Hasan Hastürer

Halkı düşünmeyen, hiçbir düşünce değerli olamaz…

‘John Maynard Keynes (1883-1946) radikal düşünceleriyle ekonomide yeni bir akım başlatan Britanyalı iktisatçı. Ekonomik durgunlukla mücadelede müdahaleci para ve maliye politikalarını savunmasıyla tanınır.’

Geçen hafta DAÜ’de Ekonomi ve Finansla ilgili oldukça yararlı bir panel vardı.

Enflasyon hiç kuşkusuz en önemli sorunların belki de ilk sırasına konularak konuşuldu.

Keynes’in özet görüşü, sunuş sırasında görsel hale de getirildi.

İşte Keynes’ten üç öne çıkarma:

‘ …Enflasyon her yerde her zaman tahrip eder, tehlikelidir.

…Ekonomik sorunları sıralayın, işsizlik, durgunluk, enflasyon…Öncelikle çözülmesi gereken enflasyondur.

… Çünkü Lenin’in dediği gibi enflasyon, toplumu ve devleti çürütür, çökertir, büyük belirsizlik yaratır. Nitekim Almanya, Rusya, Macaristan’da devlet çökmüştür.

***

Enflasyon, hem Türkiye’nin, hem de KKTC’nin en büyük derdi, hatta baş belasıdır.

Enflasyona paralel, maaş ve ücretlerin, bırakın yılda üç kez düzenlenmesini, her ay düzenlense de, öldürücü zararı ortadan kalkmaz.

Bizde hayat pahalılığının belirlenmesine, fiyat hareketi takip edilen ürün ve hizmetler listesi vardır.

Konunun uzmanlarına göre, özellikle gıda ürünlerinde ciddi ve de istikrarlı bir fiyat denetimi sağlanmasıyla enflasyonun, hissedilirliği ciddi anlamda aşağılara çekilebilir.

***

Et ya da en genel anlamda hayvansal ürünlerin tüketiminde geleneksel, kültürel bir alışkanlığımız vardır.

Yirmi kusur yıldır, et fiyatlarıyla ilgili tıpkı bugünkü gibi tartışmalar var.

Etin pahalılığı gündemin ön sıralarına geldiği zaman kasaplar, hayvancıları, hayvancılar, kasapları suçlar.

Bir söz var, ‘FİLLER SEVİŞİR, ÇİMLER EZİLİR, FİLLER DÖVÜŞÜR GENE ÇİMLER EZİLİR’.

Kimse alınganlık göstermesin, ya da yarası olan gocunsun.

Et fiyatları konuşulurken ne hayvancı, ne de kasaplar halkı düşünüyor.

Hayvancı da, kasaplarda kendilerini düşünür.

Halk, özellikle düşük gelirli, yoksul halk hiç düşünülmüyor.

Eskiden çöpe ya da köpeklere atılan, etten başka her şeye benzeyen, hayvan parçaları bile satılır oldu. Etin yanında promosyon verilen kuyruk, dana etinin fiyatına satılıyor.

Halkı düşünmeyen, hiçbir düşünce değerli olamaz…

***

Hayvancıların bugün eylemi var. Hayırlısı olsun. Umarım amaç bağcı dövmek değil, üzüm yemektir. Taleplerden biri de ithal et izninin iptali.

Bir sorucuk sorayım. Otellere, toplu tüketim mekanlarına, yüksek gelir grubu müşterilerin taleplerini uygun, verilen nitelikli büyük baş hayvan et ithal izinlerinin iptali de isteniyor mu? Garibanlara ucuz et seçeneği sunulmasına karşı çıkılırken, para babalarının tükettiği etlerin ithaline de aynı başlık altında karşı çıkılacak mı?

***

Hayvancılık, stratejik bir sektördür… Hayvancının, emeğinin karşılığını alarak hayvancılığın devamı çok önemlidir.

Kasaplar da zararına çalışmasın. Riskleri de düşünülerek kar oranları belirlensin.

Liberal ekonomi de fiyat denetimi olmazmış. Bu uygulamanın günümüz dünyasında örneği olmadan dersler de anlatılırmış diyen hocalar da var.

Katılır mıyım?

Ekonomist değilim ama, halkın insanca yaşama ve sağlıklı beslenmesi için, halkı düşünmeyen bir ekonomik modele hiç destek vermem.

Enflasyon, Keynes’in dediği gibi, ‘her yerde her zaman tahrip eder, tehlikelidir.’

Keynes’in Lenin’den alıntı yaptığı gibi, ‘enflasyon, toplumu ve devleti çürütür, çökertir, büyük belirsizlik yaratır.’

Hükümetin et konusundaki tutumunu, pahalılıkla mücadelede bir ucundan yakalama olarak da görüyorum.

Hükümetin, garibanların tükettiği et türlerinin kontrollü ithaline izin vermesine sıcak bakıyorum. Halka et satın alırken fiyat seçeneği sunulsun. Tıpkı, Güney Kıbrıs’ta olduğu gibi.

Çünkü hayvancı ve kasaplar, bugüne kadar yoksulu düşünerek çözüm formülü üretmedi.

Hayvancıların talepleri elbette görüşülsün. Ancak kendileri, halkın ucuz et tüketimine imkan sunacak bir formül bulmadıkları sürece, hükümet et ithalinden geri adım atmamalıdır.

Hiçbir eylemin amacı bağcı dövmek olamamalı. Amaç üzüm yemekse, üzümü de tüm toplum kesimleri düşünülerek yenilecek.

Son bir anımsatma, meslek ya da sektör odaklı eylemlerde, üyelerin katılımı kadar hatta daha fazla kamuoyunun desteği önemlidir.

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu