Hasan Hastürer

İsrail’den, Dijital Terör saldırısı…

“… Lübnan hükümeti ve Hizbullah yetkilileri, 17 Eylül 2024, Salı günü Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde neredeyse aynı anda patlayan yüzlerce çağrı cihazının, aralarında militan grup Hizbullah üyeleri ve bir kız çocuğunun da bulunduğu en az dokuz kişinin ölümüne yol açtığını söyledi. Patlamanın İran Büyükelçisi’nin yaralanmasına da neden olduğu bildirildi.

Yetkililer, Lübnan sınırında tansiyonun yükseldiği bir dönemde 2700’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan sofistike ve uzaktan kumandalı olduğu anlaşılan saldırıyla ilgili olarak İsrail’i işaret etti. İsrail ordusu yorum yapmayı reddetti.”

Ortadoğu’dan bir kez daha İsrail’den gerilimi artıracak ve Dijital Terör olarak bir saldırı gerçekleşti.

Önceki gün başlayan ve dün devam dijital saldırı, terör eylemlerinde milat niteliklidir.

***

9 Ağustos 1969 günü, Leyla Halid, Filistin Kurtuluş Örgütü üyesi Selim ile birlikte, Amerikan TWA uçağını kaçırarak Şam’a indirdi. Bu, terör eylemi kapsamında ilk uçak kaçırma olayıdır.

11 Eylül 2001’de tarihi 11 Eylül Saldırıları olarak geçen, Dünya Ticaret Merkezi, Pentagon ve Beyaz Sarayı hedef alan uçak saldırılarında, iki uçak İkiz Kulelere, bir uçak Pentagon’a, dördüncü uçak ise Beyaz Saray’a ulaşamadan düşürüldü.

***

Canlılar içinde bir birini öldürmede ilk sırada insanlardır.

6 ve 9 Ağustos 1945’te Amerika, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası attı. 200 bin dolayında insan öldü. Bu saldırı, bilimin, insanlığın yok edilişinde kullanılmasının ilk büyük örneğidir.

Ne kadar acıdır ki adına savunma sanayii konsa da bilimin en yeni ürünlerinin kullanıldığı alan, savaştır. Sözü fazla uzatmaya ve farklı boyutlarda örnekleri sıralamaya gerek yok.

***

1941 – 1945 yılları arasında yaklaşık altı milyon Avrupalı Yahudi, Nazi Almanya’sı ve onun İkinci Dünya Savaşı işbirlikçileri tarafından öldürüldü. 6 milyonun yaklaşık 1 milyon 500 bini çocuktu. O dönemde Avrupa’da yaşayan dokuz milyon Yahudi’nin üçte ikisi bu soykırımda öldürülmüştü.

İsrail Devletinin Ortadoğu’da var olduğu 14 Mayıs 1948’den beri bölgemiz huzur yüzü ve uzun vadeli barış görmedi. Yahudiler, Avrupa’da yaşadıkları soykırımın acısını, masum Filistinlilerden çıkarmak istiyor.

7 Ekim 2023’te Hamas’ın füze saldırısı bahane edilerek, orantısız askeri güçle İsrail’in Gazze’ye saldırıları başladı. Saldırıların başlamasının üzerinden yaklaşık on buçuk ay geçti. Çoğunluğu kadın ve çocuk, 40 binin çok üzerinde Filistinli öldürüldü. Hem de dünyanın gözü önünde.

1941 – 1945 arası Yahudiler ne kadar soykırım yaşamışsa, şimdi de İsrail’in saldırılarıyla Filistinliler soykırım yaşıyor.

İsrail sayısal azlığının farkını yüksek teknolojiyle kapatıyor. Geniş bir alanda, kendisi için tehdit gördüğü alt yapı ve insan unsurlarını, yüksek teknolojiyle yok ediyor, etkisiz hale getiriyor.

***

Yüzlerce Hızbullah üyesinin kullandığı çağrı cihazları ve telsizler eş zamanlı olarak, bomba gibi patlatıldı.

Bu bir dijital terör saldırısıdır. Teknolojinin hangi boyutlarda terör amaçlı kullanılabileceğinin en çarpıcı örneğine uzaktan da olsa tanık olduk. Hizbullah yetkililerine göre bu çağrı cihazları yakın geçmişte alınmıştı. Demek ki, Mosad, bu cihazların alınacağını biliyordu. Yazılımlarına müdahale edildiği zaman, bomba gibi infilak edebilmesine göre her türlü hazırlık yapılmıştı.

Konunun uzmanlarına sordum. En güçlü olasılık, yazılımda kötü amaçlı güncelleme ile pillerin bomba gibi patlatılması.

Lübnan askeri kaynakları ise, cihazlara az ancak etkili patlayıcı madde konulduğunu ifade etti.

***

İsrail’in ileri teknoloji kullanarak saldırı düzenlemesinin son örneği önceki gün ve dün  yaptığı saldırılardır. Ancak, siber ya da dijital olarak nitelenen bu saldırılar yakın geçmişin ilk saldırılar değildir.

Haziran 2010’da İran’ın iki önemli nükleer çalışma merkezi, Buşehr ve Natanz, solucan yazılımla, İsrail tarafından, çok ciddi zarara uğratılmıştı.

Bu merkezler en üst düzeyde korunuyordu. Dış dünyayla iletişim kurumsal ve bireysel olarak yoktu. Çok izole, yoğun yerleşimin uzağındaydılar.

İsrail’in Merkez İstihbarat ve Özel Harekat Enstitüsü olan Mossad, önce o merkezlerde çalışanları belirledi. Sonra o çalışanları yaşadıkları semtlerde, belirli sayıda çiklet, sakız alan çocuklara promosyon olan USB bellekler verilmesini sağladılar. Bir gün bu USB’lerden birinin o merkezlerde sisteme takılacaklarını biliyorlardı. Öyle de oldu, bir baba, çocuğundan aldığı USB’yi sisteme taktığı an, tüm sistem bir anda geri dönüşümü olmayacak şekilde çöktü.

***

İsrail, bilimi, bilimin ürünlerini, insanlık aleyhine, hatta soykırım amacıyla kullanarak insanlık suçu işlemektedir. İsrail, devlet terörü örnekleri veriyor. Devlet terörü, terörün köküne kazımaz, tam tersi tetikler.  Son saldırıların sonuçları da bu genel geçer doğruyu kanıtlayacak.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu