Adım adım laikliğe set çekmeye çalışıyorlar

Bireysel kurtuluşun toplumsal kazanımlarda bir anlamı olmadığını herkes yaşayarak idrak ediyor. Bana dokunmayan yılanın bin yaşamasını güzellemesinin de artık hiçbir işe yaramadığını görmemek içinde bulunduğumuz ortamı görmezden gelmek demektir.

Bugün belki sizi sokmayacağına kanaat getirdiğiniz o yılanın sizi mutlaka bir gün sokacağı gerçeğini artık kabullenmek durumundayız nitekim o yılan illa ki bugün sesini çıkarmayıp onca yanlışa kapı aralayanları da sokacak bundan kimsenin en ufak bir tereddütü olmasın. kaldı ki   ilk adaletsizlikte, ilk kadın cinayetinde, ilk tacizde, ilk tecavüzde, ilk eşitsizlikte, ilk hakkı yenilende, ilk omurgasızlık da  klavye kahramanlığını bir kenara bırakmış olsaydık ve tepkimizi sokağa taşımış olsaydık  bugün bambaşka bir yerde olurduk. Ama bunu başaramadık.

Herkesin malumu ki bugün birilerinin yaşam tarzına uygun olmadığımız için laik anlayışımızı zayıflatıp üzerine dayatılan bir yaşam tarzını adım adım hayata geçirmeye çalışıyorlar ve bunu Kuzey Kıbrıs’taki mevcut otorite eliyle yapmaya çalışıyorlar.

Dolayısıyla burada sorun inançlarımızın ötesine geçiyor.Yani mevzubahis olan konu inanç özgürlüğü vs değildir. Burada Murat edilenin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Dayatılan veyahut da dayatılmak istenen şey tamamen bir yaşam tarzıdır.

Cemaatlere hayat veren onların ayakta kalmasını sağlayan aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzey yarısındaki pozisyonlarını güçlendirmeye yönelik olan bu  yaşam tarzının içinde laik düşünce nötr hale getirilmek isteniyor konunun özeti budur.

Dolayısıyla bunu normalleştirmek, olağan görüntüsü  vermek, olur demek bu ülkenin laik halk anlayışına uygun olmayan bir durumdur.

Din üzerinden siyasal bir alan açmak siyasi görüşü ne olursa olsun çok tehlikeli bir akıbete sürükler Kıbrıs Türk Halkını.Dolayısıyla herkesin bunun idraki içinde olması gerekiyor.