Hasan Hastürer

UBP’yi yazarken (3)… Derviş Eroğlu’na neden kimse saygısızlık yapmıyor?

3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk siyasal yaşamında özel bir yere sahiptir. Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, toplumsal liderlikten, siyasette Cumhurbaşkanı Muavinliği ya da Cumhurbaşkanlığına geldiler.

Dr. Fazıl Küçük, bir lider olarak asla hak etmediği bir süreçle, 67 yaşında aktif siyasetten koparıldı.

Rauf Denktaş, seçimlerde yıprandı, ikinci turda seçildiği de oldu… 2005’te aday olsa kaybedebileceğini de düşünerek aday olmadı. Derviş Eroğlu, Denktaş’ın Denktaş olduğu dönemde, bir anlamda Denktaş’ın desteğine sahip olmadan UBP Genel Başkanı ve ardından lider oldu. Derviş Eroğlu, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’tan sonra sağın, üçüncü lideridir.

Eroğlu’ndan sonra sağın büyük partisi UBP, Ünal Üstel dahil altı genel başkan gördü. Ancak, şu ana kadar hiçbiri sağın liderliği bir yana, UBP’nin lideri bile olamadı. Derviş Eroğlu’na hâlâ gösterilen saygı ve sevginin kaynağı UBP Genel Başkanlığı, Başbakanlık veya en sonundaki Cumhurbaşkanlığı değil, liderliği ve her koşul altında EN GENİŞ KESİMLERLE NİTELİKLİ İLETİŞİMİDİR.

Eroğlu, özelde UBP’lilerle,  genelde toplumun tüm kesimiyle yakın oldu. Elbette UBP’lilerin isteklerine yanıt verme gayreti içinde bulundu. Ancak, kendine hiç oy vermeyen insanların sorunlarının çözülmesine de, ciddi ilgi gösterdi.

Derviş Eroğlu, Türkiye ilişkilere özen gösterdi. Bu özeni gösterirken, Kıbrıs Türk siyasal yaşamından bir lider olarak davranmayı da becerdi. Statüsünü ve toplumsal temsiliyetini ayağa düşürmedi. Derviş Eroğlu, siyasete UBP’de adım attı. Bir an bile kopmadı. 2013’te Cumhurbaşkanıyken UBP Genel Başkanlık yarışında İrsen Küçük’ü desteklememesi sonrasında o tavrının nedenini sormuştum. Yanıtı şu olmuştu:

“Siyasi hayatımın tümü UBP’de geçti. UBP’nin başarısını toplumun başarısı olarak gördüm. İrsen Küçük’e karşı olma nedenim başarılı olmayışıydı. Çünkü parti başkanının başarısızlığının bir sonraki halkası partinin başarısızlığıdır. Kıbrıs Türkü’nün kaderinde önemli yeri olan UBP’nin başarısızlığı Kıbrıs Türkü için kayıptır. Tamamen bu yaklaşımla tavrımı koydum. Başarılı olmuş olsaydı karşı çıkmak bir yana destek verirdim. Sonuç ortaya çıktığı zaman üzüldüğümü gizlemem ama sonuçta bu seçimdi ve sonuca saygılı olmak gerekir. O saygıyı da gösterdim, sonucu kabullendim, üzülmek gibi duygusal yaklaşımımı da hızla terk ettim.” Derviş Eroğlu, bir anlamda sessiz duruşuna rağmen, konuşması gerektiği zaman da sözcükleri iyi seçerek söylemesi gerekenleri de söyledi her zaman. Cumhurbaşkanıyken, telefonlarının dinlendiği gündeme gelmişti. Yanıtı aynen şöyle olmuştu: “KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak dinleniyorum diye bir kaygıyı taşımamam gerekir. Taşıyorsam da sorumlu kişilerin ya da kurumların bana tatmin edici açıklama yapmasını beklerim. Eğer telefon görüşmesi yaptığım kişilere, hemen ertesi gün çağrıldıkları makamlarda yaptığımız konuşmalar kelimesi kelimesine hatırlatılırsa, insan telefon görüşmelerinin dinlendiği kaygısına kapılmaz mı? Böyle bir durum bir kişiyle sınırlı olsa rastlantı diyebilirdim. Ancak birden fazla kişide bu durum yaşanınca endişemi açıklık ilkesiyle toplumla paylaşmayı tercih ettim.”

   Derviş Eroğlu’nu, eşi Meral Eroğlu’nu anmadan yazmak hem eksik hem de Meral Hanım’a saygısızlık olur. Kısa ve net… Meral Eroğlu eşi Derviş Eroğlu’nun başarısında çok büyük pay sahibidir. Ancak Meral Hanım, nerede duracağını çok iyi bildiği için, eşine köstek değil destek olmuştur.

Bu yazının bütünü ve fazlası, eleştirilen yanlarına rağmen, Eroğlu’na kimse saygısızlık yapmıyor…

 

   Yarın: Ünal Üstel, neden öndedir?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu