Sigaranın zararlarını ne kadar iyi biliyoruz?

Yapılan araştırmalar dünya çapında sigara tüketicilerinin birçoğunun ya bu zararlı alışkanlığın tehlikelerinin tam olarak farkında olmadığını ya da sonuçlarına ilişkin önemli bilgileri görmezden geldiğini gösteriyor.

Sigaranın zararları ile ilgili en yaygın yanılgı, nikotinin anlaşılamamasından kaynaklanıyor. Bilimsel araştırmalar, nikotinin bağımlılık yapan madde olduğunu ama akciğer kanseri veya kalp hastalığı gibi sigarayla ilişkili hastalıkların ana sebebi olmadığını gösteriyor, sigara kaynaklı hastalıkların birincil sebebinin tütünün yakılmasıyla ortaya çıkan dumanda bulunan katran, karbon monoksit gibi zararlı maddeler olduğunu gösteriyor. Yanmanın olmadığı “dumansız” ürünlerde ise bu zararlı maddelerin önemli ölçüde azaldığı pek çok uluslararası bilim kuruluşu tarafından doğrulandı.

Kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak mümkün mü?

Sigaranın zararlarından korunmanın en iyi yolu sigarayı bırakmak veya hiç başlamamak. Sigara tüketimi ile küresel çapta devam eden mücadeleye rağmen dünyada hala 1 milyar sigara tüketicisi bulunuyor. Sigara tüketiminin sonuçlarıyla ilgilenen sağlık uzmanları, bu zararlı alışkanlığın riskini azaltmak için etkili çözümlerin bulunduğuna dikkat çekiyor. Nisan ayında düzenlenen “22nci Uluslararası Klinik Kardiyoloji ve Kalp Yetmezliği Kongresi“nde Dr. Edin Begić, sigara tüketiminin kardiyovasküler hastalıklar için belirlenmiş en önemli risk faktörlerinden biri olduğuna dikkat çekti. Dr. Begić, açıklamalarında yanmanın olmadığı, “dumansız” ürünlerle ilgili yapılan çalışmaların bulgularına şu sözleriyle yer verdi: “Bir kişinin sigaradan tütün ısıtma teknolojisine geçmesi durumunda, bunun LDL kolesterol düzeyinde azalma, HDL kolesterol düzeyinde artış ve toplam kolesterol düzeyinde azalma şeklinde bir fayda sağladığına dair klinik çalışmalardan elde edilen kanıtlar bulunmaktadır. Aynı zamanda bulgular, kan damarındaki akışı ölçen parametreler üzerinde de olumlu gelişmeler göstermektedir. Bu sonuçlar deneysel yöntemlere dayanmakta ve söz konusu teknolojiye geçiş yapan kişilerde kardiyovasküler riskin daha düşük olacağını görülmektedir.”