Aziz KARAAZİZ

Pazartesi başlarım…

Çok sihirli bir tarihtir Pazartesi, bir dönüm noktasıdır hatta.
Her işi ona bırakırız.
Başlaması gereken bir iş varsa mutlaka miladı Pazartesi olur.
Bir başlangıçtır.
Ama çoğu zaman başlamaz.
Ertelemenin resmi tarihidir.
Ben de öyle yaptım. Yazı işini hep Pazartesiye erteledim.
Çok fazla Pazartesi harcamadan başlamış oldum ama ben.
Yazmaya yeniden başlamanın verdiği heyecan ile vuruyorum tuşlara.
Gerçekten özlemişim.
Ne kadar özlendiğimi ise zaman gösterecek.
Ama öncelikle sevgili abim, değerli büyüğüm Hasan Hastürer’e teşekkür etmeliyim.
O olmasaydı, onun teşvikleri olmasaydı daha çok Pazartesi harcardım ben.
Ama O, hepimizin çok iyi bildiği pozitif tavrıyla yakamı bırakmadı ve yazmaya başladım.
Hasan Hastürer ile aynı çatı atında buluşmanın verdiği yüksek motivasyon ile bir kez daha sizlerin huzurundayım.
Yazacak, konuşacak o kadar çok şey birikti ki..!
Günü gelen her şeyi konuşacağız sizlerle.
Ama şunu da belirtmekte fayda görmekteyim ki, bu satırlara duyduklarımı değil de bildiklerimi taşıyacağım.
Tahmin veya duyum paylaşımı benim görüşüme göre köşe yazılarının değil, farklı sohbet biçimlerinin ham maddesidir.
2025 gerçekten çok kritik bir yıl olacak.
Özellikle iç siyasette Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ve seçim sonrasında çıkacak sonucun ateşleyeceği süreçlerin başlayacağını hepimiz çok iyi bilmekteyiz.
Ama bu süreçlerin rol dağılımı nasıl olacak, bunu şimdilik bilemiyoruz.
Genel kadro belli, çok geniş olmayan bir kadro ile bu işi çevirmeliyiz.
Esas mesele, ülke büyük sıkıntılar içerisindeyken, bu sıkıntıları çözmek ana görevi olan milli siyasetimiz kendi içi sorunlarından fırsat bulup da bizi kurtarabilecek mi..?
Şu ana kadar ki performanslarına baktığımızda bu çok da mümkün görünmüyor.
Ama hemen de enseyi karartmamak gerek.
Bu noktada herkese düşen görevler mevcut. Herkes görevini eksiksiz yerine getirirse sorunlar çözülür. Ama herkesin eksiksiz bunu yapması şart. Tek bir eksik bile tüm denklemin çökmesine ve hepimizin başarısız olmasına yol açar.
Kıbrıs konusunda bugün çok da önemli olmayan bir buluşma var. İki lider yeni kapıları görüşecek.
Bilmiyorum aranızda bundan heyecan duyan oldu mu, ama ben zerre kadar heyecana kapılmadım.
Bu durumum kapılara olan tavrımdan kaynaklanmıyor.
Bir şey olacağına yönelik inançsızlığım nedeniyle böyleyim.
Ama yukarıda da dedik, enseyi karartmamak gerek diye.
Aynı sözü burası için de kullanalım ve bugünlük bu kadar diyelim.
Bir yeniden merhaba yazısı okudunuz.
Hoşbulduk diyelim ve öyle bitirelim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu