İsrail komşuymuş ve üç dakikada Kıbrıs’a gelebilirmiş!!!
“Yunanlılar kardeşimiz olabilir ama İsrail bizim komşumuzdur. İsrailliler tamamen yanı başımızdadır. Üç dakika içinde Kıbrıs’a gelebilirler.”
Bu sözlerin sahibi Güneydeki yönetimin Savunma Bakanı Vasilis Palmas…
Palmas, bir siyasetçi, söylediklerinden söylemediklerini okuyamazsanız, sağlıklı bilgi edinemezsiniz.
Sağlıklı bilgi edinemediğiniz zaman, sağlıklı fikir üretmezsiniz.
Sağlıklı, fikir üretemediğiniz zaman da sağlıklı sorgulayamazsınız.
***
Çok yaygın olarak seslendirilmese de Yunanistan, Kıbrıslı Rumların, Anavatanıdır.
Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te garantörlük hakkını kullanarak adaya askeri müdahalede bulunmasının ana nedeni garantör ve Kıbrıslı Rumların anavatanı Yunanistan’ın, EOKA B ile birlikte Makarios’a yaptığı darbedir.
Türkiye, müdahale ettiği zaman da Yunanistan, darbe sonucu Kıbrıs’ta siyasi erki eline geçirenlerin imdadına yetişip, yanlarında, bütün askeri gücüyle duramamıştır.
Bu gerçek aslında Kıbrıslı Rumlar için silinmeyen, derin bir travmadır.
Palmas, ne dedi?
“Yunanlılar kardeşimiz olabilir ama İsrail bizim komşumuzdur.”
Bunun açılımı, “Kardeşimiz, uzaktadır. Zor bir durumda imdadımıza, yardımımıza yetişemez.”
Palmas bu sözleriyle, bir yaklaşım itirafında bulunmuştur.
***
Gelelim İsrail’e…
İsrail komşuymuş ve üç dakikada Kıbrıs’a gelebilirmiş…
Rumlar, 1974’e kadar mevzilerden Türk tarafına, “Bekledim de gelmedin” şarkısını çalardı.
Palmas ve onun gibi düşünenler, “Bekledim de gelmedin” şarkısının sözlerini İsrailce’ye, İbranice’ye tercüme etsinler ki, günü geldiğinde İsrail’e karşı seslendirirler.
***
Münhasır ekonomik bölgelerin belirlenmesi ve doğal gaz ve petrol tespiti için ilk çalışmalar başladığı zaman, çalışma bölgelerinde güvenliğin İsrail askeri gücü tarafından sağlanacağı, konuşulup yazılmaya başlanmıştı.
Tam o dönemde, o güne kadar hiç temasım olmayan İsrail’in Güney Lefkoşa’daki Büyükelçiliğinde bir görüşme daveti aldık. İki arkadaşımla Güney’deki İsrail elçiliğine gittim.
Davetli olmamıza rağmen, daha ileri güvenlik kontrolü için ayakkabılarımız bile içeri götürülmüştü..
Ayakkabılar geri getirildiğinde Kıbrıslı damarımın etkisiyle, espriyi patlatıp, “boyayıp getireceğinizi sanmıştım” demiştim.
***
Dışa karşı güvenlik önlemleri yüksek bir odada, toplantı masasının etrafına oturduk. Fazla soru sormamıza gerek olmadan, İsrail’in bölgedeki genel politikalarını anlattılar.
İlginçtir, anlattıklarını yazılmamak kaydıyla aktardılar.
Sanki de, “Biliniz yeter” der gibiydiler.
Ya da yazmasak da sohbet ederken aktaracağımızı düşünüyorlardı. Çünkü sonradan böylesi bilgi paylaşımının, gazetecilerle yapılabildiğini öğrendim.
***
O sohbetin, Palmas’ın açıklamalarıyla bağlantısına geleyim.
İsrail Büyükelçiliğinin en üst yetkililerinin o gün bize aktardıkları içinde çok önemli bulduğum iki mesaj vardı.
Bir… “İsrail, kendi doğrudan çıkar ve etkilenmesi dışında, başka hiçbir ülke için askeri gücünü kullanmaz, savaşa girmez.”
Aradan geçen on küsur yıl bir yana, geriye dönük baktığımızda da bunu net olarak görürüz. İsrail, başkası için bir kurşun bile sıkmaz.
Tam bu noktada size bir soru.
İsrail’in NATO üyeliği neden gündeme gelmiyor?
***
İki… “Türkiye’nin, bölgedeki dengeler ve olası gelişmelerde İsrail’in dayanışmasına hayati bir ihtiyacı yoktur. Ancak İsrail için Türkiye’nin stratejik müttefikliği çok önemlidir.”
Bunu da, özellikle seslendirildikten sonra yakından izledim.
Türkiye ile İsrail arasındaki her türlü gerilimin, gerginliğin ömrü sınırlıdır. Politik anlamda, gerginlik ne olursa olsun, gizli ya da örtülü ateş kes bir biçimde sağlanır.
***
Kısa ve öz…
İsrail, Türkiye ile köprüleri, Güney Kıbrıs için asla ve katla atamaz, yıkamaz. Türkiye’ye sırtını dönüp, Güney Kıbrıs’ı TERCİH EDEMEZ…
Rum liderliğinin, özellikle son dönemlerde, ciddi analizlerle politika üretemediğini bildiğim için, Savunma Bakanı Vasilis Palmas’ın sözlerini beklenmedik içerikte bulmadım.
