Hasan Hastürer

“Beyinlerini serbest bırakmazlar, büyük bir kısmı fikri sabittir.”

Orhan Gencebay’ın şarkılarını bazıları arabesk deyip kenara itmeye çalışır.

Şu sözlere bakar mısınız?

“Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni
Dermansız dert olmaz, dermana sal beni
Kaybettim kendimi, ne olur bul beni
Yoruldum halim yok, sen gel de al beni.

Feryada gücüm yok, feryatsız duy beni
Sevenlerin aşkına, ne olur sev beni…”

***

Yaşama bakış açımla, herkesi hatasıyla sevdim.

Hatasız kul olmayacağına, yürekten inandım.

Niyet temizliği olduğu sürece de, hatalara hiç takılıp kalmadım.

İnsan, canlılar içinde sosyal yönden en gelişmiş olandır.

Hatta insan için, EN GELİŞMİŞ HAYVAN da denir.

Yanlış mı bu tanımlama?

Elbette değil.

Sosyal zenginliği, ölçülebilir öteki değerlerle kıyasladığım zaman ikilemsiz ilk sıraya koyarım.

Sosyal iletişim içinde de temas ettiğim herkesi en az kendim kadar değerli ve bilgili görürüm.

Saygı ve sevgi akışkanlığında bunun önemli olduğuna inanırım.

Bazıları var, her şeyi bildiğini sanır.

İnsanın her şeyi bilmesi, olası değil.

En gelişmiş bilgisayar bile kendine yüklenilen bilgi, kapasite sınırları içinde bilgi yansıtıcıdır. -Yapay zekayı bu yazı bütününde kenara koyalım.-

Bir insan her şeyi bilmez ama, her insan bir şeyler bilir.

Önemli olan her türlü iletişimde öğrenmeyi hedeflemek, öğrenmeyi bilmektir.

***

Dünkü Erenköy’le ilgili yazıma geniş kesimlerden düşünsel  tepkiler aldım…

İzin almadığım için isimlerini yazmadan iki mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Günaydın kıymetli dostum. Erenköy ismini her duyduğumda içime bir kor düşüyor. Şimdi konuşmak doğru olmaz belki ama söyleyecek veya sorulacak çok şey var!

Bizim siyasilerin, ucuz siyaset konuşmalarını dinlemeye, ne ruhum ne de yaşım müsait değil artık. Bu topraklar için giden bunca gencin hatırasına bile sahte , kuru birkaç sözle sahip çıkıp, kendi koltuklarını ve menfaatlerini önde tutanlara da tahammülüm yok. Ben bu günün dünden daha iyi olmasını temenni ediyorum ve şu birkaç satırla noktalayım bu günkü yazımı.

“Sevginin yanına, huzuru koy bugün

Umudu, Mavi’yi unutma…

Sil elinin tersiyle eskiden kalan izleri,

Bugün Güzellikler sizi bulsun…

Gün -Aydın olsun en Mavisinden.”

Nazım Hikmet’in şiirlerini severim.

Sevgiyle kalın.”

***

“ Hasan bey, hiç kimseye yorum yapmak istemem.  Çünkü bizim, şerefli gazeteci araştırmacı yazarların, dedikleri ve yazdıkları doğrudur, onun dışında hiçbir şeyi kabul etmezler.

Söylenenleri dinleme gibi, bir alışkanlıkları yoktur.

Beyinlerini serbest bırakmazlar, büyük bir kısmı fikri sabittir.”

***

Mesajların ilk Ege sahillerinden geldi. Babası Kıbrıs Türk Siyasi yaşamında ilk iz bırakanlardan. Kıbrıs sorununu, kuyunun dibinden kurtularak bilenlerden. Kimse bu yazdıklarından dolayı O’na bir tek kelime söyleyemez.

***

İkini mesaj Girne’den… Kıbrıs’ta ilk marka değeri olan ürünlerden birini var etmiş, bir aileden, yurtsever, demokrat bir kardeşimin.

Mesajını aldıktan sonra, telefonla arayıp, aynen şunları söyledim:

“ Bir toplumda, haddini bilmeden, kendini akıllı ve de çok bilgili sananların sayısı ne kadar çoksa, o toplum o kadar cahildir.”

Yirmi kelime, meramımı anlatmaya yetti.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu