Bir garip, bir liberal insan, Besim Tibuk…

Eğer, Net Holding’in Merit Otellerinin Kuzey Kıbrıs’ta varlık geçmişi 1996’lara uzanıyorsa, o tarihten beri Besim Tibuk’u tanırım.
İlk karşılaşmamızdan başlayarak yıldızımız uyuştu.
Besim Tibuk’u, bu topraklarda en iyi tanıyanlardan biri değil, en iyi tanıyan olduğuma inanırım.
Besim Tibuk’u, iyi tanımak için, en başta felsefe- mantık- sosyoloji üçlüsünü, devamında, evrensel insani değerleri, dünyanın tarihi geçmiş ve sadece siyasi yelpaze dilimi bakımdan değil en geniş anlamıyla liberalizmi, yetecek kadar bilmeniz gerekir.
Çok başarılı bir iş insanı olmasına rağmen, ekonomiyi bilerek eklemedim.
***
Cuma akşamı bir grup gazeteci arkadaşla Besim Tibuk’un konuğuyduk.
Bazılarının yaptığı gibi, konukların önüne abartalı yemek – içme konulmaması, Besim Tibuk’un, menüyle ilgili olarak da söz hakkını kullandığını gösteriyordu.
Yemeğe oturmadan ve yemekten kalktıktan sonra tartılsak, neredeyse hiç farkımız olmazdı.
***
Yaklaşık otuz yıldır tanıyorum. Zaman zaman oturup sohbet ettiğimiz oldu. Aramızda maddi bir bağ, hiç olmadı.
Cuma akşamı, Besim Tibuk’la ilk kez sohbet ortamında buluşan arkadaşlarımız da vardı.
Dört saatlik sohbetin, geniş bölümünü Besim Tibuk’u dinleyerek geçirdim. Gerçek liberalliği ve devamındaki pozitif nitelikleri, soru sormayı ve iletişimi kolaylaştırıyor.
***
Besim Tibuk’u dinlerken aklıma Orhan Veli’nin, “Bir garip Orhan Veli” şiirinin ilk dörtlüğü geldi… “İstanbul’da Boğaziçi’nde/ Bir garip Orhan Veli’yim/ Veli’nin oğluyum/Tarifsiz kederler içindeyim”…
Garip demek, kimsesi olmayan hatta kimsesiz, zavallı, demek.
Besim Tibuk, elbette bu tanımlama kapsamında garip değil… Ancak, sahip olduğu, kişilik özellikleriyle, “İşte bunlar beni tanıyor, anlıyor” diyeceği kaç kişinin yakın çevresinde var olduğunu bilemiyorum.
Bu yazının içeriği bağlamında da bugüne kadar kendi merkezli, hiç sohbet etmedik.
***
Cuma akşamı sohbetin içeriği biraz gerilerden gelerek, özellikle bu topraklarda yaşadıkları ya da bizi yönetenlerin O’na yaşattıklarıydı. Şikayet etmek için mi, bizi davet etmişti? Hayır, hiç alakası yok.
Besim Tibuk, bir iş insanıdır.
Net Holding’in ve de Merit Oteller zincirinin, bir anlamda babasıdır. İşlerinin iyi gitmesini elbette ister.
Oyunun kurallarını bilir ve ona göre oynar, diyebilirim. Ancak, büyümesini meşru olmayan kazanç üzerine inşa ettiğini kabul etmem. Zaten, borsada bir şirketin kayıt dışılığı, minimal düzeyin ötesine geçemez. Çünkü periyodik denetlemeler var.
Burada bir alt çizme yapayım.
Meritler ve bağlı olduğu Net Holding kağıt üzerinde Türkiye’den şirketler topluluğu olarak görülse de, pratikte Kuzey Kıbrıs ağırlıklıdır. Son zamanlarda, farklı ülkelerde de turizm yatırımları olsa da, ana üs Kuzey Kıbrıs’tır.
***
Besim Tibuk’u, seviyorum… Sağdan yaklaşımla, liberaldir.
Türkiye’de Liberal Demokrat Parti, çatısı altında siyaset denemesi de yaptı. İstediği sonucu alamadı, parti bağını geriye çekse de kişisel liberalliğinde bir adım geri atmadı.
Sözlük anlamıyla, “Liberal görüşü savunanlar, geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.”
Besim Tibuk, eksiksizlik bir yana, biraz da fazla liberaldir.
***
Besim Tibuk, hiçbir yanıtı ötelemez. Konuşurken de şimdiye kadar, “Bu yazılmasın” dediğini duymadım.
Çalışma arkadaşları, Besim Tibuk, konuşacağı zaman, şirket çıkarlarına zarar gelir diye korkar. Besim Tibuk, yine de konuşur.
Cuma akşamı, gecenin sonunda, “Besim Bey, yirmi kusur sene önce. Kuzey Kıbrıs’ın değerini bilin, burada rüşvet yok, demiştiniz. Hâlâ aynı görüşte misiniz?” diye sordum.
O meşhur kahkahasını atıp, “O, 25 sene önceydi” dedi.
***
Besim Tibuk, yatırımlarından öte insan kaynağı olarak hem Kuzey Kıbrıs hem de Türkiye için zenginliktir. Allah uzun ömür versin. Yeni izler bırakmadığı dönemde de, hatırlanacak.