Aziz KARAAZİZ

Tekrar Hoşgeldiniz Bayan Holguin..!

Her ne kadar da kadınlarımız “bayan” kelimesinin kullanılmasına karşı çıksalar da, bir yabancı kadından ismi ile bahsedilirken kullanılabilecek farklı bir ifade olmadığı için kullanmak zorunda kaldım.
Bu açıklama sonrasında gelelim esas meseleye.
Cenevre bizden neler aldı, bize neler verdi meselesine.
Öncelikle artık yine yeniden bir özel temsilcimiz oldu. Genel Sekreter’in kişisel temsilcisi adı altında özel temsilci vazifesi yapacak. Bu görevi 6 ay boyunca yürütmüş olan Maria Angela Holguin bir kez daha sahne alacak.
Ama bu sefer görevi, daha doğrusu hedefi farklı. İlk dönemde zemin etüdü yapmış olan Holguin bu sefer rota kontrolü gerçekleştirecek.
Tarafların itiraz etmediği sayılı noktalardan oluşan listedeki işlerin doğru yürütülmesi için çalışacak.
Temmuz ayı sonuna kadar yaklaşık dört aylık bir süre var. Bu süreye neler sığacak, neler dışarıda kalacak, aslında tahmini çok da zor değil.
Mesela kapılar konusu asla halledilemez. Hatta bir arpa boyu yol bile alamayız bu konuda.
Neden..?
Çünkü Rum tarafının “geçiş kapısı” derken kastettiği ile Türk tarafının ifade ettiği şey birbirinden çok farklı ve çok uzak.
Türk tarafı bir taraftan diğer tarafa geçişten bahsederken, Rum tarafı ise kendi tarafı içerisinde seyahat kolaylığı sağlayacak bir takım düzenlemelerden bahsetmekte.
Aslında bu bir yerde yol yapımı için toprak istimlakı olarak da kabul edilebilir.
Bu nedenle de tarafların bu konuda adım atmalarını beklemek çok fazla hayalperestlik olur.
Bunun sorumlusu Rum tarafı.
Bir diğer konu olan komiteler konusunda da durum ümitsiz.
Rum tarafının ısrarı üzerine listeye dahil edilen bu konuda özellikle “gençlik komiteleri”nin içeriğinin ve işlevinin ne olacağı konusunda da Türk tarafı endişeli ve tereddütlü.
O nedenle bu konuda da adım atılamaz.
Bunun sorumlusu da bizim taraf olsun.
Ama işin en ilginç yanı mezarlıklar konusu olacak gibime geliyor.
Yılların alışkanlığı ile Rum tarafının bu konudaki ısrarının altında bazı art niyetler aramıyor değiliz. Her türlü şey olabilir.
Ne mi olabilir..?
Mesela, 15 Temmuz 1974 darbesi sırasında EOKA-B tarafından öldürülmüş olan “klasik” EOKA’cıların topluca gömülmüş olduğu bir alanın mezarlık olarak korunması ve “şehitlik” muamelesi görmesi olabilir.
Çok uç bir tahmin mi oldu..?
Kuzey’deki tüm gayrimüslim mezarlıklarının iyi durumda olduğunu unutmayın ve öyle düşünün.
Bakalım o zaman aklınıza neler gelecek..!
Öyle ya da böyle oldukça ilginç bir dönem olacak Temmuz ayının sonuna kadar geçecek olan süre.
Gözler Holguin’in üzerinde olacak.
İlk dönemini biraz yalpalamasına rağmen çok da yara almadan tamamlayan Bayan Holguin performansı ile bu dönemin belirleyici ismi olacak.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu