumhurbaşkanı adayı olurdu.
Ünal Üstel, başbakan olurken de, etkili merkezlere ‘Ben başbakan olmak istiyorum’ demedi.
İstenerek Başbakanlık koltuğuna oturduğu için, kendini isteyen UBP örgüt ve öteki güçler için Üstel’in başbakanlıkta kalması prestij konusu bile oldu.
***
Ünal Üstel, buraya kadar kalabalık bir destekle gelmedi.
Kendi siyasi markasını var edip, sürdürürken, ‘Ünal Abilik’ üzerine bir siyaset yerleştirdi.
Bu satırları UBP özelinde siyasi başarının bir örneği olarak yazıyorum. Son 3-4 ayda Ünal Üstel, ya kendi yeni bir tarza geçti ya da birileri yeni bir tarzı kendisine benimsetti.
Ünal Üstel, son zamanlarda sosyal iletişimde farklılık gösteriyor mu? Galiba… Düşünsel analizimi tamamlayınca yazarım herhalde.
***
Ünal Üstel, geçmişten gelen bir güçle UBP Genel Başkanı ve Başbakan olmadı ama özellikle yüzde 65 üstü oy oranıyla UBP Genel Başkanı seçildikten sonra UBP Genel Başkanlığı yanında liderliği yolunda da hızla mesafe almaya başladı. Ve yoluna devam ediyor.
Dün Ünal Üstel’i rakip bile görmeyenler şimdi Ünal Abi’leriyle aynı karede görünmek için aralardan baş uzatıyor.
Bakanlar ne yaparlarsa, Başbakan Ünal Üstel’in isim eklemesiyle anlatıyor.
***
Başbakan Ünal Üstel, gittiği her yerde, o bölgenin beklentilerine göre, projeler açıklayıp müjdeler veriyor.
Bunlar UBP içinde işe yarar mı?
Mutlaka yarar.
Çünkü bir takım beklentiler için olanak sunmaktır da açıklananlar.
Bütün mesele, atılacak adımların, hayata geçirilecek projelerin UBP seçmeni olmayan ancak hükümetin ya da Ünal Üstel’in performansıyla, UBP’ye oy vermeyi düşünecek olanların da ilgisini, sempatisini ve güvenini pozitif yönde dürtmesidir.
***
Sosyal Konut projesi her zaman söylerim, siyasi kazanımı en yüksek olacak projedir.
Bütün mesele, ‘yüze göze bulaştırmadan’ yapmak, kimsenin aklından, ‘Bunlar adil davranmayı bilmez. Partililerine konut yapacaklar’ düşüncesinin geçmesine neden olmamaktır.
Öncelik ve haklılık kriterleri çok net olacak.
Hak sahibi olanları, şeffaf bir şekilde sıralanıp kamuoyu ile paylaşılacak.
Eşit konumda olanlar için, son çare gözler önünde kura çekimi olacak.
İhale koşulları da şaibesiz olacak.
Bu başarılırsa, öncelikle Ünal Üstel ve UBP kazançlı çıkar.
Aksi halde…
Aksi halde üç noktanın, devamını benim getirmeme gerek yok…