Kilo verme iğnesi Ozempic: Beden olumlamanın sonu mu geldi?
Göbek piercingleri ve düşük bel kot pantolonlar yeniden trend hâline geldi. Bunun paralelinde yanıltıcı diyet ilaçları da yeniden revaçta.
Bir diyabet ilacı olan Ozempic, ABD’li ünlü şarkıcı Travis Scott’ın şarkıları da dahil, şarkı sözlerinden komedi skeçlerine ve podyum şovlarına Hollywood’u fethetmekle meşgul. Travis Scott, bir şarkısında “Ozempic kullanıyor, farklı olmaya çalışıyor” dizelerine yer veriyor. Oprah Winfrey, Stephen Fry, Kelly Clarkson, Elon Musk ve diğer ünlü isimler kilo vermeye yardımcı olduğu düşünülen bu “sihirli” ilacı kullandığını itiraf eden isimlerden bazıları.
İlacın popülaritesi, moda, pop kültürü ve müzikte Y kuşağı nostaljisini temsil eden ve o dönemden Paris Hilton, Britney Spears, Christina Aguilera ve Kate Moss gibi eski rol modellerini anımsatan “Y2K” kültürünün geri dönüşüne paralel biçimde artıyor. Düşük bel kot pantolonlar, göbek piercingleri ve mini eteklerin yanı sıra incelme çılgınlığı da “heroin chic” döneminin karakteristik özelliklerinden biriydi.
İhtiyaç duyanlar bulamıyor
Ozempic, 2017’de aslında bir diyabet ilacı olarak piyasaya sürüldü. Yaklaşık iki yıl önce bu ilacı kullanarak alışılmadık biçimde hızlı biçimde kilo verdikleri yönündeki deneyimlerini paylaşan influencerlar, sosyal medyada bu ilacı hızlı bir biçimde popüler hale getirdi. Bugün #ozempic etiketi, Tiktok ve Instagram’da milyonlarca kez tıklanıyor.
Dolayısıyla iğne şeklinde olan bu ilaç artık yalnızca obezite ve diyabetle mücadele edenler tarafından değil, tatil öncesi birkaç kilo vermek isteyenler tarafından kullanılıyor. Hatta ilaca rağbet o kadar arttı ki, ilaca tıbben gereksinim duyan diyabet hastaları ise ilacı bulamaz hâle geldi. Ozempic’in üreticisi olan Danimarka merkezli ilaç şirketi Novo Nordisk, bu sıralarda Avrupa’nın en değerli şirketlerinden biri hâline gelmiş durumda.
Yeni moda ilaç
Temmuz ayının başında Berlin Moda Haftası’nda Namilia markasını giyen bir modelin podyuma “I love Ozempic” tişörtüyle çıkması büyük sansasyon yarattı. Bu provokatif tişört daha sonra sosyal medya ve basında pek çok tepkiye yol açtı. Birçok kişi, söz konusu kampanyayı “toksik” ve “yüzeysel” olarak nitelendirdi.
Namilia’nın şovunda podyumda yürüyen Türk-Alman büyük beden model Khan ise “Ozempic’i çok seviyorum” tişörtünün yarattığı tepkiye anlam veremediğini söylüyor. Khan, polemik yaratan tişörtün aslında Ozempic’e destek vermekten ziyade Kate Moss veya Gia Carangi gibi aşırı zayıf, renksiz modellerin tercih edildiği döneme dönüş sinyalleri veren moda dünyasına bir eleştiri niteliğinde olduğu görüşünde.
Sorunlu bir tabir olan ve söz konusu dönemi tasvir ederken kullanılan “heroin chic” ifadesi, uyuşturucu kullanımı ve sıfır bedenin yüceleştirildiği 1990’lara damgasını vurmuştu. Söz konusu terim, İtalyan fotoğraf sanatçısı Davide Sorrenti’nin çalışmalarıyla popülerlik kazanmıştı: Soluk bir cilt, göz altı morlukları ve aşırı zayıf bir beden.
Khan, “Her birkaç yılda bir yeni bir trend türüyor. Heroin chic, bugünlerde moda camiasında büyük bir geri dönüş yaşıyor. Bundan önce moda, ‘body positivity’ idi. Ancak son bir buçuk yıldır podyumlarda daha az kıvrımlı model görmeye başladık” diyor.
“Body positivity” veya Türkçe’ye çevrildiği şekliyle “beden olumlama”, insanların zayıf olmak zorunda olduğu kanısına karşı ortaya çıkmış, şişmanlık da dahil olmak üzere her çeşit vücut şeklinin desteklenmesi gerektiği düşüncesini baz alan bir yaklaşım.
Hoşçakal, beden olumlama
Sektördeki az sayıdaki büyük beden modelden biri olan Khan, bu süreçten bizzat etkilendiğini söylüyor. DW’ye konuşan Khan, “Araştırdıktan sonra beden biçimimin tespit edilmesinden sonra geri çekilen birçok iş teklifi aldım. Örneğin Jean Paul Gaultier’da olduğu gibi” diyor.
Özellikle de üst sınıf moda sektöründe geçmişte olduğu gibi yeniden zayıf modellerin tercih edilmeye başladığını söyleyen Khan, Alman tasarımcı Karl Lagerfeld’in moda dünyasına bıraktığı mirasa atıfta bulunuyor. Lagerfeld, “Hiç kimse podyumda kıvrımlı model görmek istemiyor” gibi provokatif ifadeleriyle ve şarkıcı Adele hakkında kullandığı “biraz fazla şişman” sözleriyle eleştiri oklarını üzerine çekmişti. Vogue Business’ın en son sayısı da Khan’ın gözlemlerini teyit eder nitelikte: Bu yılki sonbahar-kış kreasyonlarının sunumunda yer alan modeller arasındaki büyük beden modellerin oranı yüzde 1’den az.
Farklı güzellik idealleri
Münih Üniversitesi’nde sosyoloji ve toplumsal cinsiyet çalışmaları profesörü olan Paula-Irene Villa Braslavsky, zayıf olmanın modasının ne podyumda ne de sokakta hiçbir zaman geçmediği görüşünde.
Braslavsky, “Toplum, kiloyu her zaman yargılamıştır. 19’uncu yüzyılın sonlarından beri bu ahlaki bir soru olageldi. Fazla kilolu olan, tembel, eğitimsiz, ahlaksız ve ilgisiz olarak görülmüştür” diyor. Braslavsky, Ozempic gibi kilo verme ilaçlarının popülerlik kazanmasının, “body shaming” yani insanların bedenlerinden ötürü toplumsal lince maruz bırakılmasını artırabileceğinden endişeli.
Braslavsky, “Kadınlar için ‘doğru’ kilonun algısı her zaman erkekler için olduğundan daha kısıtlı olmuştur. Kadınlar geleneksel olarak ilk etapta görünümlerine göre yargılandıklarından ötürü, kadınlarda sınırlar daha belirgindir. Aşırı zayıf, aşırı şişman, aşırı kaslı, aşırı güzel veya yeterince güzel değil… Kadınlar her hâlükarda eleştiriye maruz kalırlar” diyor.
Model Khan ise heroin chic döneminin geri döndüğüne dair gözlemlerine rağmen, iyimserliğini koruyor. “Beden olumlamanın bir trendden ibaret olmadığı markalar hâlâ var” diyen Khan, Sinead O’Dwyer, Ed Hardy ve Namilia’yı örnek veriyor. Khan, “Eğer bu markalar Ozempic’i gerçekten seviyor olsaydı, plus size modelleri podyuma göndermezlerdi” diyor. Ozempic furyasının beden olumlama döneminin sonu anlamına gelip gelmediğine ilişkin soruyu ise Khan şöyle yanıtlıyor:
“Hayır, milyonlarca yıl geçse bile hayır.”