Hasan Hastürer

New York’ta diplomasi fuarı…

Eylül ayı New York’ta Birleşmiş Milletler genel kurul dönemidir.

   Genel Kurul çalışma dönemini değerlendirmek isteyen liderler, Genel Kurul kürsüsünden, bir anlamda dünyaya seslenir.

   Bu arada, liderlerin New York’ta bulunduğu süre içinde yapacağı ikili temaslar, görüşmeler de ayrı önem taşır.

   İkili görüşmelerin düzeyi, kimlerle görüşüldüğü, yapılan görüşmelerin bölgesel ve dünya ölçekli ne kadar haber değeri taşıdığı, New York’ta bulunmanın ne kadar verimli olduğunun göstergesidir.

BM Genel Kurul çalışmaları döneminde ABD Başkanları, arzu etmeleri durumunda liderlere dönük bir davet düzenler. O davette, dünyanın değişik köşelerinde, davet edilen liderler, ABD Başkanıyla anı fotoğrafı çekme fırsatı bulur.

***

   BM Genel Kurul çalışma dönemi için NEW YORK’ta DİPLOMASİ FUARI, tanımlaması yapmayı doğru bulurum.

Turizm fuarlarında ülkeler, turistik alt yapılarını pazarlar. Aslında turizm fuarları, hem pazarlama hem kutlama yerleridir. Uluslararası Turizm Panayırı dense de yanlış olmaz.

   Turizm Fuarlarında, bazı ülkeler, bir hatta iki yıl ilerisini pazarlar ya da turistik değerlerini görücüye çıkarır. Bizim gibi ülkeler, genellikle kısa vadeli hedeflerle, makyaj operasyonları yapar.

   Fuarlar, turistik hedeflere ulaşmak için araç olması gerekirken, bizim için amaç haline sokulmuştur.

Kimse hangi fuardan, ülke turizminin ne kadar kazanım elde edildiğini net bir şekilde ortaya koymaz, koyamaz.

***

Turizm Fuarı örneklemesini NEW YORK DİPLOMASİ FUARINI DAHA KOLAY ANLATMAK İÇİN AZICIK DETAYLANDIRDIM.

   Önceki Cumhurbaşkanları gibi KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da bir kez daha New York’ta.

Ersin Tatar’la birlikte Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da New York’ta.

Tahsin Ertuğruloğlu, New York’ta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Yıllık Koordinasyon toplantısına katılıp, konuşma yapar. Bu her yıl gerçekleşen bir adımdır.

Geçen yılki toplantıda konuşmasını tamamlarken Ertuğruloğlu, şunları söylemişti:

“İİT üyesi devletlerin, var olmayan ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ gibi davranan, Kıbrıs Rum tarafının bize empoze ettiği insanlık dışı kısıtlamaların ve izolasyonun üstesinden gelmemize yardımcı olmak hedefiyle Kıbrıs Türk Devleti ile ilişki kurmak için hızlı bir şekilde somut adımlar atmalarını içtenlikle umuyorum. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde özellikle eğitim alanında gelecekte İİT etkinliklerine ev sahipliği yapma yeteneğine sahip olduğumuzu ve minnettar olacağımızı ifade etmek isterim. Böyle bir adım, İİT ülkelerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Müslüman kardeşlerine karşı dayanışmalarını sadece sözle değil, fiilen de gösterecektir.”

Tahsin Ertuğruloğlu, büyük olasılıkla bu hatırlatmayı bu yıl da yapacak.

***

   Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın en önemli teması BM Genel Sekreteri Guterres’le yapacağı görüşmedir. Guterres’in Tatar görüşmesinden özel bir beklentisi yoksa, görüşme en çok 45 dakika sürer.

   Birlikte, basına açıklama yapılmaz.

   Ersin Tatar, görüşme sonrası BM panosu önünde basına açıklama yapar. Sonra da KKTC New Temsilciliğine geçer çok büyük olasılıkla.

   Tatar’ın ekibindeki müzakereci Güneş Onar’ın ABD Dışişlerinden bazı yetkililerle görüşmesi de mümkündür.

   Bu bizim açımızdan olağan, alışılmış New York, temas programıdır.

   Fazladan görüşme için TC Dışişlerinin lobiciliğine gereksinimimiz vardır.

   KKTC’nin varlığı kabul edilse de, tanınmamışlığımız nedeniyle, New York’ta “oyun alanımız” ya da stand büyüklüğümüz bu kadar.

***

Bu yıl CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da New York’ta. Sosyalist Enternasyonal’den aldığı davetle New York’a gitti. Sosyalist Enternasyonal’in “Diyalog ve Diplomasiye Yatırım” başlıklı oturumunda kapsamlı bir konuşma yaptı.

CTP’nin görüşlerini açıklayıp, ” Her şeyden önce, herkes Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlarla birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki eşit kurucu ortağından biri olduğunu anlamalıdır. Bu, 1960 Anayasasının ve Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs ile ilgili muktesebatının lafzı ve ruhudur. Dolayısıyla, Kıbrıs Rum yönetiminin bu konularda Kıbrıslı Türkler adada hiç yokmuş gibi yalnızca kendi iradesiyle karar alması hukuken mümkün değildir” derken , konuşmasının bir başka yerinde de,  şunları söyledi:“Resmi müzakerelerin bir kapsamlı siyasi anlaşmayla sonuçlanabilmesi ve statükonun sonlandırılması için şart olan eşzamanlı siyasi iradeyi oluşturacak önlemlerin alınacağına dair inancımı yinelemek istiyorum. Yerel ve uluslararası aktörlerin yanı sıra, iki eşit kurucu ortak arasında daha yakın ve daha geniş kapsamlı bir işbirliği, kuzeyin statüsüyle ve “tanınması”yla ilgili “endişeler”den arındırılmalıdır. Genel Sekreter’in yakın tarihli bir raporunda belirttiği gibi, “Tanınma konusundaki endişeler, işbirliğinin artırılmasının önünde bir engel oluşturmamalıdır”.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu